Geçen 15 Temmuz'daki darbe girişiminden sonra durumun muhalif operasyonuna döndürüldüğünü ileri süren Musa Çam, "Kamuda 41 bin 811 kişi tasfiye edilerek görevden alınıyor, barışa imza atan akademisyenlerin neredeyse tamamı görevden alınıyor, Meclis'te AKP'nin de imzasıyla belediyelere kayyum atanmama kararı alınmasına rağmen KHK ile belediyelere kayyum atanıyor. Meclisin iradesi, demokrasi hiçe sayılıyor, siz ne yaparsanız yapın OHAL kapsamında Saray eliyle biz her istediğimizi yaparız mesajı veriliyor. Bunların hepsi ile fiili bir darbe uygulamasıyla karşı karşıya olduğumuzu, Türkiye'de yasaların ve anayasanın tamamen askıya alındığını görüyoruz" dedi.

"HANİ OHAL HALKA KARŞI İLAN EDİLMEMİŞTİ?"

"Hani kurunun yanında yaş yanmayacaktı? Hani OHAL, halka karşı ilan edilmemişti" diye soran CHP'li Çam, şunları söyledi:

"Türkiye korku filmi izler gibi AKP'nin faşizan uygulamalarını yaşamaya başladı. Saray ve Saray'ın kontrolündeki iktidar 15 Temmuz korkusunu bir türlü üzerinden atamıyor. Tam bir paranoya içerisinde saldırganlık devam ediyor. Bürokrasi içerisindeki her görevli kişinin görevde kalmasının, tutuklanıp içeri atılmamasının ölçüsü Erdoğan'ın keyfine kalmış. Demokrasi ile bağdaşmayan ne kadar uygulama varsa, OHAL fırsatçılığıyla bir bir gündeme getirilip uygulanıyor. Kendine gazeteci yazar diyen ama gazetecilikle, düşün insanı olmakla alakası bulunmayan AKP'ye tetikçi danışmanlık yapan kimileri yazıyor; 'şunu şunu tutuklayın, hatta şu kişiler neden hala dışarıda, neden görevinin başında' diye. AKP yayınlanan o listelere göre icraat yapıyor. Suç yok, belge, kanıt yok ama hüküm
var. Cemaat diyerek, ilgili ilgisiz her yere müdahale ediliyor."

"DARBE UYGULAMARI YAŞANIYOR"

Bakan istifası, yargı yılının açılışı, akademisyenlerin ihracı konularında da bir fiili darbe uygulamalarının yaşandığını savunan Çam, "Taşları bağlayıp köpeklerin serbest bırakıldığı bir düzen yaratmaya çalışılıyor. Yeni KHK'ler ile üniversiteler hedef alındı. İhraç edilen 2 bin 346 akademisyen arasında Eğitim-Sen üyeleri ile barış metnine imza atanlar da var. Üniversite düşüncenin üretildiği yerdir. Sırf senin gibi düşünmüyor diye ceza kesemezsin. Bakanların istifa mektupları Erdoğan'ın çekmecesinde. Dilediğinin ipini çekiyor. Yargı yılının açılışı yürütmenin bir parçası, başı gibi yansıtılmaya çalışılan Saray'ın daveti şeklinde gerçekleşiyor. Yargının tarafsızlığı, bağımsızlığı ayaklar altında. Buna karşı çıkanlar suçlanıyor. Yenikapı ruhuna zarar verdiniz diye bizler eleştiriliyoruz. Biz darbeye karşı olduğumuz için Yenikapı'daydık. Bunu bir fırsata dönüştürüp kendi darbenizi yapmanız için değil" dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr