Barış İçin Akademisyenler Bildirisi’ne imza attıkları için “kamu görevinden çıkarılması” istenen 35 öğretim üyesinin durumu 20 Temmuz’da karara bağlanacak. Ancak bunun öncesinde Danıştay 8. Dairesi’nin verdiği bir yürütmeyi durdurma kararıyla, YÖK Genel Kurulu’nun bu alanda yetkisiz kıldığı ortaya çıktı. Barış İçin Akademisyenler’in hazırladığı rapora göre, akademisyenlerin “kamu görevinden çıkarma” taleplerin reddedilmesi gerekiyor.

Anayasa Mahkemesi, üniversitelerde çalışanlara uygulanacak disiplin cezalarının YÖK tarafından düzenlenmesini öngören kanun hükmünü iptal etmişti. YÖK Genel Kurulu da 12 Kasım 2015’te disiplin hükümleriyle ilgili yeni karar almıştı. Eğitim-Sen’in açtığı dava üzerine Danıştay 8’inci Dairesi, YÖK kararının “Kanun ve yönetmeliğe göre başlatılan ancak henüz tamamlanmamış disiplin soruşturmaları ile bundan sonra başlatılacak tüm disiplin soruşturmalarında ilgili kanunlarda bulunmayan usul kuralları açısından Yükseköğretim Kurumu Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nde yer alan usule ilişkin hükümlerin uygulanmasına” olanak tanıyan bölümünün yürütmesini durdurdu.

Cezalar yok hükmünde

YÖK Genel Kurulu’nun “YÖK Disiplin Yönetmeliği’ne göre soruşturmalar yapılmalı” demesine karşı, Danıştay 8’inci Dairesi, bunun uygulanamayacağını, bunu Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiğini belirtti. Böylelikle üniversitelerde 12 Kasım 2015 tarihi itibarıyla açılmış olan disiplin soruşturmaları ve bu soruşturmalara istinaden verilen cezalar veya ceza tekliflerinin de yok hükmünde olması gerekiyor. Karar, Barış için Akademisyenler Bildirisi’ne imza atanlar ile birlikte 12 Kasım 2015 sonrası açılmış olan tüm disiplin soruşturmaları için geçerli. Buna göre ceza tekliflerinin de YÖK Yüksek Disiplin Kurulu tarafından reddedilmesi bekleniyor.

Reddedilmeli

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak’ın konuya ilişkin hazırladıkları raporda Danıştay kararının akademisyenlere etkilerine ilişkin şu bilgiler yer alıyor:

* Danıştay’a göre üniversitede çalışan öğretim üyelerine ilgili yasada memurlar için öngörülen cezalar verilebilir. Ancak bu cezaların kim tarafından soruşturulacağı, soruşturmanın hangi usulde yürütüleceği, kim tarafından hangi yöntemle tahsis edileceği gibi konuların da yasa ile düzenlenmesi gerekir.

* Böyle bir yasal düzenleme olmadığı için üniversitelerde 30 Kasım 2015’ten sonra açılmış disiplin soruşturmalarında yönetmelikteki usul ile ilgili hükümler uygulanamaz. Bu nedenle 30 Kasım itibarıyla açılan disiplin soruşturmaları veya teklif edilen cezalar hukuka aykırıdır.

* 20 Temmuz’da, YÖK Yüksek Disiplin Kurulu tarafından usule aykırı yapılmış olan soruşturmalar sonucunda teklif edilen “kamu görevinden çıkarma” cezalarına ilişkin olarak ancak “yetkisizlik kararı” alınarak ceza tekliflerinin reddedilmesi gerekir.

*12 Kasım 2015’ten sonra açılan disiplin soruşturmaları hiç açılmamış hale geldiği için bu soruşturmalar şu an itibarıyla zamanaşımına uğramış olacak. Soruşturmaların yeniden canlandırılmaları söz konusu olamaz. Dolayısıyla, tüm soruşturmalar, ilgili süreleri dolduğu takdirde zamanaşımına uğradığı için düşecektir.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr