Hayriye Pınar Civek, Rabia Merve Civek, Yaşar Civek, 5 Temmuz 2011’de AİHM’ye devletin annelerini koruyamadığı gerekçesi başvuruda bulunmuştu.

Davayı inceleyen mahkeme, Selma Civek’in polise birkaç defa başvurmasına, sanığın mahkeme önüne çıkarılmasına rağmen, ayrıca ölüm tehditleri ve tacizlerin de olmasına rağmen devletin yeterince koruma sağlanmadığına kanaat getirdi. Mahkemenin emirlerine uymayan kocaya dışarıda kalması için izin verilirken, çocukları ve eşini koruması adına gerekli tedbirlerin alınmadığını belirtildi. AİHM, maktulün 10 Ocak’ta tekrar başvuruda bulunmasına rağmen gerekli tedbirler alınmamış ve 4 gün sonra sokak ortasında öldürülmüş olmasını "yaşam hakkının ihlali" olarak değerlendirdi.

Strasbourg mahkemesi AİHS’nin 2. Maddesi olan “yaşam hakkını” koruyamadığı sebebiyle Türkiye Cumhuriyeti’ni, Civek’in çocuklarına 53 bin Euro tazminat ödemeye mahkum etti. Ayrıca 14. madde olan ayrımcılık maddesinin işletilmesine ise gerek görmedi.

DAVANIN SEYRİ

Selma Civek 1987 yılında evlendiği kocasından sürekli şiddet ve taciz görüyordu. Civek şiddet gördüğü gerekçesi ile başvuruda bulunmuş ve 2009 yılında Ankara’da bir müddet istismar gören kadınlar kurulan bir merkezde kaldı. Eve geri dönmüş fakat tekrar aile şiddete maruz kaldığı için 14 Ekim 2010 tarihinde suç duyurusunda bulunmuştu. Eşi H.C. karısına karşı şiddetten dolayı gözaltına alındı. Kasım 2010’da denetimli serbestlikle salıverildi. Selma Civek 23 Kasım 2010’da ölüm tehdidi ve tacizlerden sonra 10 Aralık 2010’da yeni bir şikayette bulundu fakat 14 Ocak 2011’de sokak ortasında 22 bıçak darbesiyle kocası tarafından öldürüldü. H.C. ömür boyu hapisle cezalandırıldı.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr