ODTÜ tarihinde bir ilk yaşandı, seçimde ikinci olan Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, rektör olarak atandı. Seçim sonucuna saygı duyacağına dair verdiği söze rağmen üniversitenin rektörsüz kalmaması için görevi kabul eden Prof. Kök, ODTÜ dinamiklerinden, kültüründen ödün vermeden yeni yaklaşımlar getirmek, topluma daha çok katkıda bulunmak için çalışacaklarını söyledi. Rektör Kök, “Önce kendisiyle, sonra toplumun tüm kesimleriyle barışık farklı bir ODTÜ göreceksiniz’’ dedi.

Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök ile üniversite kampusunda “ilk röportaj” için bir araya geldik. Farklı bir bakış açısı geliştireceklerini vurgulayan Rektör, şöyle devam etti:

“Sadece araştırmayla eğitimle değil, toplumla da doğayla da çevreyle de çok ilişkilerimiz var. Ama bazı konularda bir noktadan sonra birtakım sıkıntılarımız oluyor. Açıkçası ODTÜ’ye karşı her kurumda saygı var. Önemli olan onu biraz daha açığa çıkarabilmek, biraz daha gündeme getirmek. Bu da biraz daha paylaşımcılıkla doğru orantılı. ‘En iyisi biziz, bunu başkasıyla paylaşamayız’ diyerek fildişi kulelerimizde oturmak istemiyoruz. Hem akademik hem toplumsal anlamda daha farklı bir yere gelebileceğimizi düşünüyorum ama bunu yaparken tabii kendi ritüellerimizden iç dinamiklerimizden hiçbir ödün vermek istemiyoruz çünkü ODTÜ’nün bilinen bir hayat felsefesi, olaylara yaklaşımı var.

Bunu bozmak istemiyoruz ve çok rahat bir şekilde bozmadan da yapılabilir. Toplumla iç içe olabilmemiz icin farklı düşüncelerimiz de var. Örneğin Ankara’da bazı okullarla işbirliği yaparak onların bilgisayar altyapılarını geliştirmek istiyoruz.

Eymir Gölü herkesin

Eymir Gölü’ne halkın gidemediği yönündeki sözlerin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Prof. Kök, “Pazar günü eşimle göle gittik, 45 dakika boyunca ben bir tek ODTÜ’lü görmedim ve çok da kalabalıktı’’ dedi.

Süreç bizi de şaşırttı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçimler sonucunda 270 oyla birinci olan Prof. Dr. Nevzat Özgüven’i değil, 117 oyla ikinci olan Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök’ü rektörlük görevine atadı. Rektör Prof. Kök, verdiği söze rağmen bu görevi neden kabul ettiğini şöyle anlattı:

“ODTÜ’de aday olan bütün hocalarımızın profili birbirine çok yakın. Seçimde 2. olduğumuz zaman Ahmet (Doç. Dr. Ahmet Yozgatlıgil) yanımdaydı ve 4 sene sonrası için çalışmaya başlayalım dedik. Gelişen süreç bizi de biraz şaşırttı. TV’de geçen altyazıdan öğrendim rektör olarak atandığımı. Adımı duyduğumuzda eşimle birbirimize baktık, anlayamadık

28 Temmuz’da atandık fakat göreve 2 Ağustos’ta başladık. Görevi kabul etmemek diye bir şey yok anca istifa edebilirsiniz. İşin üniversite kısmı var. Yeni bir seçim yapılana kadar dışarıdan rektör atanabiliyor. Başka bir çaresi de yoktu açıkcası.

Burası çok özgür bir üniversite ve biz tepki tabii ki bekliyorduk. Çünkü hocalarımız çok haklı ve söylenmiş bir söz de var. Hâlâ farklı görüşte olanlar var ve çok saygı duyuyorum bu görüşlere. ODTÜ Rektörü olmak gerçek çok onurlu bir görev ama daha farklı şekillerde normal prosedürlerle daha mutlu olacaktım. Hatta bir aralar ODTÜ’de en zor durumda olan kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Bu aslında üç aşamalı bir süreç. Biz ODTÜ olarak bunun birinci aşamada bitmesini istiyoruz. Bir de tabii bizim üniversitemizde ilk defa oldu. Rektör olarak atandıktan 10 dakika sonra sosyal medyada Gezi Parkı imzam, orgeneral çocuğu olduğum ve beyaz şaraplı fotoğraflarım ortaya çıktı ve ODTÜ kültüründen olduğum anlaşıldı.”

Sıralamada kan kaybı var

Rektör Kök, ODTÜ’nün dünya üniversiteler sıralamalarındaki yer kaybını şöyle değerlendirdi: ‘’Son zamanlarda üç farklı sıralamada çok aşağılara düştük. Bir zamanlar 85. idik. Çok ilginç parametreler var ama öyle ya da böyle bu sıralamalarda bir kan kaybı var.

Bunun için yeniden yapılanmamız, öncelikle araştırmacı sayımızı artırmamız lazım. Bunun için de kadro alabilmemiz çok önemli. Öğrenci sayımızsürekli artıyor ama öğretmen sayımız artmıyor.

Öğretim üyesi ve yayın sayısı çok önemli. Küçük boyutlu bir vakıf üniversitesi en başarılı akademisyenleri alabiliyor. O zaman yayın yapma kapasitesi de farklı oluyor. Ama bunların hiçbiri tabii ki bahane değil. Bizim en büyük sıkıntımız yurtdışında çok başarılı akademisyenler buluyoruz fakat alamıyoruz. Kadro alamıyoruz ve başka yerden daha iyi bir teklif alıyor ve gidiyor. Öğrenciler için de aynı. Artık öğrenciler üniversite tercihlerinde tek bir parametreye bakmıyor.

İlk 100’den 12 öğrenci

ODTÜ Rektörü, üniversitenin öğrenci profiliyle ilgili şunları söyledi: “Bütün binalarımız yaşlandı. Vakıf üniversitesi burs veriyor, tek kişilik oda veriyor, bilgisayar veriyor. Eskiden üniversitemiz ilk 100’den 30-40 kişi alırken şimdi bu sayı 12’ye düştü.

ODTÜ eskiden beri Anadolu’ya hizmet eden bir üniversite. Anadolu’nun bütün parlak beyinlerini toplamıştır ve bu sürüyor. 77 farklı şehirden öğrenci var. Aslında bu havayı da o veriyor. Biz hâlâ da övünüyoruz bununla ama tabii Galatasaray Lisesi’nden öğrencimiz de var, Robert’den de.’’

33 yıllık ODTÜ’lü

Rektör Prof. Kök, kendisiyle ilgili de şu bilgileri verdi: ‘ODTÜ’den 1983’te mezun oldum. Doktoramı da burada yaptım. Doktora sonrası Fransa’ya gittim. İngiltere ve farklı yerlerde araştırmacı profesör olarak görev yaptım.

2001 yılında TÜBİTAK’a geçtim. Başkan Danışmanı olarak ve Avrupa Birliği Altın Çerçeve programınınn başlangıcında yer aldım. Ankara ve Brüksel’de ülke temsilcisi olarak çalıştım. Sonra tekrar ODTÜ’ye döndüm. Bölüm başkanı oldum, daha sonra Mühendislik Fakültesi dekanlığına seçildim sonra da rektör oldum. Petrol ve doğalgaz mühendisiyim. Biraz sert bir hoca olduğumu söylemeliyim ya da notu kıt diyelim.”

Sayılarla ODTÜ

Öğrenci sayısı: 29.500
Mezun sayısı: 128.500
Öğretim üyesi sayısı: 800
Araştırma görevlisi sayısı: 1.300
Yabancı öğrenci sayısı: Yaklaşık 2 bin

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr