Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ’nin  Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ile birlikte düzenlediği yerel gazetecilik seminerleri devam ediyor. “OHAL’de Gazetecilik”  başlığı altında yapılan 82. Yerel Gazetecilik Semineri, Taksim The Marmara Oteli'nde gerçekleştirildi.

BAŞKAN OLCAYTO: DAYANIŞMA İÇİNDE OLMAK ZORUNDAYIZ
Seminerin açılış konuşmasında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak 19 yıldır bu seminerleri KAS ile ortak yapıyoruz. 81 ilde yaptığımız bu seminerlerde 8 bin gazeteci sertifika aldı. Gazeteciliğin Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ne uygun olarak yapılması için çalışıyoruz. Bu toplantımızda da gazetecilerin OHAL döneminde nasıl bir yol izlemesi gerektiğini ele alacağız, olayın hukuksal boyutunu değerlendireceğiz. Gazetecilik açısından zor günler yaşamaya devam ediyoruz. Her zamankinden daha fazla dayanışma içinde olmalıyız. 72 gazeteci cezaevinde. 134 yayın organı kapatıldı." dedi.

Seminerde uzman gazeteci, akademisyen ve hukukçular tarafından OHAL’de gazeteciliğin ele alındığı 2 oturum yapıldı. İlk oturum Gazeteci –Yazar Altan Öymen tarafından yönetildi.
Altan Öymen konuşmasında OHAL ilan edilmesindeki gerekçeye uygun önlem alınması konusuna işaret ederek şöyle konuştu:

"OHAL’in getiriliş amacı memleketteki darbe girişimiyle ilgili tedbirleri almaktı. Ancak kullandıkları yetki ile gazeteleri kapattılar, çok sayıda gazeteciyi gözaltına aldılar ya da tutukladılar. Tartışmalı bir durum. OHAL’de ilan edilmesindeki gerekçeye uygun olarak tedbir alınır. Şimdi bakıyoruz alınan kararlardan bazısından geri adım atılabiliyor ama bazısından atılamıyor. Beş kararname çıktı. Hepsi yürürlükte. Özetle soru işaretleriyle dolu bir döneme girmiş bulunuyoruz. Türkiye OHAL’in içinde.  Bizim yapabileceğimiz nedir? Benim aklıma olağan düzene geçmek için çalışma geliyor. Bu olağandışılık içinde neyin ne olduğunu anlamak kolay değil. Beş kanun hükmünde kararnameyi anlamak için doktora yapmak lazım. Torba Kanunlar çıkıyor. Bir hukuk devletinde bunlar olabilir mi? Bu darbe teşebbüsüne kimler katılmış? Sadece yazı yazan adam bu tarifin içine girmez. OHAL’in gerekçesi yazı yazanları hapse atmak değil. Bu suça iştirak edenleri hapse atmaktır. Burada bakıyorsunuz  Aslı Erdoğan yazması ile biliniyor. Nazlı Ilıcak, herkesin tanıdığı bir isim. Yazı yazıyordu, televizyonlara çıkıyordu. Fiilen katılmış olsa hemen her şey yazıldığı gibi o da yazılırdı. Cadı avı manzarasına dönüşebilir. Bunun da önlenmesi lazım. Gazeteciler birbirleriyle uğraşmayı bırakmalı.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr