Hükümetin bütün çalışanları zorunlu bireysel emeklilik sistemine (BES) dahil eden tasarısı işçi ve memur konfederasyonları tarafından tepkiyle karşılandı. Konfederasyon başkanlarının değerlendirmeleri özetle şöyle:

‘Ortam da müsait değil'

Türk-İş Başkanı Ergün Atalay: Önceki gün Cumhurbaşkanlığı’nda yabancı yatırımcılarla yapılan toplantıya ben de katıldım. Çünkü bu kapsamda 188 işyerinde, 600 bine yakın Türk-İş üyesi var. Orada Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’e, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’ya, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’ye zorunlu BES’le ilgili kanaatimi söyledim. Başbakan Yardımcısı Şimşek’e, “Doğru yapmıyorsunuz. Bunun zamanı değil” dedim. Şimşek, “İsteyen iki ay sonra hemen çıkabilecek” dedi. Nasıl olursa olsun, bir kez daha doğru bulmadığımı söyledim. Şimdi Başbakana da gidip söyleyeceğim. Bu ortamda bu düzenleme uygun değil. Bunun zamanı değil. Gümrük Bakanına da Çalışma Bakanına da söyledim. “Bu düzenlemenin zamanı değil, ortam da müsait değil, katılmıyoruz” dedim. Bu ortamda bunu getirmesinler. Ülke yanıyor. Bunun zamanı değil. Kesinti miktarını 100 liradan 50 liraya indirseler de, iki ay sonra çıkma hakkı tanısalar da bu düzenlemeyi kabul etmiyoruz.

Sosyal devlet ilkesine aykırı

DİSK Genel Başkanı Kani Beko: Şimdiye kadar kurulan bütün fonlar amacı dışında kullanıldı. İşsizlik Sigortası Fonu, Konut Edindirme Fonu gibi. İşçi sınıfının ihtiyacı zorunlu BES değil, herkese parasız ve nitelikli sağlık ve sosyal güvenlik hakkıdır. Tüm bu hukuki itirazların yanı sıra bir önemli nokta da zorunlu BES ile işçilerin yoksullaşacak olmasıdır. Asgari ücretlilerden 50 lira civarındaki bir kesinti olacak. Önümüzde ay asgari ücretli işçilerin yüzde 20’lik vergi dilimine girecek olması yoksullaşmayı daha da artıracak, asgari ücretliyi hem BES hem de vergi dilimindeki artış vuracak. Böylece zaten yaşamını açlık sınırının altında sürdürmeye çalışan asgari ücretli için yaşam daha da zorlaşacaktır. Borç içerisinde yaşamlarını sürdürebilen işçilerin tasarruf yapması için zorla ceplerine el uzatmak çözüm değildir. Ülkede tasarruf oranlarını artırmak isteniyorsa, çare işçilerin gelirlerini artırmaktır. Zorla tasarruf olmaz, ücret artışıyla tasarruf olur. DİSK olarak “Zorunlu BES uygulamasına hayır” diyoruz.

‘Geçmişte de denendi’

KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen: Hükümetin tek taraflı dayatması doğru değil. Antidemokratik bir tutumdur. Kamu çalışanları bireysel olarak kendi ihtiyaçları çerçevesinde kimi tutumları geliştirebilirler. Ancak bunu hükümetin zorunlu olarak, tek taraflı dayatmasını doğru bulmuyoruz. Bu ödentiler hükümet tarafından belli sermaye kesimlerine teşvikler adı altında peşkeş çekildi. Hükümetin fon oluşturma, sermaye oluşturma ihtiyacı var. Bunu da kamu emekçilerine dayatmak suretiyle yapıyor. Bundan vazgeçsin. Hükümet bu tasarıyı geri çekmelidir.

Zorunlu olan hoş olmaz

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk: Benzeri şeyler geçmişte de denendi. Memur Yardımlaşma Kurumu (MEYAK) diye geçmişte bu sistem oluşturuldu. Bir miktar memur katkı sağlıyordu yarısı kadar da devlet katkı sağlıyordu. Görünüşte, kağıt üzerinde memurun lehine gibi görünse de zorunlu olması rahatsızlık yaratmıştı. Bireysel emeklilik sisteminde de “zorunluluk” var. Bu rahatsızlık yaratan bir kelime. Zaten şu anda BES’e memurun girme hakkı var. İsteyen memur gider bu sisteme dahil olabilir kendi isteği ile ama bu “zorunlu” ifadesinden devlet memurları çok çekti. “Zorunlu” ifadesi olduğu sürece bu uygulamanın memurlar tarafından hoş karşılanması asla mümkün değildir. Desteklemiyoruz.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr