Cumhurbaşkanlığı sistemi gibi değişiklikleri getiren anayasa değişikliği görüşmelerinde, çarşamba günü ikinci tur oylamalara geçilecek. Bu süreç öncesinde, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, gerek ikinci tur oylamaları gerekse de değişikliklerin referanduma gitmesi durumunda partisinin izleyeceği yolu anlattı. TBMM çatısı altında henüz sürecin tamamlanmadığını ifade eden Sındır, "Bu değişikliklere anayasa değişikliği demek mümkün değil. Bir rejim değişikliğine neden olacaktır. TBMM çatısı altında bunun halen ret olması, geri çekilmesi gibi bir süreç yaşanabilir. Çarşamba gününden itibaren tek tek maddelerin oylaması yapılacak. En son da tümü üzerinden bir oylama yapılacak. Son ana kadar sayın Cumhurbaşkanı'nın önüne gidinceye kadar bu anayasa değişikliğini, reddetme şansımız var. Bunu sonuna kadar zorlayacağız. Bunu da kavga, dövüş, gürültü ile değil, AKP ve MHP milletvekillerinden, sağduyulu ve aklıselim, vicdanlarının sesine kulak verip oylarını vermelerini isteyeceğiz. Ülkenin geleceği, torunlarının, çocuklarının çocukları için en doğru yöntem, rejim getirilmek istenen rejim midir yoksa laik, soysal, demokratik hukuk devleti, parlamenter rejim midir? Milletvekillerini sağduyuya davet edip oylarını değiştirmelerine çalışacağız" dedi. Sındır, ayrıca bunun için iş dünyasına, STK'lara, emek dünyasına, sivil dinamiklere de ihtiyaç olduğunu, anlattı.

"SAKLANMAK İSTENENLERİ, HALKA BİZ ANLATACAĞIZ"

TBMM'de, değişiklikleri referanduma götürecek sonuç alınması durumunda ise Sındır, kapı kapı dolaşıp mücadele edeceklerini söyledi. Değişiklikleri Cumhurbaşkanı'nın onayladığı tarihten itibaren referandum sürecinin başlayacağını da anlatan Sındır, "Bunun için tahmin edilen tarih, 2 Nisan. Hatta Yüksek Seçim Kurulu da 2 Nisan için bir takım rezervasyonlarını yapmış. Bu süreç öncesinde biz, toplumun her kesiminde, ülkenin her noktasında ev ev, kapı kapı dolaşıp bu yapılmak istenen, anayasa değişikliğiyle getirilmek istenen tek adam rejimini anlatacağız. Gerekli iletişim kanallarını kullanıp, aynı zamanda meslek kuruluşları, odalar, emek kuruluşları, demokratik kitle örgütleri, iş dünyası hatta spor kulüplerini mücadeleye çağıracağız. Çünkü bu bir siyasi partinin mücadelesi değil. Partilerin çabasından öte toplumsal bir mücadeledir. Milletini tavrını değiştirecek bir çaba gerekiyor. Halkımızın büyük kesimi, yapılmak istenen değişikliği bilmiyor. Yeterli bilgi ile donatılmamış insanların sandıkta oy kullanmasını istenecek. İktidar, 'Böyle olacak diyorsak, doğrusu budur' algısı yaratmaya çalışıyor. Biz ise tam tersine halkı, bireyleri bilinçlendirmek kararını verdikleri sırada kendisin geleceğini, bireyin geleceğini düşünüp karar vermelerini isteyeceğiz" diye konuştu.

"ESAS MESELE ERDOĞAN DEĞİL"

Değişikliklere karşı çıkmalarında esas meselenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmadığını vurgulayan Sındır, "Bizim inancımız bu yapılmak istenen değişiklikle, yasama, yürütme ve yargı ortadan kalkıyor. Burada Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan mesele değil, bugün o var yarın başkası gelir. Esas olan burada rejimin kendisidir. Sağlıklı çalışıyor olmasıdır. Kuvvetler ayrılığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin var olması, devam etmesi için gereklidir. Bu getirilmek istenen sistem, Türkiye'nin hangi sorununu çözecek ? 14 yılda AKP ne istedi de yapamadı, bu değişiklikleri getirmek istiyor. Türkiye'nin anayasa değişikliğine ihtiyacı yok. Bunlar, parti devleti oluşturacak değişikliklerdir. Biz kabul etmiyoruz. Bu CHP meselesi değil. Atatürk'ün kurucu felsefesiyle daha huzurlu, mutlu insanların sevgiyle birbirlerine güler yüzle yaklaştığı bir ülke mümkün. Bunun yolu da parlamenter, demokratik sistemden geçer. Toplumu başkanlık gibi ayrıştıran sistemlerle değil" dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr