Anakolu, ilkokul, ortaokul ve liseden oluşan Özel Bolu Doğa Okulları Kampüsü'nün açılışı törenle yapıldı. Törene Bakan Özlü'nün yanı sıra Bolu Vali Vekili Mustafa Özsoy, Bolu Belediye Başkanı AKP'li Alaaddin Yılmaz, AKP Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan, öğretmenler, öğrenciler ve veliler katıldı. Doğa Okulları Genel Müdürü Bünyamin Çelikten, ülke genelinde 40'tan fazla ilde 100 kampüste eğitim verdiklerini söyledi.

'TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ GÜNDEMİ EĞİTİMDİR'

Bakan Faruk Özlü, eğitimin öncelikle devletin işi olduğunu, ancak özel sektörün devletin bu ağır yükünü paylaşmasının büyük önem taşıdığına işaret etti. Bakan Özlü, "Devlete veya özel sektöre ait olması fark etmiyor. Kaliteli okulların sayısı arttıkça eğitim sistemimiz de çok daha iyi bir seviyeye ulaşıyor. Eğitim iyileştikçe Türkiye güçleniyor. Eğitim her ülke için kritiktir. Ancak Türkiye için çok daha hayati bir rol üstleniyor. Zira Türkiye çok büyük ve aynı zamanda çok genç bir nüfusa sahip. Nüfusumuzun yarısı 31 yaşın altındadır. Bu genç nüfus bizim en büyük zenginlik kaynağımızdır. Bu nedenle Türkiye'nin en önemli gündemi eğitimdir. eğitim olmalıdır" dedi.

'GENÇLERİN BİLİM VE TEKNOLOJİYE İLGİSİNİ ARTIRMALIYIZ'

AKP iktidarları döneminde eğitimde çok büyük adımlar atıldığını ifade eden Bakan Özlü, şöyle konuştu:

"Eskiden bütçemizde en büyük payı savunma harcamaları alıyordu. Artık bütçemizde en fazla payı eğitime ayırıyoruz. Sadece maddi imkanları genişletmekte kalmadık. Müfredatı ve sistemi iyileştirmeye yönelik de çok ciddi reformları hayata geçirdik. Bugün dünyada en çok konuşulan kavramların başında '4'üncü sanayi devrimi' diye isimlendirilen süreç geliyor. Öyle görülüyor ki 2020'li yıllardan itibaren kas gücü gerektiren, sık tekrar edilen ve düşük becerili işlerin tamamı robotlar eliyle yapılacak. İnsanlar ise daha çok yüksek ve beyin gücü gerektiren işlere yoğunlaşacak. Eğitim sistemini bu sürecin ihtiyaçlarını gözeterek kurgulayan toplumlar diğer toplumların önüne geçecek ve geleceğe yön verecek. Bugün eğitim yoluyla gençlerimize kazandıracağımız vasıfları belirlerken gelecekte yaşanacak bu dönüşümleri maksimum düzeyde hesaba katmalıyız. Geçlerimizen bilim ve teknolojiye olan ilgisini artırmalıyız. Ezbere dayalı bir eğitim anlayışını terk etmeliyiz. Neden-sonuç ilişkisini kavrayabilen, analitik düşünebilen, muhakeme ve problem çözme becerisi yüksek nesiller yetiştirmek zorundayız. Çocuklarımıza erken yaşlarda kodlama ve programlama yetenekleri kazandırmalıyız."

'TEKNOLOJİ KULLANAN DEĞİL TEKNOLOJİ ÜRETEN ÜLKE OLMALIYIZ'

Bu konularda sadece Milli Eğitim Bakanlığı ve özel okullar değil, herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirten Bakan Özlü, bakanlık olarak TÜBİTAK'ta bu konuda önemli çalışmalar yaptıklarını kaydetti. Bakan Özlü, okullarda kurulan bilim fuarlarını, bilim sergilerini desteklediklerini, TÜBİTAK aracılığıyla şehirlerde devasa bilim merkezleri kurulmasını desteklediklerini söyledi. Bakan Özlü, "Türkiye teknoloji kullanımında çok iyi bir noktadır. Ancak bizim teknoloji kullanan değil teknoloji üreten bir ülke olmamız gerekiyor. Eğitim anlayışımızı da bu yönde revize etmemiz büyük önem taşıyor. Özellikle ebeveynler olarak bazen çocuklarımızın derslerdeki başarısına odaklanırken, onların psikolojik ve sosyal gelişmelerini ihmal edebiliyoruz. Oysa çocuklarımızın spor yapması veya sanata ilgi duyması en az matematik ve coğrafya bilmesi kadar büyük önem taşıyor" dedi.
Bakan Özlü, konuşmasının ardından beraberindekiler ile birlikte kurdeleyi keserek kampüsün açılışını yaptı. Bakan Özlü, daha sonra okulu gezip sınıflarda çocuklara dergi dağıttı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr