Aydın'da yaşayan İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü öğrencisi Afra Rabia Demirel, 2015'te annesinin meme kanserine yakalandığını belirterek şunları söyledi:

"O zaman üniversite 1'inci sınıf öğrencisiydim. Hastalık sürecinde annemin yanında olmam gerekiyordu. Bu yüzden okulumu dondurarak Aydın'a geldim. Annem 1 yıl boyunca bu hastalıkla savaştı. Kemoterapiler aldı, ameliyat oldu, son olarak geçen eylül ayında sonuçları temiz çıktı ve 'Taburcu olabilirsiniz' dediler."

GEÇMEYEN GRİP VE VÜCUTTA LEKELER

Bu arada gribe yakalandığını belirten Demirel Afra Rabia Demirel, hastalığının 3 ay boyunca geçmediğini kaydederek şunları anlattı:

"Normalde grip bile olsam çok çabuk atlatırdım. Ama hastalığım bir türlü geçmiyordu. Gün geçtikçe halsizleşiyordum ve ayağa kalkacak gücü kendimde bulamıyordum. Doktora gittiğimde faranjit teşhisi koydu. İlaç kullandım ama bu sefer vücudumda çıban gibi küçük kırmızı lekeler çıkmaya başladı. Bunu yüzümde daha çok gözlemledim, sivilcedir diye geçiştirdim. En son bacaklarımda morluklar çıkmaya başlayınca bir şeylerin ters gittiğini anladım. Eylül ayında annemin taburcu olacağı gün hazır hastanedeyken kan testi yaptırayım dedim ve lösemi olduğumu öğrendim."

'İNANAMADIM, RÜYA OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜM'

Lösemi olduğunu duyduğunda inanamadığını belirten Afra Rabia Demirel, neler hissettiğini şöyle anlattı:

"Annesine aşık bir kız olarak aynı kaderi bu kadar kısa aralıklarla yaşayacağımıza hayatta inanmazdım. 1 Eylül 2016 topuklu ayakkabıyla gittiğim hastaneye, 'Dönüşte arkadaşımla buluşacağım' düşüncesiyle girdiğim doktorun yanından ağlayarak çıktım. Önce inanamadım beynim algılamakta güçlük çekti, bir rüya olduğunu çok düşündüm. Lösemi tanısı konulmuştu ve tedavisi kemoterapiydi. Annemin bir yıl boyunca aldığı kemoterapiyi ben de alacaktım. Yan etkilerini ezberlediğim, annemin bütün acılarına ortak olmaya çalıştığım ama asla tam olarak acısını yaşayamadığım o yan etkilerin tümünü şimdi yaşamaya hazırlanmam gerekiyordu."

Annesi taburcu olurken kendisinin yatışının yapıldığını kaydeden Demirel, "Üniversite kaydımı yenilemiştim. Hatta bazı eşyalarımı bile göndermiştim, üniversiteye gideceğimi düşünürken benim tedavi sürecim başladı, yaklaşık iki aydır tedavi görüyorum" dedi.

'3 TÜP KANLA HAYAT KURTAR'

3 tüp kanla ilik bekleyen insanlara umut olunabileceğini vurgulayan Afra Rabia Demirel, "İlik nakli olmam gerekiyor. Ben inanıyorum ki gerekli ilik bulunacak. Ama ilik nakli bekleyen birçok insan var, ben onlara da umut olmak istiyorum. Bu yüzden herkesin Kızılay'a kan verip dönor olmasını istiyorum" diye konuştu.

Türkiye'de 180 bin donör bulunduğunu bu sayıyı yükseltmek istediğini söyleyen Demirel, sözlerine şöyle devam etti:

"Kanser çok ağır, lösemi çok daha ağır. Enfeksiyon kapmamam gerekiyor, çünkü enfeksiyon öldürür. Ben 22 yaşındayım ama bir de küçücük bebekleri düşünün. Bir de yürümeye hali olmayan yaşlı dede ve ninelerimizi. Onlar yaşam mücadelesi verirken lütfen 5 dakikanızı ayırın ve Kızılay'a donör olmak istediğinizi söyleyin. Farkındalık yaratmak istiyorum, bunu kendim için değil tüm hastalar için yapıyorum."

KAMPANYA BAŞLATILDI

Arkadaşı Yunus Emre Erden ile birlikte 'Umut ol, kan ver' kampanyası başlattıklarını belirten Afra Rabia Demirel, "Instagram'da 'umutolkanver' sayfası açtık. Orada donör olan herkese teşekkür ediyoruz. Amacımız donör olmayanlara, bu konuda bilgisi olmayanlara, korkanlara bunun çok basit bir işlem olduğunu göstermek. Lütfen 5 dakikanızı ayırarak kan verin ve hayat kurtarın" diye konuştu.

'ŞİMDİ BEN KIZIMIN ELİNDEN TUTUYORUM'

Anne 42 yaşındaki Beylühan Demirel de, kızının lösemi olduğunu ilk duyduğunda inanamadığını söyledi. Hastalığı boyunca kızının kendisine sürekli destek olduğunu vurgulayan anne Demirel şöyle dedi:

"Doktor, kızımın lösemi hastası olduğunu ve hemen tedavi edilmesi gerektiğini söyledi. Kızım, hastalığım boyunca hep yanımdaydı, hep elimden tuttu, her yerde onun ayak izleri vardı. Şimdi ben onun elinden tutuyorum. Kızımın en büyük hedefi, kimsesiz çocuklara yardım etmekti. İyileşip onların elinden tutacak, ayrıca lösemili hastalara da ışık olacak." Kaynak: Cumhuriyet.com.tr