Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından düzenlenen "Dünya İnsani Zirvesi Akademik Forum"un açılış programına katıldı. Etiler'de bir otelde düzenlenen programda bir yapan konuşan Çavuşoğlu, terörizmin insanlığa, insan haklarına, demokrasiye ve tüm değerlere nasıl bir tehdit olduğunun görüldüğünü söyledi. Çavuşoğlu, "Sadece bireyleri değil, yine devletleri, kurumları ve uluslararası örgütleri de derinden sarsan terörist akımların önüne geçme konusunda da ne kadar başarılıyız? Stratejimiz var mı? Mesela bugün uluslararası tanınmış bir terör tanımı yok. Şimdi AB diyor ya 'Terörle ilgili yasanızı değiştirin'. Neye göre değiştireceksiniz? Uluslararası ya da Avrupa genelinde ya da özelinde kabul edilmiş bir terör tanımı varsa, bunu bizimle paylaşın, biz de istişare edelim. Şu andaki tablo başka bir şey. Dolayısıyla uluslararası terörün karşısında, çözüm üretebiliyor muyuz, sonuç odaklı stratejimiz var mı?" dedi.

Bakan Çavuşoğlu, Suriye topraklarının yüzde 45, Irak topraklarının yüzde 30'unu işgal eden ve yaklaşık 20-30 bin civarında üyesi bulunan terör örgütü DAEŞ'e karşı, 65 ülkenin koalisyon oluşturduğunu ancak bugün hala herhangi etkili bir stratejinin olmadığını ifade etti.

"TÜRKİYE'DE 2,7 MİLYON GÖÇMEN SURİYELİ, 200 BİN CİVARINDA IRAKLI VAR"

"Peki ne olacak? Nasıl çözeceğiz bunu?" diye soran Mevlüt Çavuşoğlu, bu zafiyetten dolayı bazı ülkelerin, arazide ideolojisi kendisine yakın olan başka terör örgütleriyle de işbirliği yapmaya başladığını kaydetti.

"Terörle mücadelenin yöntemi bu mu? Başka terör örgütleriyle işbirliği yapmak mı?" diyen Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Diğer taraftan bu tüm olumsuz gelişmelerin başka yansımaları oluyor. Nedir? Yerinden edilmiş insanlar, insani dramlar, göçe zorlanan insanlar, başka ülkelerde, başka şehirlerde kendisine gelecek aramak için yollara dökülen insanlar. Bu insanlar, kendi evini neden terk etmek zorunda kaldı? Evlerini o sebeple ya da bu sebeple terk etmek zorunda kalan insanların önünde çok daha zorlu bir yol var.
Türkiye'de 2,7 milyon göçmen var Suriyeli. 200 bin civarında Iraklı var. Bu insanlara nasıl iyi hizmet verebiliriz? Kampların içinde ve dışında neleri sağlayabiliriz? Bugün dünyanın her yerinde, yerinden edilmiş insanlar var."

"SESSİZLİĞİN SEBEBİ NE?"

Ankara'da terör saldırısı olduğunda biraz yankısı olduğunu ama Brüksel ve Paris'te bir terör saldırısı olduğunda dünyanın ayağa kalktığını anlatan Çavuşoğlu, buna karşın Nijerya'da ne olup bittiğinin bilinmediğini söyledi.

Boko Haram'ın belki günde bine yakın Afrikalı'yı öldürdüğünü, çocukları kaçırdığını ifade eden Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Buna karşı sessizliğin sebebi ne? Bu insanlar evlerini o sebepten bu sebepten dolayı terk ettikten sonra karşı karşıya kaldığı başka sınamalar var. 'Daha iyi gelecek bulacağım' diyerek gittikleri yerlerde her şey öyle gül bahçesi değil. Orada da zorluklar var, ekonomik zorluklar var, işsizlik var ama daha da ötesi bunu bir şekilde aşabilirsiniz ama yabancı düşmanlığı, antisemitizm, ırkçılık, İslamofobi, Hristiyan karşıtlığı var. Her türlü ayrıştırıcı, öteleyici akımlar bugün tavan yapıyor. Irkçı partiler giderek güçleniyor. Bazı ülkelerdeki seçimlerin ilk raundunda, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ırkçı partilerin kazandığını görüyorsunuz. Avrupa Parlamentosu'nda bugün ırkçı partilerin toplam üye sayısı yüzde 10'u geçti. Ulusal parlamentolarda da böyle. Merkez partilerde de zemin kayması var. Bunları bir kenara bırakalım, geçici trend diye düşünüyoruz, umut ediyoruz. Bunların yanında başka sorunlar da yaşanıyor. Bu insanlara, entegrasyonuyla ilgili ne kadar kafa yoruyoruz? Kendi kültürünü, kendi dilini öğrenmesine, kendi dinini yaşamasına ne kadar saygı duyuyoruz? Bu imkanların verilmesi için ne kadar imkanlarımızı seferber ediyoruz? Nasıl stratejilerimiz var? Tüm bunları derleyip topladığınız zaman, bugün maalesef, olumlu bir tabloyla karşı karşıya değiliz. Bizlere düşen böylesine sınamalar karşısında kafa yormak, fikirler üretmek çözümler bulmak ve uygulamak."

"MİLLİ GELİRE GÖRE İNSANİ YARDIM YAPAN ÜLKELER ARASINDA TÜRKİYE İLK SIRADA"

Türkiye olarak dış politikanın en önemli unsurlarından birinin insani diplomasi olduğunu, Türkiye'nin kalkınmaya yönelik diplomasisinin de doğrudan insani konularla bağlantılı olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, bu yöndeki projelere verilen her desteğin birçok insanın yaşam kalitesini artırdığını ya da bir yerlere göç etmesini engellediğini, eğitime verilen desteğin de bir ülkenin, neslin geleceğini yok edilmesinin, kaybolmasının önüne koyulmuş bir set olduğunun altını çizdi. Yine sağlık, altyapı, su gibi diğer alanlardaki desteklerin geleceğe yönelik umutların kararmasının en azından önüne geçtiğini dile getiren Çavuşoğlu, bu nedenle insani ve kalkınma yardımlarına çok önem verildiğini anlattı. Çavuşoğlu, Türkiye'nin, "15 yıl önce IMF'den borç almak için kapısında bekleyen bir ülke olunduğunu" ama bugün yılda 1,7 milyar dolarlık sadece insani yardım yapan, yaklaşık 3,5 milyar dolarlık da kalkınma yardımları yapan bir ülke olduğunu kaydetti. Türkiye'nin toplamda 5,2 milyar dolarlık insani ve kalkınma yardımı yapan bir ülke olduğunu bildiren Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, milli gelire göre insani yardım yapan ülkeler arasında Türkiye'nin ilk sırada yer aldığını, bunun artırılarak devam edeceğini, bu konulara duyarsız kalınmayacağını, dünyanın neresinde yardım ve mazlum varsa destek verilmeye devam edileceğini anlattı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr