Manisa'nın Salihli ilçesinde Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası işbirliğinde panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak katılan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, yapılan araştırmalar hakkında bilgi verdi. Manisa bölgesindeki faylar hakkında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Sözbilir “Manisa ve Alaşehir çevresinde tarihsel dönemlerden beri depremler meydana geliyor. Manisa’yı önemli anlamda etkileyen 1845 depremleri var. Bu depremlerde önemli can ve mal kayıpları olmuştur. Daha yakın olarak 1969 depremleri var ve bu depremlerde Alaşehir’de 50’ye yakın vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve mal kayıpları olmuştur. Dolayısıyla bu bölgemizde diri faylarımız mevcuttur. Diri faylarımız çok sayıdadır ve bu faylarımızın uzunluğu ise 50-60 km civarındadır. Bu faylar geçmiş tarihlerde 7 büyüklüğünde depremler üretmiştir. Bu dönemde meydana gelen 5 büyüklüğündeki depremler ise bu fay ve buna bağlı kolların ürettiği depremlerdir. Bunlar olağan depremlerdir. Bu depremlerle birlikte gelecekte de 7 büyüklüğünde depremlerin olması bekleniyor. Bunun zaman konusunda bilgimiz yok” dedi.

“Deprem fırtınası yaratabilir”
Alaşehir’deki fayların birbirleri ile bağlantılı olduğunu ifade eden Sözbilir “Gediz graybeni fay sistemi var. Bu 150 kilometre uzunluğundaki bir fay sistemidir. Sarıgöl’den Manisa’ya kadar uzanmaktadır. Bu sistem içinde kendi başına deprem üreten çok sayıda fay segmenti var. Bu faylar birbirleriyle etkileşim halinde olan faylardır. Depremler olduğunda bu faylar birbirini tetikleyip, deprem fırtınası oluşturabilir” diye konuştu.

“Manisa ve Salihli fayı merkezden geçiyor”
Sarıgöl’den başlayıp, Manisa’ya kadar uzanan fay segmentlerinin yer aldığına vurgu yapan Prof. Dr. Sözbilir, “Bu bölgede Sarıgöl, Alaşehir, Killik, Salihli, Akçapınar fayları ile birlikte en önemli olan Manisa fayı var. Manisa fayının ve Salihli segmentinin önemli özellikleri var. Çünkü ikisi de kentin merkezinden geçiyor. Birçok yapıda bu fayların üzerine bulunmaktadır. Bu faylar deprem üretirse, bu fayların üzerindeki yapıların zarar görmesi olasıdır. Öncelikle yapılması gerekenler, bu fayların kent ölçeğinde 1/1000 ölçekli imar haritalarında, haritalanması gerekiyor. Kısacası faylar nerden geçiyor, hangi evin, sağından mı solundan mı geçiyor bu bilimsel verilerle ortaya konması gerekiyor. Bu çalışmaları Salihli Belediyesi yaptırıyor. Ayrıca hangi bina sıvılaşma üzerinde olduğunun belirlenmesi içinde envanteri çıkarılmalıdır” dedi.

“Son depremler, sığı depremlerdir”
Son Manisa depremlerinin geniş bir bölgede hissedilmesi ile ilgili olarak Prof. Dr. Sözbilir, “Bunlar depremlerin oluşum mekanizması ile ilgili olaylardır. Oradaki üst kabuğun kendi mitolojik ve yapısal özellikleri ile ilgilidir. Bunlar sığı depremlerdir. Ne kadar sığı deprem olursa, hissedilme oranı da o kadar artmaktadır” dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr