Anayasa Mahkemesi’nin 54. kuruluş yıldönümü töreni, Yüksek Mahkeme’de gerçekleştirildi. Törene Erdoğan, TBMM Başkanı Ismail Kahraman, Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HSYK Başkanvekili Mehmet Yılmaz ile bakan, milletvekili ile yüksek yargı üyeleri katıldı. Başkan Zühtü Arslan, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ı kapıda karşıladı.

AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın, konuşmasının kısmen Dündar/Gül kararı sonrasında iktidarın hedef tahtasına koyduğu “bireysel başvuru” sistemini anlatmayı tercih etmesi dikkat çekti. Arslan’ın konuşmasında öne çıkan mesajlar şöyle:

Yargı bağımsız olmalı: Rejimlerin demokratik hukuk devleti olarak nitelendirilmesi, bağımsız ve tarafsız bir yargının ve yargıçların varlığına bağlı. Bağımsız ve tarafsız yargının olmadığı yerde hukuk devleti de yoktur.

Bireysel başvuru savunması: Uygulamanın başladığı 23 Eylül 2012 tarihinden bu yana toplam başvurunun 59 bin 833 olduğunu görüyoruz. Yüzde 63’ü mahkememiz tarafından sonuçlandırılmıştır. Bireysel başvuruda bugüne kadar toplam 1215 hak ihlali kararı verilmiştir. İhlal kararlarının yüzde 73’ü adil yargılanma hakkına, yüzde 6’sı kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına, yüzde 4’ü mülkiyet hakkına, yüzde 3’ü yaşam hakkına, yüzde 3’ü ifade özgürlüğüne, yüzde 11’i ise diğer hak ve hürriyetlere ilişkin. Adil yargılanma hakkı ihlallerinin yüzde 75’inin makul sürede yargılanma hakkının ihlaline ilişkin olduğunu ifade etmek isterim.

‘Hak eksenli’ yaklaşım

Dini ve siyasi kimliğe bakmıyoruz: Anayasa Mahkemesi’nin paradigma değişiminin ve “hak eksenli” yaklaşımının tipik örneklerinden birini başörtüsüne ilişkin bireysel başvuru kararında görmek mümkündür.

Başörtüsü kararına özel atıf: Bir avukat olan başvurucu, duruşmaya günlük yaşamında olduğu gibi başörtülü olarak girmek istemiş; hâkimin, Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin başörtüsüyle ilgili kararlarına atıf yaparak buna izin vermemesi üzerine, bireysel başvuruda bulunmuştur. AYM, bu başvuruya ilişkin kararında daha önce “4+4+4” olarak bilinen Kanun’un anayasallık denetiminde ortaya koyduğu dinin toplumsal ve kamusal alandaki görünürlüğüne imkân tanıyan “özgürlükçü” laiklik anlayışını hatırlatmıştır.

‘Önemli bir kazanım’

Ergenekon, Balyoz: Mahkememiz, kamuoyunun yakından takip ettiği ve çok sayıda Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun yargılandığı davalarda adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

İfade özgürlüğüne vurgu: Mahkeme ifade özgürlüğünün sadece kabul edilebilen düşünceler için değil, başkalarınca “rahatsız edici” görülen görüşler bakımından da geçerli olduğuna işaret etmiştir. İfade özgürlüğü, demokrasilerde en yakıcı sorunları bile serbestçe tartışma ve çözüm önerilerini savunma imkânı sunmakta. Kararların, bireylerin adalet duygularını tatmin etmek suretiyle devlete ve hukuka olan güveni de artırdığına inanıyoruz. Bu nedenle bireysel başvurunun önemli bir kurum ve kazanım olduğu söylenebilir. l

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr