Millet Gazetesinden Rıdvan Yasin Doğan'ın haberine göre: İç savaşlar, ekonomik sebepler, yoksulluk, dış güçlerin müdahalesi ve siyasi baskılardan kaçıp Avrupa’da daha iyi bir hayat kurma umuduyla yola düşen mültecilerin Türkiye’de iki toplanma merkezi var. Birincisi İstanbul, diğeri İzmir… Ülkeye ister yasa dışı ister yasal yollarla girmiş olsun, İstanbul’a ulaşan mülteciler, daha çok Suriyelilerin bulunduğu semtlere yerleşiyor. Burada da yolcu başı tabir edilen ilk aracılarla temas kuruyorlar.   Aracılar, onları Aksaray’daki merkeze götürüyor. Arap turistlerin uğrak yeri olan eğlence merkezlerinde üslenen insan tacirleriyle kıran kırana pazarlık yapılıyor. Sonrasında rotaya karar veriliyor.   Güzergâh, yolun durumu ve ücrete göre gidilecek en uygun zaman belirleniyor. İstanbul’dan rota Edirne veya Çanakkale… (Ege’den kaçanlar, İzmir’de toplanıp oradan yola çıkıyor) Genelde gece yarısı, otobüslerle yolculuk başlıyor. Yol boyunca uygulama ve denetimlere takılmamak için eskortlar da otobüslere eşlik ediyor. Kaçakçılar, denetim bölgesi ve saatlerine göre güzergah belirliyor. Otobüsler, Çanakkale ve Edirne’de daha önceden belirlenen ve kendilerini bekleyen çete üyelerinin bulunduğu yerlere ulaşıyor. Ve göçün ikinci ayağı başlıyor...   RÜŞVETÇİ BULGAR'LAR   Güzergah Edirne üzerinden kara olarak geçiş ise, göçmenler, çete üyeleri tarafından sınıra götürülüyor. Daha önceden anlaşılan Bulgar polisi, rüşvet karşılığı göçmenlerin yasa dışı olarak sınırı geçmesine izin veriyor. Göçmenler, polislerce ülkenin iç bölgelerine götürülüp bırakılıyor. Çanakkale’ye gidenler, kıyıda bekleyip çete üyelerinin kendilerine hazırladığı bot, filika, tekne ya da yatlara binerek Yunan adalarına ulaşmayı hedefliyor.   PARAYA GÖRE GÜZERGAH   Bot ve filikalar, kaçak grubundan birine kullandırılıyor, insan tacirleri kıyıdan sonra ayrılıyor. En çok ölüm de bu tip yolculuklarda yaşanıyor. Tekne ya da yatlarda ise çete üyesi kaptanlar bulunuyor. Sahil Güvenlik botları tarafından fark edilmemek için navigasyon cihazı kullanılmıyor. İnsan tacirlerinin, Yunan ortakları tarafından rüşvetle bağlanan Yunan güvenlik güçleri, gelen göçmenleri para karşılığı ülkenin iç kısımlarına kadar götürüyor. Tüm bu yolculuğun başından sonuna kadar, Türkiye’deki insan tacirleri, uluslararası mafya örgütleri ile ortaklaşa çalışıyor.   iŞTE KAÇIŞIN TARiFESi   Yurt dışına kaçak geçiş ücretleri, güzergâh ve kişi sayısına göre değişiyor. Yürüyen yolcu yani kara yolculuğu: Edirne üzerinden geçerek Bulgaristan/Sofya polis yetkililerine teslim: 1.800 ile 2.250 euro…   Yat yolcusu yani lüks yatlarla yolculuk:   (Maddi durumu iyi olanların tercihi) 2.500-3000 euro… Bot/Filika/Tekne yolcusu: (En riskli ve çoğunlukla ölümlerle karşılaşılan yolculuk. Bu yolu daha çok, parayı güç şartlarda  denkleştirebilen göçmenler kullanıyor): 1.600 euro…   Türkiye geçiş güzergahı...   Türkiye’de insan kaçakçıları, Ortadoğu karışmadan önce daha çok Afrika ülkeleri ile Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerden gelenleri Avrupa’ya kaçırıyordu. Özellikle Suriye’deki iç savaşın ardından sektör tamamen Suriyeliler üzerine kuruldu. Savaştan kaçan Suriyelilerin bir bölümü Türkiye’de kalmaya devam etse de hatırı sayılır bir bölümü ise Avrupa’ya gitmeyi amaçlıyor. Türkiye onlar için son durak değil sadece bir geçiş güzergahı.Kaynak: Cumhuriyet.com.tr