Güngör, "Bu sistem zaten ona doğru gidiyor. Devlet bunu inanıyorum ki görmezden gelmeyecektir. Şu an işçinin bütün maliyetini devlet ödüyor. Taşeronun bir yük olduğunu zaten onlar da görecekler" dedi.

Bolu'da Köroğlu Devlet Hastanesi'nin Veri Hazırlama Birimi'nde 2009'dan bu yana taşeron işçi olarak çalışan 2 çocuk annesi Hacer Güngör, yaklaşık 2 yıl önce Başbakanlığı döneminde geçirdiği rahatsızlığın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan için yazdığı mektubu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen programda okudu. "Allah'ım Cumhurbaşkanımıza hayırlı, uzun ömür ver. Hizmetlerini tamamlamasını nasip et. Ülkemizin, insanlığın ve İslam aleminin ona ihtiyacı var. Şayet buna ömrü vefa etmeyecekse ve benim ömrüm var ise Rabbim lütfen benim ömrümü ona ver. Ömrüm size annenizin ak sütü gibi helal olsun" şeklindeki sözleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ağlatan Hacer Güngör, Bolu'daki evinde 'nın sorularını cevapladı.

'CUMHURBAŞKANIMIZA İNANILMAZ GÜVENİM VAR'

Eşi, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'de mutemet olan, 2 çocuğundan biri üniversitede okuyan, diğeri mezun olan Hacer Güngör, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2 yıl önce geçirdiği rahatsızlık sırasında basında çirkin ithamların yer aldığını, bundan çok etkilendiği için samimiyetle o duayı yazdığını söyledi. Mektubun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ulaşıp ulaşmadığını bilmediğini, bu yüzden dün böyle bir fırsat eline geçince mektubu okuduğunu anlatan Hacer Güngör, "Gerçekten Cumhurbaşkanımıza inanılmaz derecede güvenim var. İnsanlığa, ülkesine, İslam alemine hizmet ettiğine inanıyorum ve güveniyorum. Mektubu yazmaktaki amacım şuydu; Siz yalnız değilsiniz. Arkanızda sizi seven, sizin için ömrünü bile verecek olan anneler var demek istedim kendisine" diye konuştu.

'BEN DE AĞLAMAK İSTEDİM'

Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine teşekkür ettiğini ifade eden Hacer Güngör, "Onurlandığını, gururlandığını söyledi. Bizler de zaten onunla her zaman gurur duyuyoruz. Teşekkürlerini ifade etti. Onun gözyaşlarını görünce ben de orada çok duygulandım. Ben de ağlamak istedim. Ama metnimin devamını tamamlayamayacağımı, üzerimde ayrı bir sorumluluğun olduğunu hissettim. Çünkü işçi kardeşlerimin, bizlerin iletmem gereken sorunları vardı. Kadınlar ağlayınca kendilerini toparlamaları zor olur. Onu aklıma getirerek kendimi tuttum. Ama güldürmeyi de başardım. Kadro istediğimizi söyleyince Cumhurbaşkanımız güldü" dedi.

'TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İÇİN DÜZENLEMELER YAPILMASI GEREKİYOR'

Konuşmasında taşeron işçilerin sorunlarını, isteklerini dile getirdiğini belirten Hacer Güngör, şöyle konuştu:

"Taşeron işçilere 2014 yılında toplu iş sözleşme yapabilme, sendikalaşma hakkı verildi. Bazı eksikliklerden dolayı toplu iş sözleşmeleri yapamıyorduk. Yapsak da alamıyorduk. Çünkü çıkması gereken genelgeler, yeniden düzenlemeler yapılması gerekiyordu. Bu bizim için çok önemli. Çünkü bir hak verildi ve bunun devamında düzenlemeler yapılması gerekiyor. Ben inanıyorum ki bu görüşmeden sonra hepsi yerine oturacak. Orada zaten bakanlar da vardı. Süleyman Bey gerekli talimatı verdi. Bu da beni çok onure etti. İnşallah önümüzdeki günlerde neleri çözdük, neleri çözemedik bakacağız."

'TAŞERONUN BİR YÜK OLDUĞUNU DEVLET GÖRECEK'

2009'da işe girdiğinde yıllık izinlerini bile kullanamadığını ifade eden Güngör, "Şu anda 4857'ye tabi kadrolu bir işçi hangi haklardan yararlanıyorsa biz de onlardan yararlanıyoruz zaten. Yıllık izinlerimizi kullanıyoruz. Kıdem tazminatlarımızı alıyoruz. Bunlar çok güzel gelişmeler. Çok iyi noktalara doğru geliyoruz. Daha iyi noktalara gideceğimize de inanıyorum. Bu sistem taşeronun kalkmasına doğru gidiyor. Devlet bunu inanıyorum ki görmezden gelmeyecektir. Şu anda işçinin bütün maliyetini devlet ödüyor. Kıdem tazminatından, maaşını her şeyini bütün maliyeti devlet ödüyor. Taşeronun bir yük olduğunu zaten onlar da görecekler" dedi.

'ÇOK SIKINTI YAŞAYAN ARKADAŞLARIMI TEMSİL ETTİM'

Eşi de çalıştığı için 2 çocuğunu okuturken sıkıntı çekmediğini, ancak sadece kendisini değil çok sıkıntı yaşayan arkadaşlarını da temsil ettiğini anlatan Hacer Bayram, "Asgari ücrete 300 lira zam geldi. Bu bile insanların yüzünü güldürmeye yetti. Bir nebze insanları rahatlattı. Kimisi bu parayla kiram çıktı, kimisi marketim çıktı, kimisi yol param çıktı dedi. Bu artışı herkes bir şeye bağladı. Amacımız, isteğimiz birazcık toplu iş sözleşmelerle maaşımıza katkılar olursa, en azından aynı işyerinde çalıştığımız kişilerle aramızda maaş farkları var. Bunlar birazcık daha kapatılırsa hem işçi hem çalışan memnun olur. Maddi anlamda bu eksikliklerin bu şekilde kapatılabileceğini düşünüyorum" diye konuştu.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr