HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cizre, Silopi ve Sur'da gerçekleşen operasyonlarla ilgili talimat verenlerin mutlaka bir gün yargılanacaklarını belirterek, "Türkiye'de bir gün, umut ediyorum ki kısa bir zaman sonra, iç hukukta davaya dönüştürebilecek şekilde yeterli belgeye sahibiz. Genelkurmay Başkanı, Jandarma Genel Komutanı, Emniyet Genel Müdürü ve onların siyasi sorumluları Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, Sağlık Bakanı, Şırnak Valisi dahil bu katliamlarda 'Hukukun dışına çıkabilirsiniz' diyen herkes mutlaka bir gün yargılanacaklar" diye konuştu.

Demirtaş, 79 gün sokağa çıkma yasağı uygulanan Cizre'de yaşananlara yönelik partisi tarafından hazırlanan "Cizre Raporu"nu açıkladı. Taksim'de bir otelde düzenlenen basın toplantısında, Selahattin Demirtaş'ın konuşması öncesinde rapor kapsamında sunulan 12 dakikalık bir video katılımcılara izletildi. Ardından Cizre Raporu'nu açıklayan Selahattin Demirtaş, terörle mücadele adı altında büyük bir katliamın gerçekleştirildiğini savunarak, Cizre'de yaşanılanların çok küçük bir kısmının videoya sığdırıldığını ifade etti.

'BİR DEVLETİN ELİNE SİLAH ALMIŞ İNSANLARA KARŞI KARŞILIK VERME HAKKI VARDIR. FAKAT...'

Demirtaş, şunları söyledi: "Bir hükümetin, bir devletin, eline silah almış insanlara karşı karşılık verme, karşı koyma hakkı vardır. Bu inkar edilemez. Fakat hükümetler ve devletler bunu yaparken iki şeye dikkat etmek zorundalar: Birincisi, elinde silah olan insanların silahı bırakmasını, diyalog sağlayabiliyorsa bunu sonuna kadar kullanmak ve denemek zorundalar. İkincisi, eğer bir hükümet silahla karşılık vermek zorundaysa, tümüyle insan haklarına riayet etmek zorundadır. Bir hükümet diyalogu denemeden, doğrudan yok etmek amacıyla hareket ederse, oradaki hükümetin askeri müdahalesi her şeyden önce meşruiyetini yitirir. Askeri ve polisiye operasyonlar başladıktan sonra uluslararası hukuka ve insan haklarına ve savaş hukukuna uymuyorlarsa da, o zaman ortaya ciddi suçlar çıkar. Cizre'de ve halihazırda Nusaybin, Yüksekova ve benzeri yerlerde yaşatılan ve yaşanmaya devam eden bu süreç, AKP hükümetinin çok büyük suçlarının, günahlarının ortaya çıkmasına neden olmuş bir vahşet tablosudur."

'CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN'IN DOĞRUDAN TALİMATLARIYLA BU SUÇLAR İŞLENDİ'

Cizre'de sokağa çıkma yasakları başladığı ilk andan itibaren parti olarak hükümetle hep diyalog içerisinde olduklarını kaydeden Demirtaş şöyle devam etti: "Operasyonların şehre yayılmaması için orada yaşanılanların siyasi zeminde tartışılması, diyalogla çözüm üretilmesi için büyük gayret gösterdik. Fakat Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı olmak üzere bütün diyalog kapıların kapatıldığını, kesinlikle bütün ilçe yıkılsa dahi operasyonların yapılacağını ifade ettiler. Operasyon gerçekleştiren birimlerine de 'Kanunlara takılmayın' mesajı verilmişti. Cizre'de, Silopi'de ve halihazırda devam eden operasyonlarda, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın doğrudan talimatlarıyla bu suçlar işlendi, gerçekleşti."

'BÜTÜN GİRİŞİMLERİMİZ SONUÇSUZ KALDI'

Operasyonlar sırasında bodrum katında mahsur kalan sivil ve silahsız gençlerin katledildiğini öne süren Selahattin Demirtaş, "Bu gençler Cizre ile dayanışma içerisinde olmak için yurdun Batısındaki şehirlerden oraya giden gençlerdi. Operasyonlar başlayınca oradan çıkmama kararı almışlardı. Operasyonlar devam ettikçe, mahallelerde ablukalar daraldıkça, hepsi belli binalarda toplanmış ve bir arada bulunuyorlardı. Başta 28 kişinin bir bodrumda sıkıştığını öğrendik. Sonra bu bodrumların sayısının 3 olduğu ortaya çıktı ve sayının da 100'den fazla olduğunu öğrendik. Bunu defalarca Bakan ile paylaşarak o insanların çıkması, ambulansların binaların önüne gitmesine izin verilmesini istedik. Bütün girişimlerimiz sonuçsuz kaldı. Çözüm arayışının devam ettiği sürecin son günlerinde bodrumlardaki gençlerin bir çoğunun öldürüldüğünü, bazılarının yakılarak, bazılarının da bodrumlardan çıkarılarak 3'er 5'er diz çöktürülerek infaz edildiklerini biliyoruz" diye konuştu.

Konuşmasında, "Cizre'nin değişik yerlerinde öldürülen insanların cenazeleri de o bodrum katlarına konuldu" diyen Demirtaş, "Nasıl ve kim tarafından öldürüldüğü savcı tarafından hiçbir şekilde incelenmesin, olay mahalinde delil kalmasın diye Cizre'deki bütün cenazeleri o üç bodruma koyup hepsini yakmışlardı. Sonuç olarak, cenazelerin büyük bir kısmı kül yığınından ibaret olduğu için ne kimlik tespiti yapılabildi ne de ailelerine ulaştırılabildi" dedi.

'MUTLAKA BİR GÜN YARGILANACAKLAR'

Selahattin Demirtaş, Cizre, Silopi ve Sur'da yaşananların sorumlusunun hükümet olduğunu ileri sürerek, operasyon talimatlarını verenlerin mutlaka bir gün yargılanacağını söyledi. Demirtaş, "Tabii ki kendileri iktidarda, kendilerine karşı soruşturma yürütebilecek cesarette bir savcı yok. Fakat biz bütün bunları, uluslararası hukukta hesabının sorulabileceği şekilde, en küçük detaylarına kadar belgelendirmiş durumdayız. Arkadaşlarımız orada günlerce delil toplama çalışması yürüttüler. Türkiye'de bir gün, umut ediyorum ki kısa bir zaman sonra, iç hukukta davaya dönüştürebilecek şekilde yeterli belgeye sahibiz. Genelkurmay Başkanı, Jandarma Genel Komutanı, Emniyet Genel Müdürü ve onların siyasi sorumluları Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, Sağlık Bakanı, Şırnak Valisi dahil bu katliamlarda 'Hukukun dışına çıkabilirsiniz' diyen herkes mutlaka bir gün yargılanacaklar" diye konuştu.

CUMHURBAŞKANI'NIN "GEREKİRSE UZAKTAN İMHA YÖNTEMİ KULLANILIR" SÖZLERİNİ ELEŞTİRDİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın operasyonların sürdüğü bölgelerdeki riskli binalar için "Gerekirse uzaktan imha yöntemi kullanılır" sözlerini de eleştiren Demirtaş, şunları söyledi: "Oralarda sivil insanlar yaşıyor. Kaldı ki sivil insanların yerleşim yerlerini, insanların mülkünü bu şekilde tankla, tüfekle yıkmak doğrudan Cenevre Savaş Hukuku'na ve Sözleşmesi'ne aykırı, insanlık suçudur. Fakat bunu bir Cumhurbaşkanı canlı yayında bir talimat olarak veriyor. Hiç kimse bunu sorgulamıyor. Biz HDP olarak bugün ortaya konulan bu vahşetin kesinlikle peşini bırakmadığımız için bu raporu hazırladık. Katliam emri veren bütün siyasetçiler şu veya bu şekilde, sağlıklarında ya da öldüklerinden sonra bile olsa mahkum edilmişlerdir. Gün gelecek, bu ülkenin Başbakanı, bunlar devrildikten sonra, bu olaylardan dolayı özür dilemek zorunda kalacak."

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr