Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Çin'de düzenlenen G20 Zirvesi'ne öncesi Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu. Zirve öncesi Suriye'nin kuzeyine ilişkin mesaj veren Erdoğan, "Türkiye olarak bizler, ordumuzla, ülkemizin ve bölgedeki sivillerin güvenliğini sağlamak için elimizi taşın altına koyduk. Batı artık bir tercih yapmak zorunda. Ya terörden yanasınız, ya da karşısındasınız" dedi.

Efkan Ala'nın İçişleri Bakanlığı görevinden sürpriz bir şekilde istifa etmesini değerlendiren Erdoğan, "Ne Efkan Ala kardeşimizden herhangi bir sıkıntı söz konusudur ne de bu süreç içerisinde ona yönelik herhangi bir olumsuzluğu söylemeye ne Sayın Başbakanı ne benim herhangi bir haddimize değildir. O kadar da açık söylüyorum.Bunlar bizim dava arkadaşımızdır. Bu yolculuk esnasında performans kaybı diyebilirsiniz, başka bir şey diyebilirsiniz. Aradan bir müddet geçer farklı bakanlıklarda da olur" dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Biraz sonra Çin Halk Cumhuriyeti'nin evsahipliğinde yapılacak 11. G20 liderler zirvesinde katılmak üzere hareket edeceğiz. Bu ziyaretimde Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakanı, Ekonomi Bakanı ve Enerji Tabii Kaynaklar Bakanı eşlik ediyorlar. G20 zirvesi kritik bir dönemde toplanıyor. G20 ülkeleri olarak güçlü ve dengeli bir büyümeye ulaşmak için birçok adım attık. Geldiğimiz noktada bu adımların küresel büyüme hızını arzu ettiğimiz seviyeye taşıyamadığını görüyoruz. iktisadi faaliyetlerdeki zayıflık devam ederken jeopolitik riskler, terörzim ve mülteci krizi gibi sıkıntılar üğlker üzerinde yük oluşturuyor."

"Bu zirvede yeniden güçlü bir büyümeyi ele almak için iyi bir fırsat oluşturacaktır. Geçen yıl dönem başkanlığını üstlendik ve Antalya'da G20 liderler zirvesine evsahipliği yaptık. Antalya zirvesi G20'nin en başarılı en verimli zirveleri arasında yerini aldı. Dönem başkanlığı sırasında kapsayıcılık ilkesini ön plana çıkardık. Kapsayıcı büyüme dediğimizde bunun sadece rakamlardan ibaret olmadığını vurguladık. Kadınlar ve gençler olmak üzere toplumun tüm kesimlerin artan refahtan payını almalı."

"BEDELİNİ TÜM DÜNYA ÖDÜYOR"
"Antalya'daki zirvede terörizme karşı ilk kez bir bildiri kabul ettik. Bu duruşun bir kez daha teyit ve tahkim edilmesi önem arz ediyor. Hangzhou'da küresel barışı, güvenliği, istikrarı ve dolayısıyla ekonomiyi tehdit eden terör belasıyla mücadele konusunu da görüşeceğiz. Bu vesileyle ülkemizin mücadele ettiği FETÖ, DHKP-C, PKK, PYD, YPG ve DAİŞ gibi terör örgütleri konusunda muhataplarımızdan beklentilerimizi dile getireceğiz. Bizim duruşumuz hep ilkeli olmuştur. Baştan beri iyi terörist, kötü terörist olmadığını ifade ettik. Bir terör örgütünün diğeriyle çatışmaya girmesini onun elindeki kanı temizlemeyeceğini belirttik. Terör örgütlerini desteklemenin yanlış olduğunu söyledik. Bunun bedelini tüm dünya ödüyor"

"BATI ARTIK BİR TERCİH YAPMAK ZORUNDA"
"Hamdolsun operasyonlarımız başarılı şekilde icra ediliyor. Cerablus'ta hayat hızla normalleşiyor. Bölge halkı gönül rahatlığı ile evlerine dönüyor. 400 km alanında bir bölge terör örgütlerinden arındırıldı. Bu başarı ÖSO'nun DAİŞ'le mücadele edebileceğini ortaya koymuştur. Uluslararası toplum DAİŞ, PYD, YPG terör örgütleri arasında bir tercih yapmak zorunda değildir. Bu iki örgüt arasındaki yöntem farkı yoktur. Son günlerde batıdaki bazı çevrelerin yaptıkları açıklamaları hayretle karşılıyoruz. Cerablus'ta DAİŞ'in yenilgiye uğratılmasından bazıları adeta rahatsızlık duyuyor. Türkiye olarak bizler, ordumuzla, ülkemizin ve bölgedeki sivillerin güvenliğini sağlamak için elimizi taşın altına koyduk. Batı artık bir tercih yapmak zorunda. Ya terörden yanasınız, ya da karşısındasınız"

"TERÖR KORİDORUNA MÜSADE ETMEYECEĞİZ"
"Fırat Kalkanı harekatının amacı sınır bölgemizdeki terör örgütlerinin ülkemiz, vatandaşlarımız için bir tehdit olmaktan çıkarılmasıdır. Cerablus'tan, sınır bölgemizdeki, Suriye'nin kuzeyindeki şehirlerden sürekli olarak şehirlerimize roketlerle yapılan saldırıları biz duymamazlıktan gelemeyiz. 100'ü aşkın insanımızın bu roketler nedeniyle öldüğü sınır bölgesindeki şehirlerimizi bir kenara bırakamayız. Hiç kimse bizden bir terör koridorunun oluşmasına rıza göstermemizi beklemesin. Kesinlikle Suriye'nin kuzeyinde, bizim güneyimizde terör koridoruna müsade etmeyeceğiz. İsminin şöyle olması, böyle olması bizi ilgilendirmiyor. Kimin terör örgütü olduğunu kimin olmadığını en iyi bilen biziz. DAİŞ'e düşman olan dostumuzdur diyenler yanılgı içindedirler. Ve diğer terör örgütlerinin dostu olurlar."

"Mülteci krizinin bu seneki G20 zirvesinde ele alınacak olmasının önemli olduğunu düşünüyırum. Türkiye tarihe geçecek insani bir duruş sergiledi. Dünyada bunun eşi benzeri bir başka ülke yoktur. Antalya'da G20 liderleri olarak bu konuda külfet paylaşımının altını çizmiştik. Ve AB, 3+3 milyar euro mülteci desteği vereceğini söylemişti. Peki ne oldu? Şu ana kadar verilen destek 183 milyon euro'dur. Bunu da UNICEF'e vermiştir. Bu krizi hiçbir ülke tek başına göğüsleyemez. Bu konuda verilen sözler havada kaldı. Eyleme dönüşmedi. Suriye'deki ateşi söndürmekten ziyade duman bize gelmesin diye uğraşıyor"

"ÇİN İLE YAKIN BİR ÇALIŞMA GERÇEKLEŞTİRDİK"
"Küresel ticarette meydana gelen yavaşlama, küresel ekonominin sürdürülebilir şekilde büyümesini engelliyor. G20 ekonomileri öncü bir rol üstlenmeli. 2016 boyunca G20 üyesi olarak dönem başkanı Çin ile yakın bir çalışma gerçekleştirdik. Bu zirvenin başarılı bir şekilde sonuçlanacağına inanıyorum. Sizleri sevgiyle selamlıyorum"

"BURADA OYNANAN OYUN ÇOK FARKLI"
"Menbiç bu işin en önemli noktalarından bir yeri. Oranın yüzde 90'ı aşkın kitlesi Arap. Oraya gelen Kürtler veya farklı etnik gruplar bindirilmiş kıtalar. YPG bunlardan bir tanesidir. Bunu sayın Başkan Obama ile görüştüğümüzde kendileri kesinlikle buraya girmeyeceklerini söyledi. Bunların hepsi kayıtlarda var. Bu kayıtlarda olan görüşmeden hareketle de istihbarat örgütümüz, askeri görevlilerimiz bu görüşmeleri sürdürdüler. Bu görüşmeye rağmen bir baktık bunlar Arapları dışlayıp, YPG gruplarını kuzeye gönderme gayreti içine girdiler. Kendilerine farklı bir tez de sunduk. Kuzeyden güneye birlikte bunların öteleyelim dedik. Bu iki üç aya olur dediler. O görüşmeden beri 2 ay geçti. Burada oynanan oyun çok farklı. Biz göbeğimizi kendimiz kesmek zorundayız. Çünkü biz durdukça ne yazık ki oralardan birileri sürekli ülkemizi bombalıyorlar, roketler atıyorlar, vesaire vesaire... Bunları bizim sabırla karşılamamız mümkün değil. Kaldı ki biz Cerablus'a girmiyoruz, Cerablus'a Cerabluslu giriyor. Bizim onlara sadece lojistik desteğimiz var."

"CERABLUS'A CERABLUS'LU GİRİYOR"
"Biz Cerablus'a girmiyoruz. Cerablus'a Cerablus'lu giriyor. Bizim sadece lojistik desteğimiz var. Bunu da kısmi yönlendirecek ekiple yapıyoruz. Bunun yanında tanklarla destek veriyoruz. Bunların içinde Türkmenler, Araplar var. Bunlar Cerablus'un yerli halkıdır. Bundan daha doğal ne var. Birilerinin yaptığı gibi Cerablus'a girip oraya yerleşmenin hesabı içinde değiliz. Gerçek sahipleri oraya yerleşsin istiyoruz. Cerablus halkının nasıl neşe içerisinde olduğunu, Türkiye'ye teşekkür ettiğini hep beraber görüyoruz. Bu oyunu hamdolsun silahlı kuvvetlerimiz, oradaki lojistik desteğe katılan arkadaşlarımızla bozmuşlardır. Ama asıl orada Cerablus'un yerli halkı ile birlikte başardılar. Bu işin aslı budur. Menbiç ile bize Fırat'ın doğusuna geçtiler diyorlar. Biz de hayır geçmediler diyoruz. Fırat'ın doğusuna geçtiklerinin ispatı bizim tespitimize bağlıdır. Birilerinin orada burada yaptığı açıklama ile YPG'nin ya da PYD'nin çekildiğine inanamayız."

"KİMSE BİZİ ALDATMAYA KALKMASIN"
"PYD terör örgütüdür, DAİŞ terör örgütüdür ve bunların hiçbirinin birbirinden farkı yoktur. PKK terör örgütüdür. Aynı bölgede onlar da var. Fırat'ın doğusunda PKK var. Çok açık ve net. Akçakale'nin karşısında kimler var? Orası aslında Araplara ait bir yer. Arapları kovdular, DAİŞ çekilince PYD'lileri yerleştirdiler. Bunları izliyoruz. Kimse bizi aldatmaya kalkmasın"

"BUNLAR BİZİM DAVA ARKADAŞIMIZIDIR"
"Bir hükümette zaman zaman bu tür değişiklikler olabilir yani burada Sayın Başbakan, mesai arkadaşlarıyla veya kendi istişareyi yapmış olduğu arkadaşlarıyla nitekim sonunda benimle de istişarede bulunmuştur. Ve ortaya sürmüş olduğu tezler haklı. Bu arada İçişleri Bakanımız da Sayın Ala, bu süreç içerisinde kendileri de istifasını vermek suretiyle böyle bir değişim bu süreç içerisinde yapılmıştır. Ne Efkan Ala kardeşimizden herhangi bir sıkıntı söz konusudur ne de bu süreç içerisinde ona yönelik herhangi bir olumsuzluğu söylemeye ne Sayın Başbakanı ne benim herhangi bir haddimize değildir. O kadar da açık söylüyorum.Bunlar bizim dava arkadaşımızdır. Bu yolculuk esnasında performans kaybı diyebilirsiniz, başka bir şey diyebilirsiniz. Aradan bir müddet geçer farklı bakanlıklarda da olur."

"BENİM İÇİN KIYMETİ HARBİYESİ OLMAYAN İFADELER"
"Çok ayıp, 7 Ağustos'u yaşamış bir CHP Genel Başkanı'nın bu toplantıyla ilgili yüz karası ifadesini yakıştırması çok çok çirkin. Ana muhalefet partisinin genel başkanına ben bunu yakıştıramıyorum. Adli yılın açılışını yaşayanların yaklaşımıdır benim için aslolan. Bu beyefendinin ifadeleri benim için kıymeti harbiyesi olmayan ifadelerdir. Çok yazık. Biz 7 Apğustos'ta birlik ve beraber yenikapıya da gelmeyecekti. Arkadaşlarının bindirmesiyle geldi. Dedik birlik ve beraberlik anlayışıyla geleceğe yürüyeceğiz. Beştepe'te kendileriyle konuştuk. Herhalde artık farklı yürüyeceğiz dedik. Bunu karanlık olarak göstermek için sizin gerekçeni nedir? Burası milletin evi. Tüm bakanlıklar, tüm devletin kurumları rahatlıkla gelip toplantılarını yapabilirler. Cumhurbaşkanı bu ülkede yasamanın, yürütmenin, yargının da başıdır. Devletin başıdır. Bunu bilmeyene biz ne anlatacağız? Kalkıp da bakanlar kurulunun mecliste toplantı yapması gibi bir benzetmeyi yapmak çok daha farklı bir şey. Bakanlar kurulu yasama organı değildir, yürütme organıdır. Parlamento ise yasama organıdır. Bizim burası tamamiyle milletin evi olarak kurulmuş bir yerdir. İlk defa yargı bu kadar muhteşem, bu kadar güzel görkemli bir açılış törenini gerçekleştirmiştir. Beyefendi görmek istediğini konuşuyor, teessüf ederim

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr