İstanbul Barosu seçimlerinde, Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu’nun adayı olan avukat Mehmet Durakoğlu, Türkiye’de yargının, bağımsız ve tarafsız olmadığını, hukukun üstünlüğü kuramının sindirilemediğini söyledi. 10 yıldır baro yönetiminde olan Durakoğlu, ‘direnen ve mücadeleci baro’ olarak devam etmek üzere başkanlığa talip olduğunu söyledi. Durakoğlu, seçimlere kısa bir süre kala, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı:

-OHAL, avukatların görevlerini yapmalarını da kısıtladı. Darp edilen avukatlar var. Bu konuda neler söylersiniz?

15 Temmuz darbe girişimini yapan cemaatle, siyasi iktidarın ortak olduğu yıllarda dahi savaşan ilk ve tek örgüt İstanbul Barosu’dur. Mesleğimizi kaybetme pahasına direndik ve yargılandık. Ergenekon ve Balyoz davalarındaki tavrımız nedeniyle ‘darbeci baro’ diyenlerin şimdi utanç duymalarını bekliyoruz. Ancak, Türkiye’nin OHAL’le birlikte, darbe ve dikta arasına sıkıştırılmak istenmesini kabul etmiyoruz. Avukatların mesleklerini yapmalarının engellenmesi, soruşturmaların, ilk evrede sakatlanması anlamına geliyor. Endişeliyiz. AİMH’de ihlal kararları çıkacak. Avukatlara yönelik şiddet olaylarını yakından takip ediyoruz. Maltepe Cezaevi’nde bir avukatın darp edilmesi konusunda da gerekli girişimler yapıldı.

-Baronun OHAL’deki hukuksuzluklara dair bir çalışması var mı?

Yargılamanın soruşturma aşamasında sakatlanması kabul edilemez. Bunlar neden yapılıyor? Birileri aslında, gelecekte bu insanların ihlal kararları almalarını istiyor olabilir mi? Baro olarak komisyon kurduk. Hukuksuzlukları tespit etmeye çalışıyoruz. 16 Temmuz sabahıyla birlikte, bütün şüphelilere avukat görevlendirmesi yaptık. 750 civarında avukatın elinde çok çeşitli bilgiler var. O bilgilerden yola çıkarak rapor hazırlayacağız.

Hukuk devleti mücadelesi

-Adli yılın açılışının ve hâkim savcı atamalarının Beştepe’de yapılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Saray’da yapılan açılışı doğru bulmuyorum. Türkiye’de gerçekten kuvvetler ayrılığı ilkesi var ise yargının bağımsızlığından söz ediliyorsa, Cumhurbaşkanı himayesinde adli açılış yılı yapılamaz. Maalesef siyasal iktidar, yürütmeyi ve yargıyı etkisi altına almaya çalışıyor. Biz iktidar güdümünde bir baro yönetimi olmayı asla kabul etmiyoruz. Hukuk devleti mücadelesi veriyoruz.

-Yeni anayasa, başkanlık sistemi tartışmaları gündemde...

Şu anda, geniş bir kesimi bir araya getirecek anayasa değişikliği iklimi gözükmüyor. Siyasal iktidarın Anayasa’yı değiştirme çabalarını da ilk 4 maddeye ilişikin değişiklik taleplerinden kaynaklandığını düşünüyorum. Bana göre başkanlık sistemi diktanın açık biçimde tescil edilmesi anlamına geliyor. Baro olarak başkanlık sistemine karşı sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. 15 Temmuz, özellikle iktidar partisi açısından siyasal İslam teorilerinin çöktüğü tarihtir. AKP’nin, siyasal İslama bakışı, darbeden sonra başkalaşmalıdır. Laiklikle ilgili yeni değerlendirme yapmazsa, buradan çıkış güç olacak. Kendi şeyhini Mehdi zanneden tek cemaat, FETÖ değil. AKP, bürokrasi içindeki örgütlenmesini cemaatler üzerinden organize etmeye çalıştıkça, Türkiye yeni mesafe alamayacak. Başka cemaatler de FETÖ de aynı tehlikeyi taşıyor. Cemaatleri yeraltına itmeyelim ancak devlet kadrolarında liyakatı öne çıkarmak zorundayız.

Kaldığımız yerden devam

-Hedeflerinizi anlatır mısınız?

Direnen, mücadeleci bir baro teklif ediyoruz. ‘Kaldığımız yerden devam’ sloganıyla yola çıktık. Sağlık sigortası gibi avukatlara dokunan hizmetleri ilk kez yaptık. Adliyelerdeki servislerimizle, avukatlar cüppelerini bile çıkarmadan bir adliyeden diğerine giderek, davalarına giriyor. Bakırköy Adliyesi’nde kreşimiz var. Yeni dönemde bir huzurevi projemiz var. Öte yandan, avukatların gerçekten avukatlık yapabilmelerini sağlayan iklimi oluşturmaya çalışıyoruz.

 

‘Baroda 10 yıllık emeğim var ’

Mehmet Durakoğlu, “Ümit Kocasakal aday gösterdi, oldu” ifadeleri için “10 yıllık emeğim var. Tabii, Kocasakal başkanlığı döneminde, İstanbul Barosu, baro olmayı aşan bir kurumsallık sağladı. Ümit hoca ile şimdi de birlikte çalışacağız. Bir görev değişimi olacak. Ümit hoca, baroda danışman olarak devam edecek. Ümit hoca çekip gitmiyor. Ümit Kocasakal, baronun efsane başkanlarından biridir” dedi. Durakoğlu, kendini şöyle anlatıyor: “Babasının avukatlığına öykünen bir adam olarak avukatlığı hak etmeye çalışıyorum. Hayatım boyunca hep avukat olmak istedim. SODEV’de yöneticilik yaptım. İstanbul Barosu yönetiminde, Kazım Kolcuoğlu ve Ümit Kocasakal’ın yardımcısı olarak görev aldım. Baro başkanlığı için gereken deneyime sahip olduğumu düşünüyorum

 

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr