HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuşuyor.

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Cizre’de yaşanan olaylar nedeniyle başlattıkları; kendisi, Osman Baydemir ve Meral Danış Beştaş’ın başlattığı açlık grevini dün itibariyle Nihat Akdoğan, Ahmet Yıldırım ve Çağlar Demirel’in devraldığını söyledi.

Bugüne kadar 7 kentin 20 ilçesinde onlarca mahallede ve toplam 56 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini belirten Demirtaş “Toplam 350 gün yasak uygulandı. Bizler bugün bu toplantıyı yaparken Sur ilçesinde 60’ıncı gün, Cizre ilçesinin 51. günü yasak devam ediyor. Nerede ise bir coğrafyanın tamamını kapsayacak şekilde 20 ayrı ilçede aylardır insanlarımız özgürce evinden penceresinden bakamaz hale getirilmiş durumda. Balkona, pencereye çıkamama durumu yaşanıyor” diye konuştu.

'ARTIK MEVZUATA TAKILMAYIN'
Bölgede vatandaşların artık oturma odasında ve mutfakta aylardır oturamadığını kaydeden Demirtaş, "Banyolar ve evlerin bodrum katı sığınak haline getirilmiş. Top, tank ve roketatar mermisi veya patlayıcı madde evin içine girebilir. Bunların yanında havuz medyasında da 'ya teröristler öldü' ya da 'teröristler sizi öldürdü' diye haber oluyorsunuz. Utanmaz, arlanmaz, ahlaksız havuz medyasının hakaretleriyle karşılaşıyorsunuz. Ölmek de öldürmek de bunların içini soğutmuyor. Cenazenizle uğraşıyorlar. Cenazeniz evin içinde çürüyor, defnetmenize izin vermiyorlar. İnsanlık dışı, ahlak dışı, vicdan dışı bir uygulama. Cumhurbaşkanı'ndan kaymakamına kadar 'artık mevzuata takılmayın' politikasıyla Kürt halkı dram yaşıyor" ifadelerini kullandı.

CİZRE'DEKİ BODRUM KATI
Cizre’de bir bodrum katında 6’sı ölü, 31 insanın bulunduğunu kaydeden Demirtaş, şunları söyledi:

Hükümetin şu anda yalan dediği gerçek durumdur. İlk gün 3-4 cenaze vardı, şu an 6’ya çıktı. İnsanlara su bile götürülmesine izin verilmedi. 11 kadın 'biz kendi çocuklarımızı almaya gideceğiz' dediler, 100 metre yaklaştılar. Annelerin aktardığı bilgi; binaların ön kısmı tümden çökmüş durumda. 3 gündür oradaki insanlardan haber alamıyoruz. Devlet yetkilileri insansız hava aracı ile izliyor, bize bilgi vermiyorlar. 3 gündür o insanlarla ilgili tek bir bilgi kırıntısı yok. Anneler binanın önüne kadar gitti, polisler bina önünde anneleri gözaltına aldı. Bina önüne kadar polisler gidiyor ama ambulans gidemiyor. Bilgilerimiz yanlış da olabilir, bunların yanlış olduğunu ortaya çıkarabilecek bir şeyler yapın. Gönüllü sağlıkçılar yolda İdil Midyat’ta durduruldular. Biz yalan söylüyorsak orada öyle bir şey yoksa bunu ispatlamak 1 dakikalık iş, neden 11 gündür yapmıyorsunuz? Binadan tek bir ateş açıldığına dair tek bir iddia yok. Velev ki orada direnişte olan yaralılar var. Direnişte oluyor olmaması bir yaralıya müdahaledeki ahlaki anlayışı değiştirir mi?

NEDEN ENGELLİYOSUNUZ?
"Diyelim ki evinizin içerisine top mermisi geldi ve öldünüz. Akşam da havuz medyasında teröristler öldürdü diye haber oluyorsunuz. Öldürmek de içlerini soğutmuyor. Evinizde katledilseniz bile peşinizi bırakmıyorlar, cenazenizi defnetmenize izin vermiyorlar" diyen Demirtaş, "Bazı insanlara Cizre’deki o bodrum katında olanlar inanılmaz geliyor. İşte biz tam da o inanılmazın gerçek olduğunu anlatıyoruz. Cizre'deki bodrum katına ilişkin yalan söylüyorsak, bunu ispatlamak bir dakikalık iş. Neden binaya erişilmesini engelliyorsunuz?" diye sordu.

Demirtaş'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

- Çıkalım canlı yayına, sen başkanlığı savun biz özerkliği. Bakalım halk hangisine ikna oluyor.

- Canlı yayına çıkalım. Cumhurbaşkanı'yla Başbakan birlikte gelebilir. Nokta ile virgül. Birlikte gelsinler.

- Başkanlığı savunmak serbest, savunmamak yasak. Bizim konuşmamız yayınlanmaz. Şu anda Şili'de konuşsa 30 kanal canlı yayına girer.

- BirGün gazetesi bir kampanya başlattı. Abone olmamız lazım. Özgür Gündem, Evrensel, Cumhuriyet. Yanında durmamız lazım.

- Toledo düştükten sonra Franco faşizmi başlıyor. Başbakan "Sur’u düşürüp Franco olmak istiyorum" diyor. Biri Hitler, biri Franco.

- Burada yırttınız, orada nasıl kurtaracaksınız? Saray'dan korktuğunuz kadar Allah'tan korkuyorsanız, bilin ki hesabı sorulacak.

- Böyle bir tutarsızlık olur mu? Bunlar söz konusu olunca, evet olur.

- Peki yarın ne olacak? Sur'a bayrak dikmek midir zafer? Duvarlara Türk'ün gücünü göreceksiniz yazmak mıdır zafer?

- "Bunlara etek giydiririz" diyor. Neresini düzeltelim? Başka türlü hakaret et. İsteriz ki anneleri "Sen utanmıyor musun" desin.

Ayrıntılar gelecek...

Kaynak: Haber.sol.org.tr