Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz'da konakladığı otelden ayrılmasının ardından darbeci askerlerce saldırı gerçekleştirildi. Bölgeye helikopterle inen askerler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı oteli öğrenmek için yat kaptanı ve otel işletmecisi Atilla Barbaros Teoman'ı rehin aldı. O anlar ise güvenlik kameralarınca da kaydedildi.


"HER ŞEY BİR ANDA OLDU"


Korku dolu anlar yaşayan Teoman, Marmaris Emniyet Müdürlüğü'nde ifade verdikten sonra yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:


"Marmaris'te o gece meydanda demokrasi yürüyüşüne katıldıktan sonra saat 02.30'da motosikletime binerek ayrıldım. Saat 03.00'te arkadaşımı bıraktıktan sonra saat 03.10 sıralarında motosikletimle sahil yolunda evime doğru yola çıktım. On dakika sonra sahil tarafından denizden üç-dört metre yükseklikte iki tane helikopter gördüm.
Helikopterler üstümden geçtikten sonra otelin üzerinden boş araziye havadan askerleri indirme yaptı. Helikopterler çok alçak seyrettiği için sahilde bulunan şezlong ve birçok eşya rüzgarla üzerime geldiğini görerek duvar dibine saklandım. Motosikletimi alıp Marmaris istikametine doğru gitmek istemiştim. Tam o sırada askerlerin hepsi inmişti. İner inmez havaya, sağa ve sola silahlarının ateşlediğini görerek hemen duvar dibine yere yattım. Bir süre sonra silah sesleri kesilince oradan uzaklaşmak için 20 metre ileride ki bir otelin köşe duvarına giderek bekledim. Oradan ayrılmak için çevreyi gözetlerken askerlerin sağ duvar dibinden 2 metre aralıklarla kol düzeniyle ilerlediğini fark ettim. Kaçmaya fırsat bulamadan karşı karşıya geldik.

Emniyette teşhis ettiğim Yüzbaşı Şükrü Seymen yanıma gelerek 'burada villalar varmış nerede' diye sordu. Bende ne villası dediğimde şer..s.z Tayyip'in kaldığı villa nerede diyerek yüksek sesle bağırıp silahını üzerime doğrulttu. Turban Otel'i mi sordunuz dediğimde 'evet bizi oraya hemen götür' dedi. Elimle göstererek yüz metre ileride olduğunu gelmeyeceğimi söyledim. Yüzbaşı Şükrü Seymen silahını doğrultarak götürmemi istedi. Yüzbaşı Seymen, soldan ilerlerken sürekli askerlere talimatlar veriyordu. 2 metre aralıklarla yürümelerini ve bu işin şaka olmadığını ciddi olmaları talimatını sürekli tekrarladı.

Turban Otel sahil girişine geldiğimizde buradan ayrılmak istediğimi söyledim. İlk olarak bırakmak istemediler sonra silah doğrultarak 'çabuk uzaklaş yoksa ölürsün' diye bağırdı. Hızlı adımlarla uzaklaşmaya çalışırken diğer askerler silahlarını doğrultup uzaklaş 'öldürürüz' dediler. İlk başta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı korumak amacıyla geldiklerini düşünmüştüm. Ateş etmeleri, sürekli kaba, sert tavırları ve sürekli komutanın ve birçok askerin Cumhurbaşkanı için argo cümleler kullanmasını duyunca kötü niyetli olduklarını anladım.

Orada gördüğüm, sayabildiğim kadarıyla 23 asker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı almaya geldiklerini biliyorlardı. Kamuflajlı askerlerin üzerlerinde rütbe yoktu ama miğferlerinde özel birlik arması mevcuttu. Oradan uzaklaştıktan sonra gelen polislere askerlerin niyetleri ve teçhizatları hakkında bilgi verdim. Daha sonra emniyete ifade vermeye gittiğimde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ağır hakaretlerde bulunan Yüzbaşı Şükrü Seymen'i ve diğer rütbeli askerleri teşhis ettim. Çok kötü ve korkunç bir duygu idi. İnsanın bir anda eli ayağı kilitleniyor. Çok korktum. Başıma ilk defa böyle bir durum geliyor. Allah bir daha böyle şeyler yaşatmasın"

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr