MHP’de “olaylı pazar günü”nün ardından hazirun cetveli krizi yaşanıyor. Muhaliflerin önceki gün Büyük Anadolu Oteli önünde hazirun cetveline imza atan üst kurul delegelerin sayısının 748 olduğu yönündeki açıklamalarına karşın genel merkez kanadı kendilerine gelen bilgiye göre bu sayının “748 değil, 376 olduğunu” ileri sürüyor. Genel merkezin avukatı Yücel Bulut da “hazirun cetvelinde isimlerinin karşısına sahte imza atıldığını orada fark eden 19 delege” adına suç duyurusunda bulunacaklarını duyururken, parti yönetimi pazar günü yaşananlardan sorumlu tuttuğu 4 genel başkan adayı hakkında “kamuoyu karşısında partiyi küçük düşürmek” gerekçesiyle disiplin sürecini başlatmaya hazırlanıyor. Öte yandan genel başkan adayı Koray Aydın da Meral Akşener için “Cemaatten destek olunduğu kesin” dedi.

Genel Merkez’in avukatı Yücel Bulut, “hazirun cetveline isimlerinin karşısına sahte imza atıldığını orada fark eden 19 delege adına suç duyurusunda bulunacaklarını” açıkladı. Genel merkez yönetimi orada bulunan delegelerin “olağanüstü kurultay toplanması yönünde muhaliflere destek veren 543 delegeden de daha az olduğunu tespit ettiklerini” ileri sürdü.

‘Evrakta sahtecilik...’

Edinilen bilgiye göre, Bulut’un 19 delege adına orada imza toplayanlara ilişkin suç duyurusunda bulunmasının gerekçesini de “evrakta sahtecilik yaparak, kamuoyunu delegeler adına yanlış bilgilendirmek” oluşturacak. Bununla ilgili olarak, parti tüzüğünün “disiplin cezaları” bölümünde yer alan “Sahte evrak düzenlemek ya da bu amaçla üye ve delegeleri kışkırtmak, usulüne uygun olmayan işlemler yapmak suretiyle parti içinde huzuru bozmak, kaos yaratmak ve kamuoyunda partinin saygınlığına helal getirici davranışlarda bulunmak” maddesi de gerekçe gösterilecek.

Cezalar yolda

Öte yandan “pazar günü Büyük Anadolu Oteli önünde yaşananlardan başta Genel Başkan Devlet Bahçeli olmak üzere genel merkez yönetimi rahatsız.” Bahçeli, yaşananlara ilişkin önceki gün resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada da “Bugünkü tabloya sebep olanlardan ülkücü vicdan elbette hesap soracak, bedeli her ne ise, sonu nereye varıyorsa gereğini yapacaktır” diyerek, “keskin bir kırılmanın yaşandığını” da ilan etmişti. Bahçeli’nin bu açıklamasının da 4 genel başkan adayı ile ilgili “disiplin sürecinin başlatılacağını” işaret ettiğine vurgu yapılırken, adaylarla ilgili “tedbirli ihraç” istemiyle disipline sevkinin yakın bir zamanda gündeme gelebileceği dillendiriliyor.

Yapılacak disiplin soruşturmasında da parti yönetiminin “kasten partiye zarar verdiklerini” belirttikleri adaylarla ilgili parti tüzüğünde yer alan “Partiyi şahsi menfaatlerine alet etmek, üyelik ve delege olmaktan kaynaklanan haklarını kötüye kullanmak suretiyle partiye zarar vermek” maddesinin de gerekçe gösterilebileceği dile getiriliyor.

İş yargıya da gidecek

Edinilen bilgiye göre 4 adayla ilgili süreç sadece “parti içi disiplinle de sınırlı kalmayacak.” Pazar günü yaşananlardan ötürü 4 genel başkan adayını sorumlu tutan parti yönetimi, o gün “Esenboğa Havaalanı yolunu kapatmak suretiyle parti adına konuyla ilgisi olmayan sade vatandaşları da mağdur etmek” suçlamasıyla genel başkan adayları hakkında “dava açmaya da hazırlanıyor.” Bununla birlikte, geçen haftalarda, Genel Başkan Bahçeli’nin teşkilatlara gönderdiği genelgede, “parti adı ve amblemlerinin amaç dışı kullanılmasına ilişkin disiplin sürecinin başlatılacağı” da belirtilmişti. Parti yönetiminin bu durumdan kaynaklanan hakları saklı kalmak koşuluyla genel başkan adayları hakkında ayrı bir disiplin soruşturması başlatabileceği de ileri sürülüyor.

Akşener’e gönderme

Öte yandan birkaç gündür muhalifler arasındaki çatlak genel başkan adayı Koray Aydın’ın NTV’ye yaptığı açıklamayla da gün yüzüne çıktı. Aydın, Akşener’e atfen yapılan “paralel” iddialarına ilişkin de şunları kaydetti: “Bana daha önce Genel Başkan’ın açıklamaları sorulduğunda, ‘Genel Başkanımız benim paralelci olup olmadığımı bilir’ demiştim. Ben şahsen bu sözü üzerime almıyorum. Ama bunu böyle dolandırarak sormanın bir anlamı yok. Bir arkadaşımız muhatap kılınıyor. Bütün illerde o illerde yaşayan cemaat mensuplarının tek aday üzerinde birleşmesi ve onun mitinglerine ve toplantılarına yoğun organizasyonlar yapılması, Meral Hanım’ın üzerinde yoğunlaştığını gösteriyor. Bu söylem olmaktan çıkmış, iller düzeyinde, bu hareketi temsil eden arkadaşlarımız nezdinde, birtakım organizasyonları destekleme şekline dönüştüğünü biz de görüyoruz. Taban da. Bu cemaatçi olduğu anlamına gelmez. Ben fikir sahibi değilim. Ama oradan kendine destek olduğu kesindir.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr