Güneydoğu Anadolu’daki çatışmalı sürecin durdurulması için “Bu suça ortak olmayacağız” isimli bildiriye imza atan akademisyenler hakkında idari soruşturma başlatan üniversiteler arasına Marmara Üniversitesi de katıldı. Üniversite 5 kişilik soruşturma komisyonu kurarak 35 akademisyenin savunmalarının alınması için çağrı kağıdı yollamaya başladı.

‘Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza atan 1128 akademisyen hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da hedef göstermesiyle YÖK tarafından düğmeye basılmıştı, birbiri ardına idari soruşturmalar başlamıştı. İstanbul Üniversitesi’nin ardından Marmara Üniversitesi de imzacı toplam 35 akademisyen hakkında idari soruşturma başlattı. 5 kişilik soruşturma komisyonunda Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Turan Yıldırım, Prof. Dr. Ahmet Gökcen, Prof. Dr. Selami Kuran ve Prof. Dr. Talat Canbolat ile Aile Hekimliği Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mehmet Akman yer aldı. Hakkında soruşturma başlatılan 35 akademisyen arasında ise Prof. Dr. Özdemir Aktan, Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu gibi isimler yer alıyor.

 

Yurtdışından destek

Akademisyenlere yurtdışından da destek gelmeye devam ediyor. Yunanistanlı akademisyenler, Türkiye’deki akademisyenlere destek olmak amacıyla bir imza listesi oluşturdu ve dayanışma mektupları yolladı. Panteıo Üniversitesi DEP (Eğitim ve Araştırma Personeli) Üyeleri Derneği, özellikle akademik özgürlüklerin ihlali ile birlikte Türkiye’de ifade özgürlüğünün suç sayılmasını kınayarak, zulüm gören Türk Akademisyenlere dayanışmasını ve desteğini beyan etti. Dernek üyeleri elektronik ortamda hazırlanan dağıtılan destek ve dayanışma metinlerini 109 üniversite ve kişilere göndererek imzalamaya davet etti.

 

Hedef gösterildi, okuldan atıldı

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde görevli Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Yenigün’ün de işine son verildi. Yenigün’ün 40 gün boyunca okula girmesi de engellendi. Yenigün işten atılmadan önce Cem Küçük, iki köşe yazısı yazarak üniversitenin sahibi Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar’ı hedef göstermiş ve Yenigün hakkında işlem yapılmadığını ileri sürmüştü. Yenigün, “Bildiri tekrardan yayımlansaydı yine imza atardım” dedi. Öte yandan, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde görevden uzaklaştırılan Yrd. Doç. Halil İbrahim Yenigün’ün babası Sedat Yenigün’ün Milli Türk Talebe Bİrliği bünyesindeki İstanbul Kültür Ocağı’nın yönetici kadrosunda olduğu, milliyetçi ve muhafazakar siyasette önemli figürlerden biri olduğu belirtildi. Sedat Yenigün’ün ayrıca öldürüldüğü 1980 yılına kadar 1976 yılında çıkan Tevhid, Hicret, Şûra gibi dergiler ve İslami Hareket dergilerinde yazılarının yayımlandığı kaydedildi.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr