Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre, güvenlik uzmanları Türkiye dışında Avrupa’daki havaalanlarının hiçbirinde check-in öncesinde cihaz taraması yapılmadığına dikkat çekti.

AB'nin merkezi Brüksel'deki havaalanına alınan tüm önlemlere rağmen üç bombanın birden sokulabilmesi, havaalanı güvenliği konusunu bir kez daha gündeme getirdi. Brüksel havaalanında terminale giriş öncesinde arama olmaması, teröristlerin işini kolaylaştırdı. Ancak uzmanlar, Türkiye istisna olmak kaydıyla Avrupa'daki havaalanlarında kontrollerin check-in sonrasında yapıldığına dikkat çekti.

“SON DERECE BÜYÜK BİR HATAYA İŞARET EDİYOR”

Havacılık alanında güvenlik danışmanlığı hizmeti veren Augmentiq şirketinin yöneticisi Matthew Finn, havaalanının sadece yarısının güvenli olmasının garip bir durum olduğunu belirterek, “Otoparka vardığınız ilk dakikadan itibaren tüm havaalanının güvenli olması gerekir” dedi.

Uzmanlar, Avrupa havaalanlarının Afrika, Ortadoğu ve Güneydoğu Asya'dakilerle karşılaştırıldığında oldukça açık ve rahat olduğu görüşünde. Avrupa'daki tek istisna ise yolcu ve bagajların terminale girişte ve ardından check-in sonrasında da cihazdan geçirildiği Türkiye. Moskova’da da terminal girişlerinde kontrol yapılıyor.

Güvenlik konusunda en hassas ülkelerden biri şüphesiz İsrail. Tel Aviv'deki Ben-Gurion Havaalanı'nın eski güvenlik müdürü Pini Schiff, “İki teröristin terminal bölgesine patlayıcı maddelerle girilebilmesi şüphesiz son derece büyük bir hataya işaret ediyor” dedi.

“GERÇEK TABLO PEK DE ÖYLE DEĞİL”

BBC Türkçe’nin Financial Times gazetesinden aktardığı haberde ise Belçika istihbaratının saldırıları önlemek için yetersiz kaldığı ifade edilerek şöyle denildi:

"Ocak 2015'te Belçika parlamentosu istihbarat teşkilatının bütçesinde kesintiyi oylamak üzereydi. Fikirleri değiştiren şeyse, Verviers kentindeki bir terör hücresinin çökertilmesi oldu. 30'dan fazla kişinin hayatına mal olan Brüksel saldırılarının ardından Belçikalı siyasiler istihbarat ve güvenlik birimlerini yeteri kadar destekleyip desteklemediklerini düşünmeli. Avrupa Demokrasi Vakfı araştırmacılarından Alexander Ritzmann, 'Bu terör hücresinin saldırıları önlenmeliydi' diyor. Abdeslam'ın yakalanması büyük bir başarı olarak lanse edilmiş olsa da gerçek tablo pek de öyle değil. Çocukluğundan beri yaşadığı evden birkaç yüz metre uzaktaki bir dairede yakalanan Abdeslam, aylarca Belçika güvenlik güçlerinden kaçmayı başarabildi. Fransa merkezli İstihbarat Araştırmaları Enstitüsü'nden Eric Denece, 'Fransızlardan bile daha hazırlıksız vaziyetteler' diyor. Ritzmann, Belçika'nın güvenlik ve istihbarat için daha fazla kaynak ayırmasının yanı sıra diğer AB ülkeleriyle de daha fazla bilgi alışverişi yapması gerektiğini söylüyor.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr