11 Kasım 2016’da Okmeydanı’ndaki İdil Kültür Merkezi’ne yapılan baskın sonrası gözaltına alınarak tutuklanan Grup Yorum üyeleri Ali Aracı, İnan Altın, Selma Altın, Helin Bölek, Dilan Poyraz, Sultan Gökçek ve Fırat Kıl ile kültür merkezi çalışan işçi Abdullah Özgün önceki gün görülen duruşmada özgürlüklerine kavuştu. Grup Yorum vokalisti Selma Altın, gazetemize tutukluluk ve dava sürecini anlattı. Altın, şarkılarında tecriti eleştiren, çeşitli yönetmenlerle birlikte F tipi cezaevleri üzerine bir film çeken grup üyeleri için bu süreçteki tutukluluğun “çok eğitici ve öğretici” olduğunu vurguladı. Altın’ın sözlerini hiç araya girmeden sunuyoruz...

“Biz hapishaneye girdiğimizde OHAL süreciyle beraber hapishanelerde çok hak gaspı yaşanmaya başlamıştı. Bunu dışarıdayken de biliyorduk ama içeri girdiğimizde direnişin içinde bulduk kendimizi. Temel talepler vardı. Birincisi, sohbet hakkının engelleniyor olması. Haftalık 10 saat olması gereken bir hak bazı hapishanelerde hiç, bazılarında birkaç saat uygulanıyor. İkincisi, OHAL’le beraber yer değiştirmeyen tutuklu neredeyse yok gibi. Bu da işkenceyle yapılıyor. Üçüncü talep de hasta tutsak Mesude Pehlivan’ın serbest bırakılması. Bir de kitap hakkını geri istiyorlar. Bu dört hak için kıran kırana bir direniş sürüyor. Dışarıdayken şarkılarımızla ses verdiğimiz bir direnişin içinde bulunduk. Şarkılarımızla direnişe destek verdik. Bir de içinde yer almış olduk. Bizim açımızdan çok eğitici ve öğretici bir süreçti. Hapishanelerde üretmenin zeminini de yapmış olduk. Konserlerde söyleriz artık şarkılarımızı.”

‘Çıplak arama yapıldı’

“Biz dört Grup Yorum üyesi kadın, Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’ne götürüldük. Burada ‘onursuz arama’ denilen çıplak aramaya maruz kaldık. Aslında tutuklanmamızın ilk gününden sonra Silivri’ye götürülmüştük ve aramalarımız da yapılmıştı. Bir hapishaneden diğerine sevk edilirken böyle bir uygulama olmamasına rağmen çıplak aramaya maruz kaldık. Hemen suç duyurusunda bulunduk. Ama takipsizlik kararı verildi.”

‘Gerçekler daha ağırmış’

“F Tipi ve tecrit gerçeğini çok yakından görmüş olduk. F tipine götürülen ilk kadınlar arasında yer almış olduk. Bu arada F tipinden tahliye olan ilk kadınlarız. Yıllarca tecriti şarkılarımızda, konserlerimizde anlattık, hakkında F Tipi filmini çektik. Tecrit ve sanat denince akla ilk gelen Grup Yorum’dur ama tutukluluk sürecinde gerçeğin yanında Grup Yorum’un anlattıklarının bile az kaldığını gördük. Asla bir insan oralara sığmaz. Bize orada günün 24 saati hiç yetmedi. Orası devrimciler açısından bir üretim yeri. Beraber ortaklaşa yapacağımız projelerin adını koyduk. Kitap projeleri var içerideki arkadaşlarımızla birlikte yapacağız. Oradan tutuklu Cumhuriyet yazarlarına da mektuplar yazdık bol bol.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr