Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

AK Parti olarak, eğitimi önceliklerimizin en ön planına aldık. Sağlık üniversitelerinin ilk adımlarını biz attık. Son olarak Şehir Hastaneleri projesini hayata geçirdik. Şehir hastanelerimizin tamamını inşallah 1.5 yıl içinde açıyoruz. AK Parti insana odaklı bir Türkiye'yi hedeflemiştir.

2023 yılına kadar hızlı tren hattı uzunluğunu 12 bin kilometreye çıkarmayı hedefliyoruz. Tren ağını da 25 bin kilometreye ulaştırmak amacındayız. İstanbul Boğazı'nı denizin altından ilk defa, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile boğazın üzerinde 3. defa birleştirdik. Acaba, asırlarca boğazın altından böyle bir hat geçecek denilseydi buna inanır mıydınız? Ecdadımız inanmış. Hatta ecdadımız proje de yapmış. Bunu gerçekleştirmek bize nasip oldu.

1915 Çanakkale Köprüsü'nün temelini attık, oranın yapımı gerçekleşecek. Bunlar bir yerlere cevap. Sadece ülke içi değil, aynı zamanda dünyaya cevap. Uyuyan bir Türkiye yok. Çalışan, gayret eden bir Türkiye var. Gençler bu dinlediklerinizi, şehirlerinize döndüğünüz zaman oralarda da anlatın. Olur ya, her şey güzel ama bilmek, anlamak, onu adeta dalga dalga kenara doğru ötelemek gerekiyor. İnsanoğlu unutur, devamlı hatırlatmak lazım. Cumhurbaşkanı, başbakan neden hep konuşuyor demeyin, anlatacağız ki unutulmasın.

"ANA MUHALEFETİN LİDERİ KONUŞUYOR"

"Ana muhalefetin lideri konuşuyor. 7 milyon işsiz varmış, senin kılavuzun bir kere karga. Kargaya da hakaret olmasın ama... Türkiye eğer böyle bir konumda olsa, şu anda yakaladığı ivmeye bak. Hükümet çalışıyor, gayret var, koşturuyoruz. 195 olan baraj sayımıza 423 yeni tesis ilave ettik. Teröre rağmen baraj çalışmaları devam ediyor. Ilısu Barajı'nın hayata geçirilmesi ve o şehrin (Şırnak) bir yerden bir yere taşınması ile tarih bugüne, bir diğer taraftan yarına taşınıyor. 

Ana muhalefet savunma sanayiinde kendi silahımızı üretmemizden ve ihracatından rahatsız. Son 14 yılda ülkemize, bulunduğumuz yeri borçlu olduğumuz aziz milletimize hizmetten başka hiçbir hedefimiz olmadı, olmayacak. Her gece yastığa başımızı koyduğumuzda, "bugün milletimiz için ne yaptık?" sorusunu sorarak bugünlere geldik. Karşımızda ciddi bir muhalefet olmadığı için hep kendimizle yarıştık. 

AK Parti'nin, milletin ve geleceğin partisi olarak Türkiye'ye edeceği daha çok hizmet, kazandıracağı daha çok yatırım var. Güzel gelişmelerin haberlerini ardı ardına almaya devam ediyoruz. Son olarak dün açıklana büyüme rakamları ile taçlandırmış olduk. Yüzde 5 olarak gerçekleşti, bu yılın ilk çeyreğinde büyüme oranımız. Bu vatansever halkımız için bir mutluluk vesilesi, aksi olanlar için de tam aksi. Bu oran yüzde 2.4 olan AB ortalamasının 2 katından bile fazladır. İlk verilere göre, yüzde 5'lik büyüme oranı ile G-20 ülkeleri arasında Çin ve Hindistan'ın ardından 3. sırada bulunuyoruz. Aramızda da çok fark yok, onları da yakalayacağız. İlk 5 aylık ihracatımız da yüzde 8.9'luk artış gerçekleştirmiştir. Uluslararası yatırımlar da bir önceki yılın aynı dönemine göre az da olsa bir artış yakaladık. 

"KREDİ KURULUŞLARININ NE YAPACAĞINI ÇOK MERAK EDİYORUM" 

Türk ekonomisinin artık ufak tefek sarsıntılarla yıkılmayacak kadar büyük olduğunu özellikle geçtiğimiz yıl gördük. Eğer büyüme oranı beklentilerin altında çıksaydı, hemen kredi notunu düşürmek için harekete geçecek olan kredi derecelendirme kuruluşlarının, ben ne yapacağını merak ediyorum. Büyüme eğilimimizi daha da yukarılara taşımak için gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz.

"EN BÜYÜK SALDIRILAR, AYRICALIKLARINI KAYBEDEN KESİMLERDEN GELDİ" 

Bu millete en büyük zulmü, dilinden halk ve halkçılık kelimesini eksik etmeyen müstebitler yapmıştır. Ülkenin imkanları bir avuç seçkine peşkeş çekilirken, halk fakirleşmiştir. Milletin temsilcisi olması gereken siyaset de aynı çarpık düzenin bir parçası haline dönüşmüştür. Kurulduğumuz günden beri milletimizle öyle bir bütünleştik ki karşımızda hiçbir güç duramıyor. Bu dönemde en büyük saldırılar, ayrıcalıklarını kaybeden kesimlerden geldi. 

"BUNLAR ÖYLE GEZİCİ, 40. YILINI DA KUTLASALAR YİNE BUNA ALIŞACAKLAR 

Zahirde elit, hakikatta lümpen olan bu çevreler, ellerindeki tüm imkanları bizi karalamak için seferber ettiler. Yol, hastane, okul, hangi hizmeti yapmaya kalktıysak hemen karşımıza dikildiler. Birdenbire çevre hassasiyetleri kabardı. Zannedersiniz ki çevreci. Biz milyonlarca ağaç dikiyoruz. Bunlar çevre karşıtı. Bu geziciler değil mi 10-12 tane ağacı bir yerden başka bir yere taşırken isyan eden. Bunlarda ağaç taşıma kültürü de yok. Bunlar beceriksiz. Batı'da bakıyorsun devasa ağaçları bir yerden bir yere nakledebiliyorlar. Hatta bu işin ihracatını yapanlar böyle yapıyor. Hem besliyor, hem yetiştiriyor sonra ihracatını yapıyor. İşte bunlar anlamaz, bunlar başka yerde geziyor. Bunlar böyle Gezici. Dördüncü yılı da kutlasalar, kırkıncı yılı da kutlasalar alışacaklar. Bunlar İstiklal Caddesi'nde istikbalimiz için yürümüyorlar, bölücü terör örgütünün temsilcileriyle el ele, kol kola yürüyorlar. Darbe döneminin yol açtığı haksızlıkları eğitimde düzeltmeye çalıştığımızda "Laiklik elden gidiyor" diye ortalığı ayağa kaldırdılar. Gidip yurt dışında bizi şikayet ediyorlar. Söylemedikleri hiçbir şey kalmadı. Kendileri dışında hiç kimseye hayat hakkı tanımamak için her türlü çirkefliği yaptılar.

"BUGÜNE KADAR NE ALDANAN OLDUK, NE ALDATAN" 

Dün Tarabya'da sanatçı ve sporcularla bir araya geldik. AKM'den konu açıldı, bugüne kadar bitirecektik. Biz şimdi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne çok güzel bir opera binası yaptık ama aslolan İstanbul'a böyle bir yapı kazandırmak. Dedik ki, "AKM depremden zarar gördü, yıkalım yenisini yapalım". Vay efendim ortalığı ayağa kaldırdılar. Aynısını Muhsin Ertuğrul'da da yaptılar. Gösteri üstüne gösteriler. Ne oldu? Eski Muhsin Ertuğrul'un iki kat büyüklüğünde bir yapı kazandırdık İstanbul'a, kötü mü oldu? Biz sözümüzde duran bir kadroyuz. Bugüne kadar ne aldanan olduk, ne aldatan. Şimdi proje bitti. Yanlarındaki boşlukları da halletmek üzere Taksim'de inşa edeceğiz. 3 dev proje ile Taksim'e zenginlik kazandıracağız. Önümüzü kesemezler. Biz bu millete hizmet ettikten sonra ne yapsalar yetmez. Bunlar terör örgütleriyle kol kola yürüyorlar. Bunlar terör örgütlerine gösterdikleri sempatinin 10'da birini kendi insanlarına göstermiyorlar. 

"BUNLARIN TEK DERDİ TERÖR ÖRGÜTLERİNİN KALEMŞÖRLÜĞÜNÜ YAPMAKTIR"

Senelerce devrimci şiddet güzellemeleriyle eli kanlı teröristleri gençlerimize rol model olarak sundular. Ölüm tarlaları, ve kuru kafa kuleleridir. Yaptıkları hep bu. Beyefendi çıkıyor, konuşuyor. Barış, sevgi. Bal, bal demekle ağız tatlanırmı, yersen tatlanır. Bir kadın terörist üzerinden yine aynı oyunu oynuyorlar. Her gün askerimizin, polisimizin hayatına kasteden teröristleri allayıp pullayıp bir isim üzerinden aklamaya çalışıyorlar. Şehit edilen Aybüke öğretmenle ilgili üzüntü beyanına şahit oldunuz mu? Sözüm ona milletvekilleri Aybüke öğretmenimiz için kıllarını kıpırdattılar mı? Bunların tek derdi, terör örgütlerinin kalemşörlüğünü yapmaktır. Bu yavrumuzu orada katlettiler. Kim? Bu terör örgütü."

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr