HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş grup toplantısında konuştu.

Demirtaş'ın konuşmasından satır başları:

Cizre'deki vahşet durumundan söz ediyoruz. Durum, Hükümet tarafından HDP suçlanarak geçiştirilmek isteniyor.

Cizre'deki durum şudur; o bodrumun civarındaki bir kaç binada toplam 70-90 kadar insan var. Çatışma yok, tankla topla atış var.

Bilgi kirlilikleri bir tarafa, durum şudur: O sokakta birkaç binada toplam sayıları 70 ile 90 arası olan insan var.

Bunların büyük bir kısmı sivil, bir kısmı Cizre'de henüz sokağa çıkma yasağı ilan edilmemişken dayanışma için oraya gitmiş üniversite öğrencileri, bir kısmı Cizre halkıdır.

Cizre'nin diğer mahallelerinde operasyon sona ermiş durumda. Bu sokakta 20 günden bu yana bir abluka yaratılmış durumdadır. Sürekli tank, top atışı yapıyorlar. Bir çatışma yok. Tek taraflı o binalara ateş ediyorlar.

Kanaatimiz odur ki bu insanların hepsi öldürüldü. Bunu açıklamıyorlar. Şimdi toplu bir katliam yaptılar ve açıklayamıyorlar. Halkın tepkisini azaltabilmek için gün ve gün açıklıyorlar. Cenazeleri şimdi sokaklara dağıtıyorlar o cenazeler oradaymış gibi.

Hükümet "Yereldeki operasyon güçleri acımasız olmalı. Sivil halkmış, evmiş, iş yeriymiş bakmayacaksınız" demiş, belli.

Türkiye Cizre'deki duruma inanmak istemiyor. Çünkü bu çağda Hükümet'in böyle vicdansız olabileceğine inanılmıyor. Ama durum bu.

Cizre şimdi Roboski, Suruç, Ankara gibi tarihe geçiyor. Ama insanlık tarihi bir yandan katliam, bir yandan da direniş tarihi.

Cizre'ye yapılan vahşet aynı zamanda İzmir'e tehdit. Adana'ya tehdit. "Bak, itiraz edene bunu yaparız" diyorlar.

Bir partinin (AKP) şemsiyesi altında buluşmayınca vatan haini oluyorsak, en büyük vatan hainliğini işte o parti yapıyor demektir.

Davutoğlu "Müzakere masasını deviren Demirtaş'tır" dedi. Ne yapmışım? Ne demişim? Bir cümlem var: Seni başkan yaptırmayacağız!   Faşizme karşı barış blokunu yükseltmeliyiz. Karşımızda bir savaş bloku var: Saray, Ergenekon, İşçi Partililer, eski BBP'liler.   Master planında barış yok, insanlık yok, çözüme dair hiçbirşey yok. Ellerinde geçmişte ve şimdi çok paket var ama çözüm yok.   Başbakan'ın açıkladığı master plan adeta 1930'lar. Bakın mesela 1937 yılından Son Posta gazetesi
  Silahlar nasıl susacak, ölümler nasıl duracak, tek bir cümle yok. Paket paket üstüne... Bakın yıl 1997.     Bazılarına çok iddialı gelebilir, bu ülkenin başbakanları Sn Öcalan kadar samimi olsalardı barış bin defa gelmişti.   Sekiz aydır İmralı'ya tecrit var. Görüşmenin kime ne zararı var? Şu savaş olacağına 5 yıl müzakere etseydiniz, kime zararı vardı?   Cizre'yi bombalayan IŞİD'çi anlayıştır   Diyorlar ya, "Mülteciler için 10 milyar dolar harcadık" külliyen yalan. Kime ne harcadınız? Avrupa'yla kirli pazarlık yapıyorlar   Almanya Şansölyesi burada. İnsani bir krizi, bir pazarlık malzemesi haline getirdikleri için kendilerini eleştiriyoruz.   Herkese sesleniyorum. Her akşam 7'de çığlıkla, ıslıkla, zılgıtla "Katliama ortak değiliz" deyin. Her yerden barışa ses verin.  

.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr