HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, "Sayın Başbakan, sokağa çıkmadan önce bize bir Meclis'in içerisinde selam verin. Bu dil bu üslup terk edilsin." dedi.

ALİ ŞÜKRÜ BEY'İ HATIRLATTI

Tan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Birinci Meclis'in Trabzon Milletvekili Ali Şükrü Bey'in 27 Mart 1923'te öldürüldüğünü hatırlattı. Tan, Ali Şükrü Bey'in Birinci Meclis'te Lozan Antlaşması'na "hayır" diyen grubun liderliğini yaptığını söyledi. Ali Şükrü Bey'i rahmetle andıklarını belirten Tan, dün Genel Kurul görüşmelerinde, ölüm yıl dönümü olan birçok kişiyle ilgili konuşma yapıldığını ama Ali Şükrü Bey'e ilişkin hiçbir ifadenin yer almadığını, bunun da Meclis'in ayıbı olduğunu savundu.

SUR'UN KAMULAŞTIRILMASI

Sur ilçesi için alınan kamulaştırma kararını hatırlatan Tan, şöyle devam etti:

"Devlet, Sur ilçesinde kamulaştırma kararı aldı. Vatandaşın evi yıkılmışsa, şehirler harabe haline gelmişse bunun siyasi olarak kimler tarafından yapıldığı ayrı bir tartışma konusudur ama tartışılmayacak bir konu vardır ki vatandaş bu halde bırakılamaz, mutlaka vatandaşın bu perişan halden kurtarılması gerekir. Bu bir hüküm cümlesidir. Vatandaşın bu perişanlıktan kurtarılması insanca bir hayata kavuşturulması sağlanmalıdır. Bunu herkes yapacak. Devlet, belediyeler ve bizim gibi siyasetçiler de elini taşın altına koyarak yapılması gereken neyse onları söyleyecek.

Ne yapılacaksa mutlaka halkın onayı alınarak yapılmalıdır. Sur, Cizre, Nusaybin başka yerler için de aynıdır. Bu noktada yapılacaklarla ilgili iki ana başlık vardır. Birincisi bu istimlak kararı çerçevesinde yapılacak olanlar. İkincisi ise bu müdahale sonrası yapılacak olan imar faaliyetleridir. Kamulaştırma kısmında vatandaşın istemediği, arzulamadığı, içine sinmediği hiçbir uygulama yapılmamalıdır. Kamulaştırılacak bu yerlerle alakalı değer tespitine çok dikkat edilmesi lazım."

SUR'UN KORUMA İMAR PLANINI HATIRLATTI

Sur ilçesi için bir başka önemli kriterin ise 2012'de Sur'un koruma imar planlarının tasdik edilmesi olduğunu anlatan Tan, tasdik edilen bu imar planına aykırı bir çivinin bile çakılmaması, planlar neyse aynen uygulanması gerektiğini, bu planlarda bütün tarafların onayının bulunduğunu söyledi. Tan, yapılacak imar faaliyetleri ve restorasyonların, koruma planına uygun olacağı yönünde Başbakan, Cumhurbaşkanı ve ilgili bakanların ağzından taahhütlerin halka verilmesi gerektiğini belirterek, "Bizlerde bunun takipçisi olacağız. Sadece muhalefetle bu işin götürülemeyeceğinin de farkındayız." diye konuştu.

Tan, şunları kaydetti:

"Bütün bunlar üst üste konulduğu vakit şöyle bir tablo çıkıyor ortaya: Üzüm yemek istiyorsak yol budur. Kamulaştırmada takip edilecek yol da ondan sonra yapılması gerekenlerde budur. Ama yok üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek istiyorsak, ben şahsen bağcıyı dövmek isteyenlerden değilim. Çünkü halkın ciddi bir mağduriyeti vardır. Ciddi bir felaket vardır ortada. Depremden daha büyük bir yıkım söz konusudur. Bizim hep beraber bunu esasına, usulüne uygun bir şekilde onarma mecburiyetimiz vardır."

"BAŞBAKAN ÖNCE MECLİS'TE BİZE SELAM VERİN"

Bir gazetecinin "Terörle mücadele konusunda Başbakan'ın 'sokağa çıkarak birbirimize selam verelim' açıklaması oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Tan, "Sayın Başbakan, sokağa çıkmadan önce bize bir Meclis'in içerisinde selam verin. Bu dil bu üslup terk edilsin. Diyarbakır'da bir karar alınıyor. Bizim dokuz Diyarbakır milletvekili var hele bir çağırın bunların da fikrini alın." dedi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr