Galata’da, meşhur Kamondo Merdivenleri’ne 3 dakikalık mesafede, Avusturya Sen Jorj Hastanesi’nin hemen bir alt sokağında, küçük ama ışıl ışık bir mekân Schneidertempel Sanat Merkezi. İçeri girer girmez dikkatinizi çeken dikenli tellerle çevrili duvarlar aslında bu mekâna ait değil; eski bir Sinagog olan Schneidertempel’in (1996’da sanat merkezine dönüştürülmüş) tüm iç dekorasyonu bir duvar gibi tasarlanmış ve tasarım da İzel Rozental’ın “Karikatör” sergisinin bir parçası aslında. Rozental’in karikatürlerinin arasına serpiştirilmiş yazılar, desenler, notlar arasında, algıda seçicilik olsa gerek, “Musa Kart’a özgürlük” mesajı çarpıyor gözümüze. Kaleminiz yanındaysa siz de bu duvara bir mesaj yazabilir, bir şeyler çiziktirebilir, kendinizden bir anı bırakabilirsiniz; tabii önce sergiyi gezmeniz kaydıyla.

Haftalık siyasi ve kültürel gazete Şalom’da 1991’den beri düzenli olarak çizen İzel Rozental’in 50’yi aşkın karikatürünün sergilendiği mekânda önceki akşam açılan “Karikatör” sergisi bir hayli kalabalık bir topluluğun akınına uğradı. Rozental’in bu sergi vesilesiyle basılan aynı adlı kitabının da tanıtıldığı açılışta bir de 25. yıl pastası kesildi. Rozental’in çizer meslektaşları, gazeteci dostları ve onun çizgilerini bilen tanıyan kalabalık bir sanatsever topluluğu
nun katıldığı gecede Şalom gazetesi adına Yayın Yönetmeni Ivo Molinas söz aldı ve “İzel Rozental dünya ve Türkiye’deki durumu yakından takip eder, yapılan haksızlıkları, adaletsizlikleri çizgileriyle getirir. Karikatürü bir hafta bile sekmemiştir.” diyerek 26. yılda da birlikte olmayı diledi ve yine gazete adına kendisine bir müzayededen alınan 1919 tarihli, İstanbul’a Amerikan gözüyle bakan bir karikatürü hediye etti.

Sergi alanında gezmeye başladığınızda hemen fark edeceksiniz; Rozental’in karikatürleri gerçekten de çizildiği zamanın ruhunu yansıtan, bir hayli politik ve komik olduğu kadar insanda acı bir tat bırakan çizimler. Küçük Prens’i mezarlığa götürüp aralarında Tahir Elçi, John Lennon, Hrant Dink ve Malcolm X gibi isimlerin mezartaşlarını göstererek “Bu gezegende barış tehlikeli bir iştir” diyen adam insanda acı bir tat bırakmaz mı sizce de? Ya da “Parmak Odası”ndan elinde Yahudi parmağıyla çıkan tip aklınıza başbakanın geçen haftaki “Madik attılar” lafını getirmiyor mu? Aynı bakış açısı kültür sanatla ilgili karikatürlerinde de göze çarpıyor. Örnekse, plakçının önündeki Bob Dylan kuyruğunu kıskanan öfkeli kitapçının bakışları Nobel Edebiyat ödülü üzerine yapılmış sağlam bir yorum değildir de nedir? İşin bir de bu boyutu var aslında; Rozental çizdiği hemen her konuda yorumunu öne çıkaran, dünya ahvalini kendi penceresinden değerlendiren bir çizer.

‘En kötüsü otosansür’

Serginin açılışında söz alan, duvardaki çizimlerin sahibi ve gecenin esas kahramanı İzel Rozental “Karikatür bazen sansürlenir, arşivde kalır, belki bir gün gün ışığına da çıkar ama bir karikatürcü için en zor, en tehlikeli şey otosansürdür.” diyerek ona sayfalarını açan Salom’a, bu serginin hazırlanmasında da büyük emeği geçen Tan Oral’a ve onu yalnız bırakmayan dostlara çok teşekkür etti. Unutmayın, “Karikatör” 8 Ocak’a kadar sizi bekliyor, çıkışta bir de kitabından alabilirseniz fena olmaz hani.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr