Türkiye, gözlerini BM’nin New York’taki Genel Kurulu’na çevirdiği sırada BM İnsan Hakları Konseyi’nin beşiği olan Cenevre’deki oturuma Türkiye’deki gelişmeler damga vurdu. Article 19 ve Pen adlı kuruluşlar oturumda Türkiye’yi OHAL’i kötüye kullanmakla suçlarken, buna yanıt Türkiye adına Umut Deniz’den geldi. Deniz, “Türkiye konu insan haklarına geldiğinde en üst düzey standartları uygular” dedi.

BM İnsan Hakları Konseyi’nin 33’ncü oturumunda gündem olmamasına karşın Türkiye’deki OHAL ile birlikte ifade özgürlüğü önündeki engelleri Article 19 ve Pen gündeme getirdi. İki sivil toplum kuruluşu, oturumda yaptığı açıklamada “OHAL, ifade özgürlüğünü kısıtlamak için kullanılmamalı” denildi ve Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerinde attığı geri adımlardan vazgeçmesi istendi. İki sivil toplum kuruluşunun yaptığı ortak açıklamada “Türkiye, darbe ile ilgili soruşturmaların sadece bu cezai suçla doğrudan ilgili olduğu iddia edilenlerle, kanıtlara dayalı olarak ve uluslararası standartlarda adil yargılama sürecinin gözlemlendiği şekilde  kısıtlı tutmalı” ifadesini kullandı.

Article 19 ve Pen’in yaptığı açıklamada, “Türkiye darbe girişiminden bu yana yürürlükte olan OHAL’i ifade özgürlüklerini ihlal etmek için kullanmaya son vermeli” denilirken açıklamada, 120’den fazla gazetecinin de terör ile ilişkili olarak yargılandığı anımsatıldı. Article 19 ve Pen’in ortak açıklamasına Açıklamada Kürt sorununa da değinilirken, 17 gazetecinin ise teröre yönelik suçlamayla görevden alındığı belirtildi.

O iddialara yanıt

Türkiye’nin Cenevre Daimi Temsilciliği adına söz alan Umut Deniz ise “İnsan hakları, demokrasi ve huhukun üstünlüğü Türkiye için temel taşlarıdır. Bu evrensel değerlerin büyük bir destekçisi olarak, Türkiye konu insan haklarına geldiğinde en üst düzey standartları uygular. Medya özgürlüğü de dahil siyasi hakların korunması ve geliştirilmesinde  bizim her zaman öncelikli hedefimiz olmuştur. Ayrıca medya özgürlüğü bizim anayasamızla ve ilgili yasalarla da garanti altına alınmış temel bir haktır. Türkiye’de gazetecilik faaliyetleri dolayısıyla bir tek insan bile mahkum edilmiş veya gözaltına alınmış değil. Halen devam eden yargı süreçleri var” dedi. Deniz, tutuklanan gazetecilerin gazetecilik mesleğini kötüye kullandığını belirtirken “Türkiye’de hukukun üstünlüğü bu süreçlerin adil sonuçlandırılması için temel garantidir” savunmasını yaptı. Deniz, PKK’ya yönelik operasyonlar için de “Bu bizim vatandaşlarımızın temel haklarını korumaya yönelik” derken FETÖ için de “şahsına münhasır suç örgütü” tanımlamasını kullandı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr