HIV pozitif hastalığı taşıyan işçinin işe iade davasında ayrımcılık yapıldığına dair Anayasa Mahkemesi'ne yapan başvurudan çıkan karar dikkat çekti. AYM, yargılama sırasında talep edilmesine rağmen mahkemece kimliği gizli tutulmayan başvurucuya tazminat ödenmesine hükmetti. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enjeksiyon Hastalıkları ve klinik Mikrobiyolojisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesinin 'Çalışmasında sakınca yoktur' raporuna rağmen T.A.A'nın işine son veren patronu ise haklı buldu.

Davanın içeriğine dair kararda yer alan süreç ise şöyle:

Resmi gazetede yayımlanan AYM kararında T.A.A'nın 2006 yılında HIV pozitif olduğu belirtiliyor. T.A.A'nın çalıştığı iş yeri hekiminin durumdan haberdan edildiği ve hekimin çalışmasında yasal ya da sağlık yönnünden mahsur olup olmadığını araştırdığı aktarıldı. Konuyla ilgili bir rapor hazırlayan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enjeksiyon Hastalıkları ve klinik Mikrobiyolojisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi profesör ise T.A.A'nın sağlık durumunun çalışmasına engel bir durum olmadığını bildirdi.

Çalışmasında sakınca yok rapora rağmen işten çıkarıldı
26 Ocak 2009 tarihine gelindiğinde T.A.A'ya işten kendi isteği ile ayrıldığı gibi işlem yapıldı ve istifa dilekçesi imzalatıldı. T.A.A ise yaşadıkları karşısında iş mahkemesine başvurdu. Başvuruda ise İşyeri hekiminin talebi üzerine Ege Üniversitesi'nin çalışmasına engel yok raporu hazırlamasına rağmen işe başlatılmadığını 26 Ocak 2009 tarihinde iş yerinden haksız bir şekilde ayrımcılığa maruz bırakılarak çıkardığını aktardı. İş verenin zor durumundan yararlanarak sanki kendisinin işten çıkmak istiyormuş gibi birçok belge imzalattığını ve işten çıkarttığını ifade etti. Ayrıca sağlık bilgilerinin de hukuka aykırı olarak açıklandığını özel hayatının ihlal edildiğini, küçük düşürüldüğünü aktararak tazninat talebinde bulundu.

AYM'ye başvurdu
İş mahkemesi T.A.A'ya yapılanın ayrımcılık olduğuna karar verdi. Ancak yapılan yargılamada ise T.A.A'nın talebine rağmen kimlik bilgileri gizli tutulmadı. Yargılama da yasada belirtilen makul sürede tamamlanmadı. Bu iddialarla T.A.A AYM'ye başvurdu.

İş mahkemesinin kararı bozuldu
AYM'si davacının küçük düşürüldüğü iddiasıyla ilgili olarak, "Şahsiyet haklarına tecavüz edildiği hususu tespit edilememediğinden manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir" yönünde karar verdi.

İşveren haklı bulundu
Yerel mahkemenin aksine AYM, işten çıkarma kararını yerine buldu. İşverenin çalışanlarının sağlığını koruduğunun altı çizilerek T.A.A'nın hastalığının bulaşıcı olduğuna dikkat çekildi. Bu değerlendirmeler ışığında işverenin ayrımcılık yaptığının kabul edilmesinin mümkün olmadığı değerlendirildi.


Maddi ve manevi varlık korunmadı
T.A.A'nın İş Mahkemesi'ndeki yargılama sırasında kimlik bilgilerinin talebine rağmen gizlenmemesi, yargılamanın makül sürede ise gerçekleşmemesi ile ilgili olarak AYM'ye başvurdu. Bu konuda ise AYM "Eşitlik ilkesiyle birlikte incelenen özel hayata saygı maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi haklarının ihlal edildiği kabul edilebilir" dedi. Devamında da yargılamanın uzun sürdüğünü ve makul sürede yargılama yapılmadığı iddiasının haklı olduğu kaydedildi. Yargılamanın üçüncü kişilere kapalı yapılmasının reddine nedeniyle T.A.A'ya 8 bin TL manevi tazlinat ödenmesine, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle 4 bin 800 TL tazminat ödenmesine hükmedildi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr