HDP'nin milletvekillerinin tutuklanmasından sonra geçen hafta yapılan grup toplantısına büyükelçiler katılmıştı. Bu hafta HDP grup toplantısına davet edilen kapatılan derneklerin yöneticileri TBMM'ye alınmadı. TBMM'deki bu uygulamayı protesto eden HDP milletvekilleri de grup toplantısına katılmama kararı aldı. Ayhan Bilgen boş salona konuştu. Boş salona hitap eden Bilgen, "Söyleyecek sözümüz var, sözümüzü söylemeye devam edeceğiz" dedi.

Erdoğan: Türkiye hiçbir dönemde bu kadar özgür olmadı

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, grup toplantısında, yeni anayasa çalışmalarında CHP'nin sürece dahil edilmediğini söyledi. Bilgen, "HDP dışlanarak 3 parti ile görüşmeler yapıldığında ses, tepki verseydiniz, azıcık siyasi onurla HDP'nin dışlanmasına 'hayır' deseydiniz bugün siz dışlanmazdınız. Bugün TV'ler iki partili komisyon kurulacak diye alt yazı geçiyor. Ana muhalefet partisi de buraya dahil olmak için kapıdan alınmazsa bacada girmek için çaba sarf ediyor. Anayasa planı başkanlık hesabıyla önce ana muhalefet partisi dışlanacak, sonra geriye iki parti kalacak. Yeni seçim sistemiyle dar, daraltılmış, planlanmış, uydurulmuş, ayarlanmış bölge sistemiyle diğer partner halledilecek diğer koltuk değneği halledilecek geriye tek parti kalacak. Türkiye için öngörülün bundan ibarettir" dedi.
HDP'nin TBMM'deki grup toplantısına, geçtiğimiz hafta atılan sloganlar nedeniyle, bu hafta ziyaretçi alınmadı. HDP'li milletvekilleri, gruba ziyaretçi alınmamasına tepki göstererek, toplantıya katılmadı. Grup toplantısına tek başına katılarak, konuşan HDP Sözcüsü Bilgen, bu manzaranın utanç verici olduğunu söyledi. Bilgen, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın grup toplantısında okunacak mesajının da kendilerine ulaştırılamadığını söyledi.

HDP'li Bilgen, şöyle konuştu: "Bu manzara, bu tablo, bu fotoğraf ayıp ve utanç olarak bu parlamentoya yeter, bu ülkeyi yönetenlere yeter. Sanıyorlar ki avukat görüşmesiyle eş başkanımızın mesajı bize ulaşmazsa biz bu kürsüden kamuoyuyla bu mesajı paylaşamazsak bu parti toplanamaz. Bu parti grup toplantıyı yapamaz. Kendileriyle karıştırıyorlar. Bizde camdan değil candan konuşuluyor. En son milletvekilimiz kalsa bile gerçekleri halka söylemek için konuşacağız. İçeriye girişi engelleseniz de söyleyecek sözümüz var. Geçen hafta bu salonda atılan sloganlar gerekçe gösterilerek kapıda kaydı bulunan 300 civarındaki arkadaşımızın girişine yasak getirildi. Az önce iktidar partisinin grubu bitti. İçerisi adeta arenaya dönmüş amigolar her türlü slogan var. Ve siz herhangi bir engelleme görebiliyor musunuz. Geçen hafta ismi buraya girmek üzere listeye yazılmış olduğu halde meclise gelmeyen yani kapıdan geçmeyenlerin bu salona girmeyenlerin bile bu salona girişleri yasaklanmış durumda. Bu keyfi uygulamaları devam ettirin bakalım kim kaybedecek. Ülke kaybediyor herkes kaybediyor. Dün avukat görüşü yapıldı. Demirtaş'ın mesajının avukatlarına değil ama posta yoluyla grubumuza gönderileceği ifade edildi. Ama bu da gerçekleşmedi. Onlar diyorlar ki biz posta yoluyla verdik faksı çekecekler, arkadaşlarımız postaneyi arıyorlar cezaevinden herhangi bir yazı gelmedi ileti teslim edilmedi diyorlar. Artık yalanın sınırı yok"

"AVRUPA İLE BAŞLAYACAK KRİZİN BEDELİ RUSYA'NINKİNE BENZEMEZ"
HDP'li Bilgen, Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye bütün dünyaya meydan okuyan bir siyaset yürütüyor. Adeta herkese savaş açmış durumda. Bir hafta önce Anıtkabir' de güvenlik olmadığı içini yürüyemeyenler Irak, Suriye' ye yürümeye çalışıyorlar. Yüz yıl önce olduğu gibi Almanya'ya güvenip birilerine savaş açanlar nasıl bu ülkeye ağır bedeller ödettilerse bugünde Rusya'ya güvenip Avrupa'ya savaş ilan edenler komşu topraklarına göz dikenler bu ağır bedeli bu halka ödetmeye çalışıyorlar. Biz Rusya ile ilişkiler gerildiğinde heyetlerimiz ve eş bakanlarımız giderek net şekilde Rusya ile sorunlar diyalogla çözülür mesajı verdiler. Ama ihanet manşetleri attılar. İlle çıkmak istiyorsanız NATO'dan da çıkabilirsiniz, ayrılmak istiyorsanız Avrupa Konseyinden de ayrılabilirsiniz. Avrupa Birliğine tekme atabilirsiniz ama bu kararı halka sorarak yapın yoksa bedelini halka ödetmeye asla hakkınız olmayacak. Rusya'ya meydan okuyup Rus uçağını ben düşürdüm yarışına giriyordunuz sonra Sayın Vladamir diye başlayan özür mektupları yazdınız. Korkarız çok geçmeden Sayın Martin diye başlayan mektuplar kaleme alırsınız. Çünkü Avrupa ile başlayacak krizin bedeli Rusya'nınkine benzemez. İhracat rakamlarının Türkiye'nin toplam ihracat rakamlarının yüzde 44'ü AB ülkeleriyle yapılıyor. İthalatın yüzde 38'i AB ülkeleriyle yapılıyor. Turizm potansiyelinin yüzde 53'ü AB ülkelerine ait. Eğer siz bedel ödemek istiyorsanız bunu kendiniz ödeyebilirsiniz. Ama bunun bedelini halka ödetmeye hakkınız yok. Bu sefer bedel sadece Antalya'daki otel sahipleri narenciye üreticileri tarafından ödenmeyecek bütün toplum büyük ekonomik risk olarak ödemek zorunda kalacak"

"ELİNİZDEKİ BYLOCK LİSETESİNDE KİMLER VERSA PAZARLIĞA DÖNÜŞTÜRMEYİN"
Partisinin grup toplantısından CHP'ye seslenen Bilgen, "Ana muhalefete çağrıda bulunuyoruz. Elinizdeki ByLock listesinde kimler varsa pazarlığa dönüştürmeyin kimlerin ismi varsa açıklayın. Uyuşturucu kullananlar gibi ByLock kullananlarda da iki kategori var, bir kullanıcılar bir de satıcılar var. Satıcıların durumu daha vahim. Belli ki o Türkiye'yi yönetme geleneğinin parçası haline getirdikleri kaset ve şantaj siyasetinin parçası olmuşlar. İsimleri açıklanacak telaşı içinde durmadan partimize saldırıyorlar" diye konuştu.

"HDP'NİN DIŞLANMASINA 'HAYIR' DESEYDİNİZ BUGÜN SİZ DIŞLANMAZDINIZ"

Yeni anayasa çalışmalarında CHP'nin dışlandığını belirten Bilgen, şu ifadeleri kullandı: "Tüm bu yaşadıklarımızın başkanlık hırsıyla , hesabıyla olduğunu bütün dünya biliyor. 4 yıl önce anayasa masasından 4 partinin eşit katıldığı komisyondan iki muhalefet partisi CHP ve MHP 'başkanlığı asla konuşmayız' diye masadan kalktılar. Biz o zaman çözüm sürecinde aldığımız pozisyondan dolayı AKP ile işbirliği içinde olmakla suçluyorlardı. Bırakın 4-5 yılı daha bu yılın başında mecliste yeniden kurulan anayasa komisyonu ikinci toplantısında ana muhalefet partisi temsilcisi 'zihnar başkanlığı konuşmayız' diye komisyonu dağıtarak masadan kalktı. Şimdi 6-7 ayda ne oldu ki teklifi görmek istediğinizi söylüyorsunuz. Ne göreceğinizi bilmiyor musunuz? Ama siz çoktan kaybettiniz. HDP dışlanarak 3 parti ile görüşmeler yapıldığında ses, tepki verseydiniz, azıcık siyasi onurla HDP'nin dışlanmasına 'hayır' deseydiniz bugün siz dışlanmazdınız. Bugün TV'ler iki partili komisyon kurulacak diye alt yazı geçiyor. Ana muhalefet partisi de buraya dahil olmak için kapıdan alınmazsa bacada girmek için çaba sarf ediyor. Anayasa planı başkanlık hesabıyla önce ana muhalefet partisi dışlanacak, sonra geriye iki parti kalacak. Yeni seçim sistemiyle dar, daraltılmış, planlanmış, uydurulmuş, ayarlanmış bölge sistemiyle diğer partner halledilecek diğer koltuk değneği halledilecek geriye tek parti kalacak. Türkiye için ön görülüne bundan ibarettir"

"HEVESLENDİKLERİ DAİMİ OHAL'DİR BAŞKANLIK DEĞİL"
Başkanlık sistemi tartışmalarına da değinen HDP'li Bilgen, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Anayasa yaparken meşruiyeti sadece rakamlarda bulacağınızı sanırsanız yanılırsınız. Eğer mesele rakamlardan ibaret olsaydı AKP ile küçük muhalefetin toplamı zaten rakam sorununu giderirdi. Belli ki ya kendi gruplarına ya karşıdakine güvenemiyorlar. Yoksa toplayın, çıkarın, çarpın göreceksiniz ki 330 kolay çıkıyor. Ama birbirlerine kumar masasındaki gibi hamleler yapıyorlar el yükseltiyor el açıyorlar. Şunu bilsinler ki evren anayasasında daha büyük rakamlarla prosedür tamamlandı. Küçük muhalefet partisinin lideri büyük fedakarlık yapmaya niyet etmiş olabilir. Önümüzde seçim sistemi değişir o parti Osmaniye dışında hiçbir yerden milletvekili çıkaramazsa kendi düşen ağlamaz bizden söylemesi. Hükümet sözcüsü yeni sistem arayışına güçlendirilmiş başkanlık diyor. Türkçesi güçlendirilmiş yürütme. Devlet deyince akıllarına yürütmeden başka bir şey gelmiyor. Bu kadar yürütmeye odaklı rejime hukuk devleti denmiyor. Çünkü yasamanın bağımsızlığıyla devletler hukuk devleti olabiliyorlar. Heveslendikleri daimi, sürekli OHAL'dir. Başkanlık falan da değil"

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr