Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Bugün, Çanakkale deniz zaferimizin 101. yıldönümünü hep birlikte idrak ediyoruz. Bir asır önce destan yazan tüm kahramanlarımızı, şehitlerimizi, gazilerimizi şükranla yad ediyorum. Evlatlarını Çanakkale’ye, “Git evladım, yıllarca ben oğulsuz kalayım, şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım, haydi yavrum, haydi git, ya gazi ol, ya şehit” diyerek yollayan, kimi zaman da çocuğun şahadet haberini dahi almadan hayata gözünü yuman analara, babalara rabbimden rahmet niyaz ediyorum. 

Aynı şekilde, binlerce kilometre öteden gelip burada hayatlarını kaybeden, o günden beri topraklarımızda misafir ettiğimiz diğer ülke askerlerini tazimle anıyorum.

"1915 Köprüsü’nü 2023’te tamamlıyoruz"

Çanakkale Zaferi’ni bilmeyenler, bu savaşın hangi fedakarlıkla yapıldığını anlamayanlar, bugün yaşadıklarımızın anlamını da kavrayamazlar. O havayı teneffüs etmeyen hiçbir evladımız kalmamalıdır. Bugün, ortaokuldan liseye, liseden üniversiteye geçişte sınavlar var değil mi? İşte ben Çanakkale’nin ziyaret edilmesini ve burada verilen mücadelenin tarihi öneminin bilinmesini de aynı düzeyde önemli olarak görüyorum. Bu destanı inanıyorum ki bu nesil de aynı şekilde yazacaktır.

Milli Savunma Bakanlığımızdan, Milli Eğitim Bakanlığımızdan, Kültür Bakanlığımızdan, Gençlik ve Spor Bakanlığımızdan bunu öncelikli bir mesele olarak görmelerini istiyorum. “Çanakkale geçilmez” destanıyla düşmana dur diyen Çanakkale için 1915 Köprüsü’nü 2023’te tamamlıyoruz.

"Şehadet bizim için korkulacak değil, ulaşılması gereken makamdır"

Biz şehitlerin suladığı bu topraklarda yetişmişiz. Şahadet bizim için korkulacak bir makam değil, ulaşılması gereken bir makamdır. Onlar ölü değil, diridirler ama siz bilemezsiniz. Onların rızkının kefili Allah’tır. Ve bu müjdeyle onlar yürürler. Ve kabrinden sonra da oradaki hali görünce son kez tekrar bu dünyaya dönmek isterler. Birileri anlamaz, onlar zanneder ki onlar tabutta giden normal cenazelerdir. Değil, değil.

Çanakkale muharebeleri asıl gücün teknoloji değil, inanç olduğunu bir kez daha göstermiştir. Biz aynı şekilde yürüyeceğiz. Yahya Kemal ne diyor? Şu kopan fırtına Türk ordusudur yarabbi. Onun için o bir varoluş mücadelesiydi. Pek çok sömürge ülkesi Çanakkale’den ve Kurtuluş Savaşımızdan aldığı cesaretle, ilhamla bağımsızlıklarına giden yola girmişlerdi. Buraya gelenler, Avustralyalılar, Yeni Zelandalılar... “Biz buraya niye geldik?” diye soruyorlardı. Öte yandan, aldatılmış Senegalli kardeşlerimiz... “Ben Müslüman kardeşime nasıl silah çekerim?” dediler.

"Bir ülkenin vatan olması için şehit kanına ihtiyaç vardır"

Benim Kürdü Kürt kardeşime öldürtenler kimler? Benim Mehmetçiğimin karşısına çıkanlar kimler? Polisimin karşısına çıkanlar kimler? Bunlara destek verenler kimler? Ama millet olmak kolay değil. Gençler sakın umudunuzu yitirmeyin. Biz bir ölürüz, bin deliririz, bunu böyle biliniz. Bir ülkenin vatan olması için şehit kanına ihtiyaç vardır.

Onun için ne diyoruz, tek millet diyoruz. Ne diyoruz, tek bayrak diyoruz. Üç, tek vatan... 780 milyon kilometrekareyle tek vatan. Tek devlet, dördüncüsü... Devlet içinde devlet tanımıyoruz. Paralel devletmiş, şuymuş, buymuş. Dün Çanakkale önlerine en modern gemileriyle, toplarıyla, uçaklarıyla gelenler hiç ummadıkları bir mağlubiyetle karşılaşmışlardır. Düşman gemileri birer birer Boğaz’ın o karanlık sularına gömülürken, dünyanın dört bir yanından getirilmiş seçkin birlikler erirken bile karşılarındaki gerçekliğe inanmak istememişlerdir.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr