Bugün ekonomik, siyasi ve toplumsal gelişmeleri, dijital kültür ve medya sanatı çalışmalarıyla birlikte incelediğimizde güncel kapitalizmin nasıl işlediğini ve emperyalist tahakkümün güncellenerek nasıl yayıldığını keşfedebiliyoruz. Ancak devletler, hükümetler, şirketler, aracı kişi ve toplulukların rekabete dayalı işbirliği b(ağ)larına dair bilgi erişimimiz yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada kısıtlı.

B(ağ)ları oluşturan farklı bünyelerin kâr elde etme ve üstünlük kazanma operasyonlarıyla ilgili verilerin açığa çıkarılması kritik. Bu veriler kamuoyunun bilgilendirilmesini, algılama ve yargılama gücünün kullanılma kapasitesini, (tüketici/ üretici/yatırımcı/borçlu...) vatandaşların davranışlarının etkilenerek yönetilmesini ve sapmaları denetim altında tutulmasını mümkün kılıyor.

Verilere hâkimiyet

Bugün veriye ve verinin üretildiği b(ağ)lara hâkim olmak, siyasi ve ekonomik iktidar mücadelesindeki mevzilerden birini oluşturuyor. Sorunlardan biri şu ki, bu b(ağ)larla güç kazananların varlık ve otoritelerini sürdürme mücadelesi, şiddetin, ölümün ve yok etmenin meşru ve normal görülmesine yol açabiliyor. B(ağ) siyaseti, giderek sertleşen bir güncel kapitalist iktidar rejimini karşımıza çıkarıyor.

(Ulusal) güvenlik, terörle mücadele, siyasi- ekonomik istikrar ve belirli bir yaşam tarzının muhafaza edilme anlatılarına bağlanarak meşrulaştırılan gözetim sayesinde tehdit oluşturabilecek unsurlar tespit ediliyor, risk analiz edilerek hesaplanıyor, kısa-orta-uzun vadeli eylem senaryoları geliştiriliyor ve küresel sermaye savaşı içinde manevra kabiliyeti kazanılarak yeniden harekât yapabilir hale geliniyor.

Altyapısı algoritmalara da bağlı olan bu güncel kapitalist düzende “veri” aynı zamanda kritik bir sermaye aracı haline gelmiş durumda. Veri kaynakları ile veri üretim hatlarını yönetenler aynı zamanda bilgi ve iktidar oluşturma kaynaklarına da sahip oluyor. İnternet hizmeti sağlayan telekom operatörleri ve bu operatörlerin banka, hükümet, devlet kurumları ve şirketlerle paylaştığı veriler, ya da sosyal medya platformlarıyla birlikte çalışan diğer kurumlar bu b(ağ)lara kolaylıkla örnek gösterilebilir.

Entegre aktörlerin evreni

Üstelik sosyal medya şirketleri, e-devlet ve mobil uygulamaları için bedava işgücü olarak ürettiğimiz veriler giderek birbiriyle daha entegre bir şekilde çalışan farklı aktörler arasında paylaşılıyor. Bunun sonucunda da birbirine bulaşan bünyeler, iş yapma yolları ve eylemler ortaya çıkıyor. Viral pazarlama yöntemini benimseyen hükümetler, ilaç tanıtımı ve promosyon aracına dönüşmüş hastaneler, yargı kurumlarının yetkisini kendine mal etmiş üniversiteler, Meclis soruşturma komisyonlarının işlevini sahiplenen gazeteciler, bilgi oluşturmaya yönelik çalışan aktivist sanatçılar bu toplumsal değişimin sonuçları olarak sayılıyor.

Bugün teknolojik altyapıların oluşturulması, işlemesi, kontrol edilmesi ve yayılması ile ilgili olan hususlar birçok ülkede siyasi, ekonomik ve toplumsal bir konu olarak tartışılıyor. İşte “Bulaşan Bedenler: Ağ Siyaseti Seminer Dizisi” de medya sanatının ilgili olduğu güncel toplumsal koşullara dikkat çekebilmek amacıyla düzenleniyor.

İfşa edenlerin öyküsü

İstanbul Bilgi Üniversitesi ve İstanbul Kalkınma Ajansı destekli seminerler, İstanbul Teknik Üniversitesi, Southampton Üniversitesi, Winchester Sanat Okulu / ve Akbank Sanat işbirliğiyle Haziran 2016’ya kadar her ay medya teorisyenlerini, aktivist ve sanatçıları bir araya getiriyor. Konuşmalar finans dünyasının görünmeyen ara yüzlerini medya sanatı işleriyle ifşa etmekten, sosyal medya hesaplarının neoliberal beyinler ve ilişkiler üretmesine, biyoteknoloji-hukuk ve devlet arasındaki b(ağ)lar ile bilimsel ve hukuki kanıt sayılan obje, objektiflik ve hakikat ilişkilerinin bugün nasıl yerinden edildiğine dair tartışmaları kapsıyor. Bilgi: http:// www.academy.decol.tv/

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr