Gaziantep’te Suriyeli sığınmacıların kaldığı kampta 9 aylık bir bebeğe tecavüz edildi. Mersin’in Erdemli ilçesine bağlı Kızkalesi’nde 10 yaşında Suriyeli bir kız çocuğu, anne ve babasının işvereni olan 52 yaşında bir adamın cinsel saldırısına uğradı. Mersin merkezde 11 yaşında bir erkek çocuk güpegündüz cinsel saldırıya uğradı, saldırgan çocuğu yaralayarak kaçtı. Bu 3 olay 1 aylık süre içinde yaşandı ve muhtemelen onlarca benzer olay arasından biz sadece bunları duyduk. Uzmanlara göre toplumun bir kesimi çocuk istismarını meşru görüyor, devlet ise çocuk istismarını küçümsüyor.

‘Suriyeliler şikâyetçi olamıyor’

Akdeniz Belediyesi İştar Kadın Danışmanlık Merkezi’nden sosyolog Eylül Ronya Canbey, Kızkalesi’nde 10 yaşındaki Suriyeli kız çocuğunun, anne ve babasının işvereni tarafından cinsel saldırıya uğramasını “nitelikli suç” olarak yorumladı. Canbey, “Para karşılığında, 12-13 yaşında kızlarla evlenme yaygın. Aileler, 10 kişilik, 11 kişilik bir ailenin tamamını feda etmek yerine, bir kız çocuğunu feda etmeyi tercih etmek zorunda kalıyorlar. Suriyeli kadınlar tarlada, çadırda, kampta tecavüze uğruyor, çocuklar, bebekler tecavüze uğruyor. Gelenlerin çoğu yasadışı şekilde geldiği için şikâyetçi olamıyor” diye konuştu. İştar Kadın Merkezi psikologu Fahriye Cengiz de, çocuk istismarı ya da çocuğa cinsel saldırı durumunda ailelerin vakayı açıkladıktan sonra yargılanma ve yalnızlaştırılma endişesinden dolayı bu tür vakaları açıklayamadığını söyledi. “Bir pervasızlaşma durumu var” diyen Cengiz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu pervasızlık sadece bu işi yapan kişilerce değil tüm toplumca gösteriliyor ve bu sorun artık can alıcı noktaya geldi. Devlet kurumları çocuk istismarı yokmuş gibi davranıyor. Ensar Vakfı olayından sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ‘bir kereden bir şey olmaz’ diye açıklama yaptı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr