Geleneksel el sanatlarının tanıtıldığı Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen Altın Eller Festivali farklı hikayeleri barındıran ustalarını, sanatkarlarını ağırlıyor. Bu sanatkarlardan biri de çömlek ve çini ustası Kadir Yılmaz.

-Sanata ne zaman başladınız?

Yaklaşık elli senedir bu mesleği yapıyorum. Yeid yaşında başladım. Babamın yanında başladım. Çömlekçilik bütün medeniyetlerin seramikleri ve çini ile uğraşıyorum. Ata mesleğimiz bizim. Objelerim tamamıyla kendine özgü. Yaptığım eserlerin eşi benzeri yok. İlham geldiği zaman bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Snatı en güzel şekilde sunmaya çalışıyorum.

-Festivale nereden katılıyorsunuz?

Festivale Bursa İznik'ten katılıyorum. İznik dünyanın en güzel ilçeis. Dünyada tek. Aynı benim eserlerim gibi. Bu sanatın elçiliğini yapıyorum.

Beyoğlu Belediyesi ve Kültür Bakanlığı'na teşekkür ediyorum böyle bir festival düzenledikleri için.

-Çırağınız var mı?

Çırağım yok oğlum var onu yetştiriyorum. Çünkü artık u meslek bitiyor.Çömlek yapan usta kalmadı.Biz son demleriyiz. Çocuklardan yetişen olsa. Atılım yapması lazım. Bütün medeniyetlerin seramiklerini yapması lazım. Bunun için biraz daha zaman var.

-Çiniye ne zaman başladınız?

Çini yapmak için İznik'e geldim. Uzun zaman oldu.

-Çömleğin ham maddesi nedir?

Doğadan gelir ham maddesi. Kildir. Hayat vermek gerekir. Deseni yapmanın bir sürü aşaması var. Osmanlı, Selçuk'ta kazıma aşamaları vardır. Hepsinin özellikleri vardır.

-Kadir ustam pek çok medeniyete ait seramik, çömleklerini yaptığınızı duyduk...

Antik ve Hitit dönemlerine ait testi yapıyorum. Önce araştırıyorum sonra çalışıyorum. Tabii ilhamın gelmesi lazım.

-Bir çömleği yapmak ne kadar zamanınızı alır?

5 dakikamı alır. Atalarımız testilerle buz gibi su içmişlerdir.

-Ustanız kimdi?

Babam, dedemdi. Abilerim bu işi yapmayı bıraktı. UNESCO davet etti bizi.

-En büyük çiniyi yapmıştınız...

1,75 boyunda bir çini yaptım. Guiness rekorlar kitabına girecekti elle yaptığımı kanıtlayamadım. Tekrar başvuracağım.

-Altın Eller Festivali'nin size ne gibi bir katkısı oldu?

Çok güzel insanlar tanıdım öncelikle. Bizden önce burada Antika Festivali vardı. Oradan birkaç ilham aldım. o arkadaşlar benim ürünlerime baktılar. Sanata değer veren insanları tanıdım.

Koleksiyonlarına almak istediler. Çok mutlu etti bu beni.


Kadir ustanın eşi de çini snatına gönül verenlerden. Takıları standı süslüyor. Seher hanım seramikten takılarını sergiliyor.

-Siz ne zaman başladınız bu işe, eşinizden önce mi?

18 yaşında eşimle evlendim. Ondan meraks ardım bu işe. Ailecek bu işle uğraşıyorlardı. O benim öğretmendi. İşi çok sevmeye başladım. Eşimden destek alarak devame ediyorum.

-Siz çömlek yapıyor musunuz?

Ben başaramıyorum. onu çarkın üzerinde dengede tutmak çok zor bir iş. Ben boyamada ona yardımcı oluyorum. Çini objeyi eşim hazırlıyor. Ben desenini hazırlıyorum. Kömür tozuyla aktarıyorum, boyuyorum. Eşim de sırlıyor.

-Bir tabağı yapmak ne kadar sürüyor?

3 saatimi alıyor. Bilekliklerin alt yapısını da ben yapıyorum. Tek tek yapmıyorum. Bilekliklerin yapımı 2-3 saatimi alıyor.

-Üzerindeki desenlerini nereden esinlerek yapıyorsunuz, eşiniz Hititlerden esinlenmişti...

16.yy desenlerim. Çini de bizim belli başlı desenlerimiz var. Lal, karanfil, haliç deseni gibi. Rumi'de çalışıyorum.

-Çırağınız var mı?

Benim çırağım gelinim.

-Aile olarak devam ediyorsunuz...

Stajerler geliyor, gruplarımız oluyor. Onlara şovumuzu yapıyoruz.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr