Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hakkında başlatılan soruşturma kapsamında gizli tanık Bayram Bozkurt Ankara’da geçen 26 Şubat günü gözaltına alındı. Havayolu ile getirildiği Erzincan Adalet Sarayı’nda yaklaşık 5 saat ifade veren Bozkurt, 27 Şubat günü sevk edildiği Nöbetçi Mahkeme tarafından Adli Kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Eski İliçi Savcısı Bayram Bozkurt için Başsavcılığın Tunceli Sulh Ceza Mahkemesine yaptığı itiraz da reddedildi.

Ağır Ceza Mahkemesinde kabul edilen iddianamenin ardından Bayram Bozkurt hakkında tekrar yakalama kararı çıkarıldı. Bayram Bozkurt ile birlikte hakkında yakalama kararı çıkarılan 'Hazar' kod adlı gizli tanık Ahmet Koç da yakalanarak tutuklandı. Ergenekon davasında 'Munzur' kod adlı Serkan Zirek ise daha önce tutuklanmıştı.

Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, 'Efe' kod adlı Bayram Bozkurt ile 'Munzur' kod adlı Serkan Zirek haklarında 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar, PDY/FETÖ örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar, Serkan Zirek ve Ahmet Koç hakkında ise 'yalan tanıklıktan' 2 yıldan 4 yıla kadar yrı ayrı hapis cezasıyla cezalandırılması istendi.

"DURSUN ÇİÇEK'İ TEŞHİS ETMEDİM"

Ergenekon davasında emekli kurmay albay Dursun Çiçek'in Erzincan'a geldiğini savunan eski Savcı Bayram Bozkurt, Cumhuriyet Başsavcısı Hüsnü Aldemir'e verdiği ifadede Dursun Çiçek'i teşhis etmediğini bildirdi.

Evli ve 3 çocuk babası olan ve dosyada işsiz olduğu belirtilen eski gizli tanık Bozkurt iddianamede yer alan ifadesinde şunları söyledi:

"Ben gördüklerimi ve duyduklarımı bana sorular sorunca anlattım. Şu anda bana göstermiş olduğunuz ifade beyanının formatını Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal hazırlamıştır. Söz konusu teşhis tutanağı içerisindeki 'Dursun Çiçek’i kesinlikle teşhis ettim’ ibaresini ben söylemedim. Benim sadece söylediğim 'benzetmiş olabilirim' şeklindeki ibaredir. Kemah ilçesindeki olayı aydınlatmak üzere Erzurum’a gitmiştim. Ancak bana beklemediğim sorular sorularak ifade tutanakları tanzim edildi. İfade alınmadan önce bana Erzincan ilinde ciddi bir Ergenekon yapılanması olduğunu, bu kapsamda ifademe başvurulacağı söyledi. Ben de ileride bu konuda hayati tehlike yaşayabileceğimi ve aracımın kurşunlandığını bildirince beni gizli tanık olarak dinleyeceğini söyleyerek bu tutanak tanzim edildi. Dursun Çiçek’in Erzincan’a geldiğinin çok önemli olduğunu, bu ifadelerimle mağdur olup hakkında dava açılacağını bilseydim daha dikkatli bir şekilde ifade verirdim. Bana o arada birden çok komutanın fotoğrafı gösterildi. Ben de şüpheli bir şekilde Dursun Çiçek olabileceğini ifade ettim. Ancak ifade beyanıma kesinlikle teşhis ettiğim yazılmış. İddianamenin dayanağında benim ifademin dışında başka hususları da kullanarak iddianameye dönüştürülmüş ise de şahsımın kullandığını düşünüyorum."

Erzincan Ergenekon davası

İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın Erzincan’da uygulandığının öne sürülmesi ile birlikte, aralarında Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, MİT Bölge Müdürü Ş.D.ve iki MİT mensubu, dönemin Eskişehir İl Jandarma Komutanı R.G., subay ve astsubaylardan oluşan toplam 14 kişi tutuklanmıştı. Dava kapsamında dönemin 3’üncü Ordu Komutanı Orgenaral Saldıray Berk de sanık sıfatı ile ifade vermeye çağrılmıştı. 'Ergenekon terör örgüt üyeliği' suçundan yargılanan yaklaşık 6 yıl süren yargılamanın ardından 13 Kasım 2015’te Yargıtay 11’inci Ceza Dairesi, tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi. Ayrıca 'Ergenekon terör örgütü üyeliği' suçundan açılan soruşturma ve kovuşturma evresinde hukuka aykırı eylem ve işlemleri nedeniyle başta Yetkili Savcılar Osman Şanal ve Taner Aksakal olmak üzere yargı mensupları ile kamu görevlileri hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr