Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır CHP İl yönetimi ile birlikte binlerce üyesi açığa alınan Diyarbakır Eğitim-Sen Şubesine destek ziyaretinde bulundu. Dernek binasında bekleyen öğretmenlerle tokalaşan CHP'li Tanrıkulu Kanun Hükmünde Kararnameyle alınan kararın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklarını söyledi. 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimini hep beraber boşa çıkardıklarını belirten Tanrıkulu şöyle konuştu:

'AKP, 15 TEMMUZDAN SONRA DEMOKRASİYLE, BARIŞLA MÜCADELE ETMEYE BAŞLADI'

"15 Temmuzdan sonra Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti darbeyle değil, demokrasiyle, barışla mücadele etmeye başladı. Darbe mücadelesini bir tarafa bıraktı. Darbe mücadelesi adı altında hak ve özgürlüklere, insan haklarına, adalete en büyük darbeyi indirdi. Ve indirmeye devam ediyor. En son olarak da işte önceki gün 11 bin 285 öğretmen Başbakanın bir açıklamasıyla açığa alındılar ve ayın 19'unda öğrencileriyle buluşamayacaklar. Bunu herhangi bir hukukla izah etmek mümkün değil. Herhangi bir yasayla izah etmek mümkün değil. Anayasayla izah etmek mümkün değil. Bu ancak darbecilerin, darbe hukukunun bir parçası olabilir. Mevzuatı, uygulaması olabilir ve onu yaptılar. Hiç kimse bunu ve bu uygulamaları bize darbeyle mücadele adı altında yuturamaz. Bu açıkca darbedir, temel hak ve özgürlüklere darbedir. Ve bu darbeyi de Adalet ve Kalkınma Partisi Allah'ın lütfü olarak gördükleri bu darbe girişimi sonrasında uygulamalara devam ediyor."  

'BU GÜNLER GEÇECEK'

Kendisini bir hukukçu olduğunu belirten Sezgin Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunların tümü, uygulamaların tümü birgün mutlaka yargıdan dönecektir. Birgün mutlaka Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden ve Anayasa Mahkemesi'nden dönecektir.   

Öğretmen arkadaşlarımız merak edebiliyorlar. Bir siyasi parti ve milletvekili olarak ne yapacağız. Öncelikle şunu ifade edeyim bu açığa alma işlemi Kanun Hükmünde Kararnameye dayalı olarak yapılmıştır. Bu Kanun Hükmünde Kararname'nin kendisi Anayasa'ya aykırıdır. Ve süreci içerisinde dayandıkları Kanun Hükmünde Kararname'nin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gideceğiz. Anayasa Mahkemesi'nin yine 90'lı yıllarda bizim müracaatlarımızla oluşturduğu içtihat var. 430 ve 434 sayılı anun Hükmünde Kararnameyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararlar var. O kararlar halen Anayasa Mahkemesi'nin sayfasında duruyor. Eğer Anayasa Mahkemesi kendi içtihadına sahip çıkarsa, kendi geleneğine sahip çıkarsa ve kendi Anayasasına sahip çıkarsa bu Kanun Hükmünde Kararnameler yüzde 99 demiyorum yüzde 100 iptal edilecektir. Bu günler geçecek, bu kararlar ve bu isimler, bu kararnamede isimleri olan arkadaşlarımızın bir onur belgesi olacak. Ama bunu yapanlar bakımından da bir utanç belgesi olarak tarihe yazılacak."


Kaynak: Cumhuriyet.com.tr