Facebook paylaşımlarında terör örgütü propagandası yaptıkları ve halkı kin ve düşmanlığa teşvik ettikleri iddiasıyla haklarında dava açılan Mersin Üniversitesi öğretim üyeleri bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme, duruşmayı 17 Kasım’a erteledi. Akademisyenler ‘Akademi biat etmeyecek’ sloganları eşliğinde adliyeden çıktı. Yardımcı Doç. Dr. Hakan Mertcan, “O özensiz, ciddiyetsiz iddianameleri hazırlayanlara bir kez daha sesleniyorum: Bin tane daha iddianame hazırlayın” diye konuştu.

‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisine imza atan Mersin Üniversitesi öğretim üyeleri Yardımcı Doç. Dr. Mustafa Şener, Yardımcı Doç. Dr. Hakan Mertcan, Yardımcı Doç. Dr. Selim Çakmaklı ve araştırma görevlisi Esin Gülsen hakkında açılan davanın ilk duruşması Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. 4 akademisyen hakkında terör örgütü propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek iddiasıyla 7 yıla kadar hapis cezasının istendiği davanın ilk duruşmasına Şener, Mertcan ve Çakmaklı katılırken yurtdışında olan Esin Gülsen katılmadı. Duruşmada akademisyenleri Mersin, İstanbul ve Ankara barolarından çok sayıda avukat savunurken çok sayıda akademisyen de destek için duruşmayı izledi.

Yaklaşık 2,5 saat süren duruşmada sanık avukatları savunma yaptı ve akademisyenlerin üzerine atılı suçları reddetti. Savcılık, sanıklardan Esin Gülsen’in duruşmaya katılmaması nedeniyle duruşmayı 17 Kasım 2016 tarihine erteledi.

Duruşma sonrasında akademisyenler adliye önünde ‘Yaşasın halkların kardeşliği’, ‘Akademi biat etmeyecek’, ‘Yaşasın onurlu mücadelemiz’ şeklinde sloganlar attı.

Yardımcı Doç. Dr. Selim Çakmaklı, “İfade özgürlüğümüzü kullandığımız facebook paylaşımları nedeniyle hakkımızda dava açıldı. Terör örgütü propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmekle suçlanıyoruz ama biz suçlamaları tabiî ki reddettik. Öyle bir şey yapmadık” dedi.

Yardımcı. Doç. Dr. Mustafa Şener de, “Bu dava baştan itibaren hukuksuz bir davaydı. İçerde de onu savunduk. Bu iddianame bir hukuk skandalıdır. Herhalde kötü iddianameye örnek olarak hukuk fakültelerinde okutulur. Öylesine uyduruk bir iddianameydi. Bu tür davalar sadece bizi ilgilendirmiyor. Bu tür davalar nedeniyle akademisyenler de dahil birçok insan tanıyorum, artık facebook’u kullanmaktan imtina eden. Dolayısıyla ifade ve düşünce özgürlüğü ciddi tehdit altında bu tür davalar nedeniyle. Bu davanın özgürlüklerin genişletilmesi konusunda bir vesile olmasını umuyorum” diye konuştu.

Yardımcı Doç. Dr. Hakan Mertcan ise davanın hukuki dayanaktan yoksun, özensizce hazırlanmış bir iddianame ile karşılaştıklarını söyledi. Mertcan, “Bizler sadece barış isteyen akademisyenleriz. Bundan vazgeçmeyiz. Bu davalarla vazgeçeceğimizi sananlar varsa bize bin tana daha dava açsın. Barışın dışında hiçbir şeyi savunmayacağız. Sömürüsüz, adil, özgür bir dünyayı savunuyoruz. Bundan da vazgeçmeyeceğiz. Bizim zamanımızı çalabilirler. Bizim zamanımızı çalabilirler, bizi yorabilirler, ailelerimizi üzebilirler. Fakat o özensiz, ciddiyetsiz iddianameleri hazırlayanlara bir kez daha sesleniyorum: Bin tane daha iddianame hazırlayın. Bildiğimiz doğrunun arkasında durmaya devam edeceğiz” görüşünü dile getirdi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr