Fransa’da işçilerin yeni iş yasasına karşı mücadelesi 3 aydır devam ediyor. Farklı sektörlerde yapılan güçlü grevler günlerdir sürerken, çöp toplama işçileri de iş bıraktı. Enerji işçileri ise çeşitli sembolik “elektrik kesme” eylemleri yaparak sürece destek veriyor. İşveren örgütünün ve Cumhurbaşkanının katıldığı törenlerin ‘elektriklerini kesen’ işçiler, emekçi mahallelerdeki elektrik faturalarını da düşük tarifeden hesaplamaya başladı!

Euro 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın başladığı ülkede 14 Haziran’da ise Paris’te büyük yürüyüş hazırlığı var.

BASIN GREVLERİ ÖZELLİKLE GÖRMÜYOR

CGT (Genel İş Konfederasyonu) sendikasının çağrısıyla liman işçileri dün 24 saat iş durdurdu. Petrol rafinerilerde de grevler 15 gündür devam ediyor. Birkaç gün önce grevlerin bittiğini açıklayan petrol tekeli Total’ın iddiasını yalanlayan CGT sendikası, 6 rafineride grev olduğunu açıkladı. Sendika, basının grevleri sansürlemesine de tepki gösterdi.

HOLLANDE’IN ELEKTRİĞİNİ KESTİLER!

Enerji sektöründe örgütlü olan CGT’ye bağlı sendikaların kimi stratejik ve sembolik yerlerin elektriğini kesme eylemleri de sürüyor. Birkaç gün önce büyük sermaye örgütü MEDEF’in binasının elektriği, ardından da Cumhurbaşkanı François Hollande’ın Bordeaux kentindeki resmi gezisi esnasında yapılan kutlamaların elektriği kesildi. Elektrik jeneratörlerle sağlanabildi. Sendika bu tür eylemlere devam edeceğini de ifade etti.

EMEKÇİ SEMTLERİN FATURALARINI DÜŞÜRDÜLER

Diğer yandan sendika, emekçi semtlerinde yaşayan vatandaşlar için yüksek elektrik tarifesinden düşük elektrik tarifesine geçişler yaptı. Ülke genelinde onlarca bölgede yüzbinlerce emekçi böylelikle elektrik faturasından tasarruf yapacak.
1 Haziran’da emekçi ve yoksulların yoğun yaşadığı La Courneuve ve çevre şehirlerinde 300 bin ev, düşük tarife uygulamasına geçirildi.

2 Haziran’da da CGT’ye bağlı Enerji Federasyonu, Paris ve çevresinde, özellikle de emekçi mahallelerinde toplam 1.2 milyon evin faturasını düşürdü. Yine rafineri mücadeleleriyle öne çıkan Morbihan ve Manche bölgelerindeki Lorient ve Cherbourg şehirlerinin emekçi mahallelerinde de 100 bin emekçi işçilerin bu eyleminden faydalandı.

ATIK TOPLAMA İŞÇİLERİ DE GREVDE

Bu arada aralarında Paris ve çevresinin en büyük atık toplama ve imha merkezlerinde çalışan işçiler de 8 gündür grev yapıyor. Paris Belediyesi’ne bağlı çöpçüler de greve destek çıkarak çeşitli iş bırakma eylemleri yaptılar. Paris’in birçok bölgesinde sokaklarda çöpler şimdiden yükselmeye ve çevreye kokular sarmaya başladı.
İnternet üzerinden satış tekeli Amazon’un 4 merkezinden 3’de de grev var. Burada çalışan emekçiler, çalışma koşullarının iyileşmesi talebinin yanı sıra bu koşulları daha da kötüleştirecek iş yasasına karşı mücadele ediyorlar.

YASA DAHA ÇIKMADAN UYGULUYORLAR

Demir yolları grevi de yine 8 günü geride bırakırken sektördeki toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sürüyor. Demir yolu şirketi SNCF’nin yönetimi, yeni iş yasası daha yürürlüğe geçmeden iş yeri düzeyinde bir sözleşme imzalamak istiyor. Yani daha yürürlüğe girmeden yeni yasa uygulanmaya çalışılıyor. Hükümet ise yasaya karşı greve çıkan işçilerin eylemlerini bitirebilmek için iş yeri yönetiminden inisiyatifi alarak sendikalarla doğrudan kendisi görüşmeye başladı.

SENDİKA KARARI İŞÇİYE BIRAKTI, İŞÇİ GREV DEDİ

Hükümetin sunduğu yeni taslağa karşı çıkan Solidaires ve FO sendikaları, greve devam etme kararı verirken, CGT ise kararı işçilere bırakmayı tercih etti. Önceki akşam gerçekleşen toplantılarda işçiler yine grev dedi. İşçiler bugün başlayacak Euro 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na rağmen de greve devem edeceklerini ilan etti.

İŞÇİLERİN MÜCADELESİ HAKLARI GERİ ALDIRDI!

Başbakan Manuel Valls ve hükümeti, sırf yasa konusunda geri adım atmamak için emekçilere çeşitli tavizler de verdi.
*İlk olarak üniversiteli öğrencilerin burslarını ve süresini arttırıldı.
*Ardından kamyoncuların fazla mesai ücretlerine yönelik talepleri grevin ilk günü kabul edildi.
*6 yıldır dondurulmuş olan öğretmen maaşlarına zam yapıldı.
*Bilim ve araştırma alanından öngörülen bütçe kesintilerinin geri çekildi.

YÜZDE 72 BU ‘SINIF MÜCADELESİ’ DİYOR

Yalnız hükümetin bu önlemleri iki çelişkili duruma neden oldu; bir yandan iş sektörlerindeki emekçilerin eylemlere aktif katılmalarını etkiledi ve desteklerinin pasif kalmasına neden oldu. Ancak bir yandan da bu mücadele ortamı olmadan taleplerin kesinlikle kabul edilmeyeceği gerçeğini herkesin görmesini sağladı ve mücadele daha da kesinleşti.
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir anketteki “Fransa bugün sınıf mücadelesi bir gerçeklik mi?” sorusuna ankete katılanların yüzde 72’si “evet” yanıtı verdi.

‘KUPA’DA ÇIKACAK SORUNDAN İŞÇİLER DEĞİL HÜKÜMET SORUMLUDUR’

Fransa’da CGT, FO, FSU, Solidaires, UNEF, UNL ve FİDL sendikaları Cumhurbaşkanlığına gönderdikleri ortak mektupta işçilerin taleplerinin kabul etmesi ve “Fransa’nın güzel bir Avrupa Kupası organize edebilmesi için cumhurbaşkanının sendikaların mektubuna cevap vermesi” gerektiğini ifade ettiler.
CGT sendikası Kupa organizasyonunda çıkacak herhangi bir karışıklıktan işçilerin değil, hükümetin sorumlu olacağına vurgu yaptı.
Daha önce basına birçok defa konuşan eski CGT sekreteri Bernard Thibault ise işçiler açısından Avrupa futbol kupasının “kutsal” olmadığını, “esas kutsal olanın yaşam koşulları” olduğunu ifade etmişti.
Hükümet Euro 2016’nın yaklaşmasıyla “terör saldırısı” korkusunu da bilinçli olarak yaymaya başlamıştı. Son günlerde tüm televizyon kanalları İŞID’in eylem hazırlığı içinde olduğu, ama güvenlik güçlerinin ise tüm hazırlıkları yaptıklarını işliyor. Ama hemen ardından başka hiçbir şeyin güvenlik güçlerini meşgul etmemesi gerektiği hemen belirtiliyor. Yani yârin bir terör eylemi engellenemezse bunun suçlusu şimdiden ilan edilmiş: CGT sendikası ve grevde olan işçiler.

SENDİKA KARŞITI KAMPANYA

Hükümet, eylemlerin merkezi gücü olan CGT’ye (Genel İş Konfederasyonu) karşı karalama kampanyasını sürdürüyor. 2015 yılının ocak ve kasım aylarında iki terör saldırısına maruz kalmış ülkede hükümet, CGT’yi vatandaşları “rehin almak” la suçladı. Tüm gazete ve basının durmaksızın tekrar ettiği ve kısa bir süre önce gerçekleşen terör eylemlerinde yaşanan “rehin alma” olaylarını ima eden bu nitelendirmeden sonra 31 Mayıs’ta büyük sermaye örgütü MEDEF Başkanı Pierre Gattaz da CGT sendikasını “haydut ve terörist” ilan etti. Tepkiler üzerine Gattaz geri adım atmış olmasına karşın bu nitelendirme yaratılan CGT düşmanlığı ortamından bağımsız değil. İki gün sonrada Le Point dergisinin ünlü başyazarı Franz-Olivier Giesberg de, “CGT ile İŞID arasında” paralellik kurdu!

HALK SENDİKAYA SAHİP ÇIKIYOR

Halkın yüzde 70’nin karşı olduğu bir yasaya karşı direnen bir emek örgütüne yönelik bu karalama kampanyası, gerek mücadeleci diğer sendikaların, gerekse de toplumun önemli bir kesiminin CGT’ye sahip çıkmasını da beraberinde getirdi.
Yine ülkede yoğun yağışların ardından oluşan seller ve su baskınları ortamından faydalanmak isteyen hükümet CGT’yi, “bu kadar mağdurun olduğu bir ortamda grevlere son vermeyerek sorumsuzca davranmakla” suçladı. Ancak bunun da etkisi sınırlı oldu.

14 HAZİRAN’DA BÜYÜK EYLEM HAZIRLIĞI

Hükümetin haftalardır sürdürdüğü karalama ve bölme kampanyalarına rağmen emekçiler 14 Haziran Salı gününü büyük bir eylem ve mücadele gününe dönüştürmeyi planlıyor. Euro 2016’nın 4. günü gerçekleşecek eylemlerde Paris’te dev bir yürüyüş yapılacak. Tüm yakın şehirlerden otobüsler de kaldırılacak.

Yasa tasarısının Senato’da tartışıldığı, hükümetin sıkıştığı ve futbol turnuvasının başladığı ortamda yapılacak bu gösteri, yeni iş yasasına karşı bir dönüm noktası olabilir. Uluslararası düzeyde yapılacak tüm destekler de bu mücadelenin güçlenmesine neden olacaktır. (evrensel)

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr