Şubat ayından bugüne kadar tam 14 kez protesto için sokaklara çıktı Fransız halkı. Liseli gençler, akademisyenler, sendikalar ve sade vatandaş.... Karşı çıktıkları konu hükümetin ısrarla yasalaştırdığı Çalışma Yasası. Çalışma Bakanı Myriam El Khomri’nin adından yola çıkarak El Khomri adıyla tanımlanan yasanın geri çekilmesi isteniyor. Konu çetrefilli. Bünyesinde sadece Fransa’da çalışanların sosyal haklarının gerilemesi ve çalışma saatlerinin artması yatmıyor. Perdenin gerisinde, bugüne kadar hükümete bütçe açıklarını azaltması için “aba altından sopa gösteren” Avrupa Birliği’nin ısrarlı baskısı da var.

Tabii bir türlü işsizlik oranlarını yüzde 10’un altına düşürememesi de...Üstelik karşımızdaki sosyalist bir hükümet. Dedik ya, konu çetrefilli. Ayrıca çıkarılacak dersler de cabası.. Taraflar açısından zorlu aylardı. Daha doğrusu tam bir güç denemesi, sendikalar ile hükümet arasında... Petrol rafinerilerinde, nükleer santrallerde, havalimanları ve demiryollarında grevler, iş bırakmalar. 110 kentte 14 kez geniş çaplı protestolar. Aslında çalışma yasa reformuna tepkiler ülke genelinde. Fransızların üçte 2’si yasaya tepkili. Tepkilerin nedenleri reform adı altında dayatılan yasanın içeriği kadar sosyal diyaloğun da iyi yönetilememiş olmasında.

Cumhurbaşkanı François Hollande Ekim 2015’de reform paketini tarafların değerlendirmelerine açacaklarını ve uzlaşma arayacaklarını söylemişti. Ülkenin önemli sendikalarından ve grevlerin öncülüğünü yapan Genel Emek Konfedasyonu (CGT) yöneticilerine göre işçi sendikalarının görüşleri alınmadan yasa teklifi hazırlandı. Yapılan değişiklikler ise tepkileri ve duyulan öfkeyi azaltmadı.

Gensoru hakkı var

Anayasa, hükümete gerektiği takdirde oylama yapılamadan bir tasarıyı parlamentodan geçirme hakkı veriyor. Muhalefet partileri ise ön oylama yapılmadan hükümeti düşürmek için gensoru verme hakkına sahip. Ancak Anayasa’nın 49. maddesinin, 3. fıkrasını işletmesi ve buna karşı gensoru teklifi verilmemesi ile birlikte metin nihai olarak 21 temmuzda yasalaştı. 8 Ağustos’ta da yürürlüğe girdi.

 Yasa neleri kapsıyor?

Kölelik yasası” olarak adlandırılan yasaya göre;

-Günlük azami 10 saatlik çalışma süresi 12 saate çıkarılacak,

-İş sözleşmesinde değişiklik yapmak isteyen çalışan işten atılabilecek,

-Esnek çalışanların haftalık 24 saat olan asgari çalışma süresi düşürülecek, 

-Fazla mesailere daha az ödeme yapılabilecek.

AB baskısı

Fransa aynı zamanda Avrupa Birliği’nin mali piyasaları düzenlemek için getirdiği kurallarla da boğuşuyor. Yıllık bütçe açığı ve iç borçlanma oranı yüzde 4.3. Bu da kurallarda öngörülen GSMP’nın yüzde 3’ü oranının üzerinde. OECD ve Avrupa Komisyonu da dahil birçok kurumun görüşü sorunun temelinde işgücü piyasasının yattığı yolunda. Fransa’da halkın büyük çoğunluğunu tepkilerine karşın yasalaşan işgücü reformu aynı zamanda Avrupa Birliği, Euro Bölgesi ülkeleri için de bir laboratuvar niteliğinde. Zira İspanya, İtalya ve Belçika’da benzer sorunlar ve AB’nin benzer baskıları süregeliyor

 

 

 

 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr