Hiç piercing’li peribacası gördünüz mü? Peki, kendi cümlelerinizi toprağa ekmek ister misiniz? Gökyüzünde hayat mümkün mü? Gökyüzüne bahçe tasarlanır mı? Toprağın canlı olduğunu biliyoruz, ama altına yerleştirilen bir sistemle, insanın göbeğine dokunur gibi toprağın nefes alıp verişini hissetmek ister misiniz? Tüm bu deneyimleri tohumun, toprağın sanatla birleştiği Cappadox’ta yaşadım... Cappadox 2016, insanın doğa ve dünyayla ilişkisini Voltaire’in “Candide”inden alıntıladıkları “Gelin bahçemizi ekelim” cümlesiyle sorguluyor.

Kendinize program çıkarın

Gündemden biraz uzaklaşıp sanatla, doğayla nefes almak için Pozitif’in düzenlediği Cappadox Festivali’ne katılmalı. Bu yıl 19-22 Mayıs tarihleri arasında ikincisi yapılan Cappadox 2016 sona erdi, ancak yukarıda bahsettiğim deneyimleri yani festivalin Kızılçukur’daki çağdaş sanat sergi alanını 12 Haziran’a kadar görebilirsiniz.

Merkezine çağdaş sanatı alan Cappadox, doğa etkinlikleri, konser, yürüyüş, gastronomi, film gösterimleri ile çevrili bir festival. İster açık hava etkinlikleri haritanızı elinize alıp doğayla iç içe olun, ister peribacaları arasında yapılan konserlerde müzikle kaybolun, ister çağdaş sanat sergi alanını gezip sorular sorun... 7/24 etkinlik var. Festival programından alternatif de çok, ama festivale katılmadan önce etkinlik programına bakıp kişisel bir program çıkarmak gerekiyor.

Bienal tadında

Dört günlük festivalde, peribacaları arasında konserler, yoga, Aşk Vadisi yürüyüşü, dolunay gecesi, açılış ve kapanış gecesi partileri gibi etkinlikler de ekledim programıma. Kendine özel bir coğrafyaya sahip Kapadokya güncel sanatla iç içe değil, bu nedenle festivalin güncel sanat rotasını merkezime alarak merakla takip ettim. Festivaldeki işler de tıpkı coğrafyası gibi güçlü. Bir bienal tadında...

Kırmızı halkalı peribacası

Kapadokya’daki peribacaları arasında Ayşe Erkmen birinin altını çiziyor. Bir peribacasına “piercing” takarak, halka atarak sanat doğa ilişkisini sorguluyor. Peribacaları konut, kilise, şaraphane, mahzen, mezar ve güvercinlik gibi işlevler üstlenirken kimi zaman da güvenlik ve savunma için kullanılmış. Hem doğanın hem de insanın müdahalesiyle karşılaşan peribacalarına bu kez Ayşe Erkmen, kırmızı renkli şişme lastik bir çemberi penceresinden geçirerek sanatsal müdahalede bulunuyor.

Hızlı turizme muhalif bir harita

Tur otobüslerine sıkışıp bölgeye temas etmeden gerçekleştirilen hızlı turizme muhalif bir harita da var festivalde. Murat Germen’in Avanos ve çevresini kapsayan “Yaşayan Kültür Algı Haritası”nı Uçhisar Meydanı’nda yer alan Cappadox Pazar Yeri’nde görüyoruz. Germen, bu haritayla “Gelin yolumuzu beraber belirleyelim” diyor. Bu haritayla bağımsız bir şekilde bölgeyi yaşayan kültürler üzerinden keşfedebiliyorsunuz. Bölgenin yaşayan kültürünü, insanlarını, formlarını, renklerini, seslerini, dokularını, yemeklerini, bitkilerini öne çıkarmayı amaçlarken yerele dokunmak isteyen Cappadox’ta yerli sanatçıların çok az olması dikkatimi çekiyor. Gerek müzisyenler arasında, gerek sergi alanında sanatçıların büyük çoğunluğu yabancı...

Görüntülü gitar şov

Kaki King konseri ise festivaldeki favori konserim oldu. Bezirhane’deki konserinde Kaki King gitarına dokundukça renkler, ışıklar ve görüntüler çıkıyordu. Emekleyen bebeğin adımları, deniz, sokaklar, insanlar hepsi beyaz gitarın perdesiydi...

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr