DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Edirne'de sendika üyeleriyle bir araya geldiği toplantıda, Türkiye'nin Suriye'de sürdürdüğü Fırat Kalkanı Harekatı'na değindi. "Artık yeter bu topraklar kana ve gözyaşına doydu' yazılı afiş altında konuşan Beko, "Türkiye Suriye'deki Fırat Kalkanı operasyonundan çok acı, çok korkunç haberler gelmeye devam ediyor. Her gün yeni ölümler ve yeni barbarlık haberleriyle sarsılıyoruz. Suriye'de yaşamını yitirenler askerlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Başta kaybettiklerimizin yakınları olmak üzere hepimizin başı sağolsun. Elbette acımız büyük ama bu acıları yaşamaya devam etmemek için, gencecik insanlarımızın Suriye topraklarından gelen bayrağa sarılı tabutlarını çaresizce izlememek için artık sesimizi yükseltmemiz ve sorular sormamız gerekiyor. İnsanlarımızı neden ölüyor? Yıllardır tüm itirazlara, uyarılara rağmen ısrarla sürdürülen yanlış Suriye politikasının vahim sonuçlarından dolayı neden hiç kimse siyasi sorumluluk almıyor?" diye konuştu.

"BU ÇILGINLIKTAN, BU TEHLİKELİ OYUNDAN NE ZAMAN VAZGEÇECEKSİNİZ"

Suriye'deki savaşa taraf olmanın Türkiye’ye büyük kayıp verdiğini öne süren Kani Beko, "Şam'da 'Bayram namazı' kılma hayalleri uğruna Türkiye'yi bu ateş çemberine atmaya, Suriye kaosunu topraklarımıza taşımaya değdi mi? 'Yurtta barış dünyada barış' ilkesinden saparak, Ortadoğu'daki savaşa taraf olarak, Suriye iç savaşında taraf olarak ne kazandık? Ülkemizin her bir yanında patlayan bombalar, Suriye'den gelen cenazeler kime ne kazandırıyor? Bu çılgınlıktan, bu tehlikeli oyundan ne zaman vazgeçeceksiniz? Bu ölümlerin hesabını kim verecek? 2003 yılında emperyalistler Irak'ı işgal etmek istediği zaman DİSK olarak bizler bu savaşın tüm bölgede büyük bir yangın başlatacağını söylemiştik. Hükümetin emperyalistlerle beraber bu savaşa girmesini büyük bir mücadeleyle önlemiştik. Gerçekten de o günden bugüne Ortadoğu tam bir kan gölüne döndü. Irak savaşına Türkiye'yi dahil etme amacına ulaşamayanlar maalesef bu amaçlarına Suriye'de ulaştı. Sonuç olarak ülkemizde her sokağa, her meydana bir şehit ismi verecek noktaya geldik. Bu kararları alanlara soruyorum, bu kadar kana ve gözyaşına değdi mi? Bu kararları alanların vicdanları rahat mı? Suriye siyasetindeki hatanızı kabul edip, yanlışın siyasi sorumluluğunu üstlenmeyi düşünen var mı?" dedi.

"SURİYE POLİTİKASINI DERHAL DEĞİŞTİRMELİ"

DİSK Başkanı Beko, yalnızca ölmemek için değil, insanca yaşamak, kardeşçe yaşamak, demokratik bir ülkede yaşamak için hesap sormak zorunda olunduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Korkmadan sormalıyız, korkmadan konuşmalıyız. Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinde insanca yaşamak, kardeşçe yaşamak, barış içinde yaşamak istiyorsak korkmadan, yılmadan omuz omuza vermeliyiz. Daha fazla insanımızın ölmemesi için sesimizi yükseltmek zorundayız: 'Suriye macerası'na derhal son verilmelidir. Hükümet Suriye politikasını derhal değiştirmeli, 'yurtta barış bölgede barış' ilkesini benimsemelidir. Sadece son iki haftada akan kan o kadar dayanılmaz, yaşadığımız acılar o kadar derin ki... Beşiktaş ve Kayseri katliamlarının ardından Rusya Büyükelçisi'nin bir polis tarafından öldürüldü ve en son olarak Suriye'den korkunç haberler gelmeye başladı. Artık yeter. Kana ve gözyaşına doyan bu topraklarda acıların, ölümlerin artık son bulmasını diliyoruz. Çalışırken ölmediğimiz, savaşta ölmediğimiz, bombalı katliamlarda ölmediğimiz bir ülkeyi ancak ve ancak omuz omuza mücadele ederek kurabiliriz. Bizler bu bilinçle savaşa, teröre, katliamlara, ölümlere karşı birlikte yaşama ve birlikte yaşatma irademizi savunmaya devam edeceğiz."

"HİÇ BİR ZAMAN DARBECİLERİN YANINDA DEĞİLİZ"

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, "Biz DİSK olarak kesinlikle darbe girişimine karşıyız. Bu ülkede darbe yapmaya kalkan kim varsa buna karşıyız, kim olursa olsun yargılanmasını istiyoruz. DİSK darbelere karşı gelen bir konfedarasyondur. Bunu 12 Eylül döneminde en çok acısını biz yaşadık. Ama siz darbe girişimine kalkışkanları araç yaparak bu ülkede barış hareketi içinde bulunanlara tasfiye hareketi başlatırsanız o zaman biz sizin karşınızda oluruz. Bunların içinde maalesef medya da var. Siz kendinize yakın olmayan medyanın fişini çekerseniz radyolarını kapatırsanız, televizyonları kapatırsanız buna karşı geliriz" dedi.

 



"IŞİD Türk askerlerini yaktı" iddialarına hükümetin yanıtı interneti yavaşlatmak oldu

 Kaynak: Cumhuriyet.com.tr