MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları:

Nesilden nesile omuzlarda taşınan kalplerde bayraklaşan milli emanetlerin bilincindeyiz. Hiçbir bedbahtın bize parmak sallamasını da kabul edemeyiz. Hiçbir şahsiyetsizden öğrenecek ve görecek bir şeyimiz de yoktur. MHP her tülü kumpasa rağmen dimdik ayaktadır. Direncimizi kırmak isteyenler çok bekleyecektir. Hain ve işbirlikçiler bu davayı aşamayacaklar, Türk-İslam ülküsünü alt edemeyeceklerdir. Milliyetçi hareket, sonu ölüm de olsa bu duruşundan ödün vermeyecektir. Ayaklarımıza çelme takıyorlarmış. Üzerlerinden atlar gideriz. Karşımızda saf saf dizilip hareketimizi durduracaklarmış! Alayını çiğner koşarız. 

"YENİLENMİŞ BİR SİSTEM ARTIK ŞARTTIR" 

Türkiye'nin tarihi temellerinden kopmadan, milli yeminlerden ayrılmadan yenilenmiş bir sistem yapısıyla devamı artık şarttır bu demokrasinin rehberliğiyle sağlanmalıdır. Yenilenmiş bir uzlaşma, dayanışma ruhuna acilen ihtiyaç hasıl olmuştur. MHP'nin gaye ve çabası bu yöndedir. Bize yönelik ahlaksız suçlamamalrın amacı da süreci sabote etmektir. Türkiye düşmanları, maşalarını iplerini gevşeterek ortaya salmışlardır. 

RAKKA OPERASYONU 

Türkiye olağanüstü şart ve dönemdedir. El Bab sonuç vermiş, kentin büyük bölümünde kontrol sağlanmıştır. Türkiye'nin El Bab'da mevzi kazanımı, terörizmi odağında etkisiz hale getirmesi bakımından önemlidir. Rakka operasyonu sıradadır. Konuyla ilgili görüşmeler yoğunlaşmıştır. İddia odur ki, İncirlik'in seçilmesi Rakka operasyonun harekat merkezi olarak kullanılması düşünülmektedir. Türkiye'nin ABD ile Rakka operasyonu ile iki ayaklı taslak plan paylaşıldığı anlaşılmaktadır. ÖSO'nun Tel Abyad'dan girip Rakka'ya yönelmesidir. İkinci olarak da El Bab'da Menbiç ve buradan Rakka'ya harekettir. Burada zorlu coğrafi şartlar bilinen gerçektir. YPG'nin doğudan bağımsız girmesi, ÖSO'nun da kuzeyden güneye ilerlemesi ABD'nin talepleri arasındadır. Türkiye hiçbir şart altında terör örgütü YPG/PYD ile aynı çizgide olması düşünülemeyecektir. Başbakan'ın MGK'da 'Prensipte anlaşırsak doğrudan operasyona girmeyeceğiz. Taktik, destek vereceğiz. ÖSO önde biz arkada olacağız' ifadeleri yeni bir boyut getirmiştir. Gerekirse Rakka'ya milli kudret yıldırım gibi inmelidir. Mesele Türkiye'nin savunmasıdır.

"FETÖ'NÜN İLLUMİNATİ'DEN FARKI YOKTUR" 

15 Temmuz darbe girişimi son iki asrın en adi, en vahşi cinayet girişimidir. Türk milleti eli silahlı hainlere ülkeyi dar etmişti. Türk milletiyle övünüyoruz. FETÖ'nün dışı İslam, içi ihanet olan şeytani bir çetedir. Haşaşiler, tapınak şovalyeleri, illuminati olmak üzere bunlar neyse FETÖ de odur. 15 Temmuz'u hala idrak edememiş, tehlikenin farkına varamamış siyaset ve sosyal çevrelerin mevcudiyeti meselenin bir başka kaygı verici yanıdır. Dünya görüşümüz ne olursa olsun 15 Temmuz ile ilgili taraf olmak zorunluluğu vardır. Bu da bütün partiler adına kaçınılmaz bir vazifedir. 7 Ağustos Yenikapı ruhu bizim asla vazgeçmeyeceğimiz bir diriliş tablosunun özetidir. FETÖ'nün diğer terör örgütlerinden eksiği yok, fazlası vardır.

"KAZDIĞINIZ KUYUYA BİR DEFA DAHA DÜŞECEKSİNİZ"

Asırlarca Türklüğü Anadolu'dan çıkarmak isteyenlerin şiddet kaynağında 15 Temmuz mayalanmıştır. Türk milletinin istiklalini korumak mecburiyetindeyiz bu yüzden de 16 Nisan'a evet diyoruz, evet diyeceğiz. Çanakkale'de şamarladıklarımız, Dumlupınar'da kovaladıklarımız 15 Temmuz'da tekrar karşımıza çıkmışlardır. 15 Temmuz Türk milletine yeni bir Sevr dayatmasıdır. İslam'a yönelik yeni bir haçlı akımıdır. 15 Temmuz tamamen silinmezse Türkiye'nin bu şartlarda yaşaması zora girecektir. Belki de imkansızlaşacaktır. Tehlike yakın ve büyüktür. Şayet 15 Temmuz başarılı olsaydı kaç vatan evladı katledilecek, kaç vatan evladı vatansızlığa, esarete sürüklenecekti? Bu sorunun cevabını bilen var mıdır? 15 Temmuz gerçekleşmiş olsaydı Türk milletine hayat ve varlık hakkı tanınacak mıydı? Bir ara başbakan olacağım diye tutturanlar bu soruya nasıl cevap verecektir! 16 Nisan'da hazır kıta bekleyenler, Halep yolunda deve izi saymayın, kargayı bülbül diye satmaya kalkmayın. Kazdığınız kuyuya bir defa daha düşeceksiniz.

15 Temmuz çok feci bir olaydır. Yurtta Sulh Konseyi'nin kimlerden oluştuğu ortaya çıkacaktır. 15 Temmuz'un karanlıkta kalan yüz ve isimlerini öğrenmek milletimizin en büyük hakkıdır. Darbe şakşakçıları kimdir? Şuana kadar 100 bin kişi mesleklerinden ihraç edilmiştir. Bu manzara aslında Türk adaletinin ne hale getirildiğinin açık kanıtıdır. FETÖ'nün parmağı, adaletin gözüne girmiştir. Pensilvanyalı teröristbaşı adaletin terazisini kırmıştır. Yıllarca kim haklı, kim haksız birbirine geçmiştir. Telefonuna Bylock indiren, cebinde 1 dolarları dolaştıran meşhur siyasetçilerden hiç mi iz yoktur?

"MEMUR GÖREVDEN OLUYOR, AKADEMİSYEN NEDEN OLMAYACAKMIŞ" 

Bazı akademisyenlerin konforu bozulunca ortalık karışmıştır. FETÖ ve PKK çizgisinde bulunmaktan rahatsızlık duymayan küçük bir grup hukuk mahallelerine uğrayınca rahatsızlık duyuyorlar. Üniversiteleri tekellerine alanların timsah gözyaşlarına bu milletin karnı toktur. Kimin suçu varsa, kim suçsuzsa Türk mahkemeleri hükmünü verecektir.


İDAM AÇIKLAMASI

Dün Cumhurbaşkanına suikast davasında sanık, "Hiçbir şeyden korkmuyorum, cezası idam olsa bile yanmaz" şeklindeki kokuşmuş sözleri Türkiye'ye meydan okumaktır. Türk adaletinin bu darbeci ve diğerlerini en ağır şekilde ceza vereceğine inancım tam. Hainler idamdan korkmuyor, milletimiz de idam istiyorsa bizim de yapmamız bu düzenlemeyi yapmak ve Türkiye düşmanlarına hak ettiği cezayı vermektir. AK Parti samimiyse MHP'nin sözü söz olsun buna kayıtsız şartsız destek verecektir. 

"HAYIR DEYİP FETÖ'NÜN YANINDA MI DURACAKTIK?"

Hükümet sistemiyle ilgili yaptığımız değişikliğindeki son kararın milletin vermesi konusunda AK Parti ile karar verdik. Elbette biz devlet için evet, millet için evet, cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası ve Türkiye için evet diyeceğiz. Niye evet diyormuşuz? Ne yapacaktır FETÖ'nün yanında mı duracaktık. PKK'nın CHP'nin peşine takılmak asıl çelişki ve çürüme değil midir? Hayır diyenlerin demokratik seçimlerine saygı göstermekteyiz. Hayır diyen vatandaşlarımıza sözüm yok. Ancak fesatlık yarışına giren yalancı siyasilere, emekli siyasicilere, bazı siyasi partilere kesinlikle itibarımız yoktur. Sırtımızda bunlara dönüktür. 16 Nisan'da bir parti bir şahış bir fikir bir siyaset değil, milletimiz önüne konan anayasa değişikliğine karar verecektir. Bizim anlayamadığımız hayır koalisyonun nedenbu kadar tahammülsüz olduğudur. Hayırda hayır var diyorsanız, tezlerini anlatır milletin kararını beklersiniz. Bu yapılmamaktadır. Bakıyorum da art niyetli propaganda mekanizması çoğunlukla partimizi köşeye sıkıştırmak olarak yapılmaktadır.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr