Adana’da Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) Paralel Devlet Yapılanmasına (PDY) yönelik soruşturma kapsamında 36’sı tutuklu 103 sanığın yargılanmasına bugün de devam edildi. FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen’in de aralarında bulunduğu 14’ü firari 103 iş adamına ’terör örgütüne üye olmak’ suçundan 15 yıl, ’terör örgütüne finans sağlamak’ suçundan da 10 yıl olmak üzere toplam 25’er yıl hapis cezası ile cezalandırılmaları istemiyle dava açıldı.
FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturma kapsamında örgüte finans sağladıkları iddia edilen 36’sı tutuklu 103 sanığın yargılanmasına Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün ikinci gününde devam edildi.
Tutuklu sanık Birol Tekin Ünaldı, mahkeme başkanına verdiği savunmasında, işsiz kaldığı süreçte cemaate ait bir okul, daha sonra bir dershanede aşçı olarak işe başladığını, ardından üniversiteye hazırlanan kızına dershane indirimi yapmadıkları için dershaneden araları bozuk olarak ayrıldığını, daha sonra ise 2 yurtta görev yaptığını dile getirdi.
Bank Asya’ya para yatırmakla da suçlanan Ünaldı, bankaya yatıracak parasının bile bulunmadığını belirterek suçlamaları kabul etmedi. Gözyaşları içerisinde tahliyesini isteyen Ünaldı, 2 çocuğunun eşiyle birlikte mağdur olduğunu, tek mal varlığının 600 liralık bir motosiklet olduğunu ve tedbir olduğu için onu satamadıklarını, eşinin eve gelen faturaları ödeyemediğini söyledi. Ünaldı, yurt dışına çıktığı iddialarını da reddetti.
Tutuklu iş adamı Ali Kazım Başaran da şirketine TMSF el koymadan önce ayda ortalama 100 bin lira geliri olduğunu ifade ederek savunmasına başladı. Örgüte ticari finansman sağlamakla suçlanan Başaran, telefon kayıtları dahil bütün ilişkilerinin ticari olduğunu ve bunların belgelerle kanıtlı olduğunu savunarak suçlamaları reddetti. Bir çocuğunun engelli olduğunu ve tutuklu bulunduğu süre içerisinde aile yaşantılarının kötüye gittiğini ifade eden 2 çocuk babası Başaran, şirketinin de TMSF yöneticileri tarafından zarara uğratıldığını, iflas etme noktasına geldiklerini vurguladı. Beraatını ve şirketinin kendisine devredilmesini isteyen Başaran, hapishanede sağlık sorunları yaşadığını dile getirdi.

"KAÇMA RİSKİM OLSA BİR KAMYON PARAYLA KAÇARDIM"
Hakkındaki soruşturmanın sosyal medyada aleyhinde yazılan paylaşımlar nedeniyle başlatıldığını öne süren Başaran, kaçma riski bulunduğu için tutuklu olduğunu söyleyerek, "Mal kaçırmadım, kaçmaya da çalışmadım. Kaçma riskim olsa mallarımı satar bir kamyon parayla kaçardım. Tek bir gayrimenkul satmışımdır o da şirketimin borçlarını sıfırlamak, gücüne güç katmak içindir. Şirketim kötü durumda. Kayyumlar hak ettiklerinden çok daha fazla parayı, emek harcamadan kazanıyorlar. Şirket küçülmeye gittiği için personel sayısını yarı yarıya azalttılar. Şu an 300 civarı personel çalışıyor ama sigortaları ödenmiyor, şirketin vergi borçları ödenmiyor. Buradan çıksam düzeltmem yıllar alır. Adana’da bütün önemli işlerde Başaran imzası var. Yurt dışına çıkış sebeplerim de fuarlara katılmaktır. Devletin bana ’sen iş adamısın, daha çok gezmen lazım, niye bu kadar az gezdin’ diye kızması lazım. FETÖ ile ilgim yoktur. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum. Ekonomik olarak şirketi toparlamam uzun yıllar alacak ama işimin başına dönmek istiyorum" dedi.
FETÖ’nün Türkiye’deki paralarını yurt dışına kaçırdığı iddia edilen firari iş adamı Kemal Elibal’a 500 bin dolar himmet parası gönderirken yakalanarak gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanan Betül Karalürt ise mahkemede ağlayarak, "Duygusallığımın kurbanıyım" diye konuştu.
Babasının hastalanması üzerine üniversite öğrenimi göremediğini ve bu sırada evlendiği eşinden boşandıktan sonra ekonomik zorluklar yaşadığını anlatan Karalürt, 2013 yılında firari iş adamı Kemal Elibal’ın yanında işe başladığını ifade etti. FETÖ ile hayatının hiçbir kesitinde bağı bulunmadığını öne süren Karalürt, işe başladıktan sonra Kemal Elibal ile aralarındaki iş ilişkisinin duygusal ilişkiye dönüştüğünü söyledi.
Elibal’ın yurt dışında işleri olduğunu ve o işler için muhasebeci İsmail Burak’a, Kemal Elibal’ın talimatıyla noterden vekalet verdiğini aktaran Karalürt, "Bu süreç tamamen afaki oldu. Güvendiğim için hiçbir şey okumadım bile. Hesabımın yurt dışında arsa alımları, yatırımlar hakkında kullanıldığını biliyordum. ’İsmail’e güven’ dedi. Daha sonra yurt dışına çıktık. Yabancı bir şirkette beni hissedar yapmak istedi. Resmi nikahlı eşine pay vermek istemedi. Daha sonra 20 dolar gibi bir rakamla o şirkete hesap açtık. Dil bilmediğim için sözleşmeyi okuyamadım. 19 Temmuz’da Türkiye’ye dönecektim ama 20 Temmuz’da döndüm. Hesabımda 317 bin para olduğunu gördüm. Hesabımdaki diğer paraları ifadem alınırken öğrendim. Bankalardan mesaj bile almadım" diyerek kendisini savundu.

"CEBİMDE 150 LİRA VARDI AMA HESABIMDAN TRİLYONLAR DÖNMÜŞ"
Kemal Elibal’a çok güvendiği için hesabını kullandırttığını söyleyen Karalürt, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Beni sevdiğini düşünerek, zarara atmayacağını düşündüm. Kemal ile yurt dışına çıktık ama sosyal olarak çok zaman geçirmedik. Tek sosyalliğimiz, benim biraz nazımla onun engelli oğlunu ziyaret etmekti. Gözaltına alındığımda cebimde babamın verdiği 150 lira vardı ama hesabımda trilyonlar dönmüş. Bir gün çocuklarına Bank Asya’ya 100’er bin atmış. Bana zarar gelmemesi için başka bir bankaya atmış. Ocak 2016’da ise ’diğerlerinin hesabını bozmak istemiyorum, senin hesabı bozalım’ dedi bir para aktarımında. Kemal’in üzerimizde emeği de var. Yıllar önce eşimden ayrıldığım için 9 yaşındaki çocuğum ona ilk kez baba dedi." Sanıkların duruşması aranın ardından devam edecek.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr