Birinin ya da birilerinin gizlice izlenmesi-dinlenmesi operasyonlarını, koltuğunda oturup ekranda heyecanlı bir aksiyon filmi izlercesine tepeden seyredilebilen sıradan olaylara çeviren uygar Batılının, en son teknolojik gelişmelerin ürünü, uzaktan kumandalı kameralı böcek ya da (insansız hava aracı) gibi aygıtları nasıl beceriyle kullandığını örnekleyen, ayrıca böylesi kanlı operasyonlarda masum sivillerin hayatlarını da ne kadar önemsediğini (!) gösteren “Eye in the SkyÖlüm Emri”, ahlaki bir ikilem üstüne beylik gerilim öğeleriyle kurulmuş, uluslararası kirli savaş endüstrisinin günümüzde eriştiği korkutucu düzeyi gözümüze sokan, İngiliz yapımı bir çağdaş askeri operasyon filmi.

 

Operasyon erteleme

Londra’daki İngiliz istihbarat komutanı albay Powell’ın (benzersiz Helen Mirren yine döktürüyor) emrindeki askeri gücün, Afrika’da Kenya’nın Nairobi kentindeki gecekondumsu bir evde büyük çapta bir canlı bomba eylemine hazırlanmak için toplanmış ‘El Şebab’ denen, radikal İslamcı, Afrikalı bir terörist gruba müdahale edişi olarak konusu kısaca özetlenebilecek “Ölüm Emri” bugün gösterime giriyor.

Son dönemde bizim de kâbusumuz olan, yeni bir canlı bomba-intihar eylemi girişimini haber almış albay Powell teröristleri sağ yakalamaktansa bulundukları eve bir Hellfire füzesi fırlatıp onları tümden temizlemeye kararlı ama o sırada evin önünde annesinin pişirdiği ekmekleri satmaktaki küçük bir Arap kızını (Aisha Takow, hula hup çevirmekte de oldukça başarılı) öldürmemek için operasyonu habire erteliyor çok asil duygularla ve ölüm emrini uygulatmak askerlerle politikacıların ve hukukçuların eline bakıyor sonuçta.

 

Çok kahramanlı

Londra’dan Nevada’ya, Nairobi’ye dek, modern savaş halinin içerdiği ahlaki belirsizliklere de değinerek 4 ayrı kıtada, aynı anda geçen bu çok kahramanlı filmdeki askerlerden birini de canlandıran Gavin Hood’un yönetmenliğini üstlendiği, senaryosunu Guy Hibbert’in yazdığı ve Powell’ın amiri generali oynayan yılların usta aktörü (kısa bir süre önce ölen) Alan Rickman’a adanmış bu film, ahlaki ikilemlerle karşı karşıya alıp bedel ödemek durumundaki askerlerin, yasaların arkasından dolanan hukukçuların ve menfaatperest politikacıların sacayağını oluşturduğu, (son tahlilde de küçük kızın sağlığını düşünen, uygar batılının soylu asaletine (!) de vurgu yapan), eli yüzü düzgün dedikleri cinsten, insancıl bir askeri gerilim hikâyesi çeşitlemesi sayılabilir. Midesini üşütmüş Dışişleri Bakanı rolündeki Iain Glen, füzeyi patlatmayan pilotu rolündeki Aaron Paul gibi oyuncuların da dikkati çektiği filmin Haris Zambarloukos imzalı görüntüleri ve Paul Hepker-Mark Kilian’a ait müzikleri de birinci sınıf.

 

Beyazperdede 11 film

Adeta dün başlayan 35.İstanbul Film Festivali’yle rekabet edercesine çok sayıda, 11 kadar (6’sı yerli, 5’i yabancı) filmin vizyona çıkarılacağı bu hafta, Kanadalı yönetmen Jean-Marc Vallee’nin “Demolition- Yeniden Başla”sı ve Avusturya yapımı ilginç korku denemesi “Ich seh, ich seh-Ölümcül Oyun”la birlikte en dişe dokunur film sayılabilecek “Ölüm Emri”nin yanı sıra bir de Ben Stiller’in hem yönetip hem de başrolünü oynadığı devam filmi “Zoolander 2” ile çiftlik sahibine karşı ailesini koruyan küçük bir civcivin hikâyesini anlatan Meksika yapımı, şirin bir animasyon olan “Un Gallo con Muchos Huevos-Cesur Horoz” da var.

Haftanın vasatı pek aşamayan Türk filmleriniyse şöyle sıralayabiliriz: Taşradan İstanbul’daki bir özel okula aktarılan bir öğrencinin hikâyesini anlatan, Deniz Denizciler’in yönettiği “Türk Lokumu”, bir yol filmi olan, yönetmen Korhan Uğur’un “Kızkaçıran”ı, yönetmen Mustafa Haktanır’ın engellilerin sorunlarını ele aldığı, Antalya festivalinde de gösterilmiş “91.1”i, Hürcan Emre Yılmazer’in yönettiği, terk edilmiş bir köydeki akıl sır ermez, cinli olayları konu edinen devam filmi “Azem 3: Cin Tohumu”, bir Sefa Özçelik komedisi olan “Baba Mirası” ve yönetmen Bedran Güzel’in “Küçük Esnaf”ı bugün gösterime giriyor.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr