Saat 10:04:29’u gösterirken Ankara Tren Garı Meydanı büyük bir patlamayla sarsıldı. Derken 10:04:32 sıralarında ikinci kez patlama yaşandı ve Gar Meydanı cehenneme döndü.

Patlamadan önce alanda güvenlik önlemi almayan polis; yerde onlarca ölü varken, yüzlerce yaralı kurtarılmayı beklerken alana tazyikli su sıktı, biber gazı attı. Gün biterken manzara netleşmişti: 100 ölü, 391 yaralı...

Tanıdık isimler

Patlamanın ardından başlatılan soruşturmada kendini patlatan canlı bombanın birinin Adıyamanlı Yunus Emre Alagöz olduğu belirlendi. Alagöz, devletin yakından tanıdığı biriydi. IŞİD’in Adıyaman grubuna bağlı olan Alagöz’ün kardeşi Şeyh Abdurrahman Alagöz de 20 Temmuz 2015’te 35 kişinin öldüğü Suruç katliamına imza atmıştı. Alagöz kardeşler, devlette “terör nitelikli kayıp şahıs” olarak aranıyordu. Adıyaman’daki İslam Çay Ocağı’na gelip giden kardeşler, ailenin tüm şikâyetine karşın gözaltına alınıp serbest bırakılmışlardı. Kamera kayıtlarını inceleyen polis, Yunus Emre Alagöz’ün Antep’ten geldiğini belirledi. Soruşturma derinleştirildikçe devletin katliam olacağını bilmesine karşın hiçbir önlem almadığı ortaya çıktı. Yunus Emre Alagöz ile Suriye uyruklu eylemciyi Ankara’ya getiren araca eskortluk yapan fırıncı Yakup Şahin’in ifadesi, bombacıların ellerini kollarını sallayarak Ankara’ya ulaştıklarını ortaya koydu. 10 Ekim katliamı sonrasında Gaziantep’teki hücre evine düzenlenen operasyondan kıl payı kurtulan ve mayıs ayındaki operasyonda ise kendisini patlatan Yunus Durmaz’ın bilgisayarından çıkan notlar, eylemin çok rahatlıkla organize edildiğini gösterdi. Durmaz, IŞİD’in emiri İlhami Balı’ya gönderdiği mailde Gar katliamı için izin istedi ve aldı. Gar katliamı dosyasına göre IŞİD Antep’i merkez olarak görüp örgütlenirken, emniyet ise “uyudu.” Durmaz ve Balı’nın istihbarat ve emniyet birimlerince takip edilmesine rağmen Gaziantep’te faaliyetlerine neden göz yumulduğu ise merak konusu

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr