AB Bakanı Ömer Çelik, Fransa'nın Nice şehrinde gerçekleşen terör saldırısına ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Bu radikalleşme, marjinalleşme ve terör tehlikesinin iyi değerlendirilmesi gerekir. Bu acil ve zaruridir. İnsanlıktan çıkan bu çevrelerin korkunç eylemlerinin önlenmesi için gerekli güvenlik ve istihbarat kapasitesinin sadece ulusal düzeyde değil bölgesel ve küresel düzeyde de geliştirilmesi gerekmektedir.

DEĞERLERİMİZE KAST EDENLERİN, SADECE KUZEY AFRİKA KÖKENLİLER OLDUĞU YANLIŞ

Değerlerimize kast edenlerin sadece belli bir coğrafyadan, dinden, belli bir bölgeden çıktığı şeklindeki değerlendirmeler terörün zemin bulmasına yol açan ideolojik yapıya daha çok hizmet edecektir. Bu değerlendirmeler konusunda aceleci davranmamak, son derece hassas olmak beli bölgeleri, dinleri, kimlikleri hedef almaktan kaçınmak gerekir. Değerlerimize kast edenlerin, sadece Kuzey Afrika kökenliler olduğu şeklinde bir takım değerlendirmeler bu bakımdan yanlıştır.

İSLAM DİNİ İLE BU TERÖR EYLEMİNİ YAN YANA GETİRİLMESİ YANLIŞ BİR DEĞERLENDİRME

İslamofobi, ile yabancı düşmanlığı ile Avrupa ülkelerinde yaşayan göçmenleri, radikalleşmeye iten değişik durumların kökenine inilmesi konusunda hassas olmalıyız. Dün ki saldırıyı nasıl kınıyorsak, bu saldırıyı İslamcı terör olarak damgalayıp, İslam dini ile bu terör eylemini yan yana getirilenlerin eylemelerinin de bu şekilde yanlış bir değerlendirme, tanımlama olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz.

SALDIRIYI, KAYITSIZ, ŞARTSIZ İNSANLIĞA KARŞI YAPILMIŞ SALDIRI OLARAK LANETLİYOR, KINIYORUZ

Açık, net bir şekilde söylüyorum; bu saldırıyı, kayıtsız ve şartsız bir şekilde insanlığa karşı yapılmış bir saldırı olarak lanetliyor ve kınıyoruz. Terörü belli bir dine, millete mal edecek bir takım tanımlamaların kullanılması da son derece yanlıştır.

Saldırıya ilk tepki olarak yapılan bazı değerlendirmelerin daha soğukkanlı bir şekilde ele alınması gerektiğini ifade ediyoruz. Cihatçı, selefi denilen bir takım akımlar üzerinden bu akımlar ile mücadele üzerinden ki bu mücadeleler meşrudur. Ama bu mücadeleden yola çıkarak İslamofobi, ve yabancı düşmanlığını besleyen bir takım açıklamalar yapılması, bir takım tutumlar alınması da içinde bulunduğumuz dünyayı daha kötü bir hale sokmaktan başka bir işe yaranmayacaktır. Terör ile hep birlikte mücadele etmeliyiz.

TERÖR ÖRGÜTLERİNİN SİLAH BIRAKMASI, GERİ ÇEKİLMESİ GİBİ BİR HAREKET TARZI GÖREMİYORUZ

Türkiye bu tip teröristleri en çok korkutan ülkedir. Çünkü demokratik değerleri ile barışık Müslüman büyük bir kitlenin bir arada olması bunların esas olarak ideolojik kökenlerine karşı verilmiş olan en büyük cevaptır. Terör örgütleri ve teröristler sürekli yeni eylemleri planlayıp gerçekleştiriyorlar. Terör örgütlerinin silah bırakması, geri çekilmesi gibi bir hareket tarzı göremiyoruz. Ülkemizde hükümetimizin bütün iyi niyetli çabalarına rağmen PKK terör örgütünde bu anlayışın oluşmadığı bunun iyi bir örneğidir.

AB PARLAMENTOSU'NDAKİ SERGİ TERÖR ÖRGÜTLERİNİ ROMANTİZE EDEREK CESARETLENDİRİYOR

Suriye ve Irak sınırımızda tek başımıza DAEŞ vahşeti ile PKK ve PYD terörü ile mücadele ederken destek olmasını beklediğimiz bazı Avrupalı dostlarımızın AB Parlamentosu'nun çatısı altında terör örgütü PKK'nın bayrağının ele başısının fotoğraflarını içeren sergi açması son derece çelişkili bir durumdur. Tepkinin ortak gösterilmemesi, AB Parlamentosu'ndaki fotoğraf sergisi gibi terör örgütlerini neredeyse romantize eden girişimler sergilenmesi, terör örgütlerine daha büyük saldırılar, eylemler için cesaretlendiriyor. Terör ile yılmadan mücadele edeceğiz. Müttefiklerimiz le terör il mücadelede işbirliği içinde olamaya devam edeceğiz. Terör belasını tüm dünyadan yok etmek mümkün olamasa da etkilerini aza indirmek, insanlarımızı ve değerlerimizi korumak için en ön cephede mücadele etmek konusundaki sorumluluğumuzu yerine getireceğiz."Kaynak: Cumhuriyet.com.tr