Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Başkanı Baki Düzgün, Maraş’ın Terolar Köyü’ne yapılmak istenen konteyner kentine karşı direnenlere destek olmak için bölgeye gitmesi ve burada konuşma yapması nedeniyle ifade vermeye çağırıldı. İfade vermeye gitmeyen Düzgün, “Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden arandım. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararı olduğu ve geçtiğimiz cuma günü ifade vermem için Ankara Güvenlik Şubesi’ne gelmem gerektiği söylendi. Gitmeyeceğimi ilettim. ‘Alevilerin yaşadığı yaşam alanlarınından elinizi çekin’ dediğim için ifadeye çağırılıyorum. Yaptığımız açıklamaların hepsinin arkasındayız. Bugün Türkiye’de gerek Alevilere, gerekse hükümete, saraya muhalif olan kesimlere yönelik ciddi operasyonlar var. Demokrasi, insan hakları için mücadele ediyoruz, etmeye devam edeceğiz” dedi.

Konu ile ilgili gazetemize açıklama yapan Baki Düzgün, Terolar'a kurulmak istenen kamplara karşı olduklarını ve bu nedenle birkaç kez Alevi örgütleri ile birlikte bölgeye giderek basın açıklaması yaptıklarını anımsatarak "Terolarda yaptığımız açıklamaların hepsinin arkasındayız” diye konuştu. Düzgün emniyetten arandığında "Bizim yerleşim alanlarımızı gasp ediyorsunuz ve oraya mültecileri yerleştiriyorsunuz, kim olduklarını dahi bilmiyoruz, biz haklıyız, savcılık böyle bir soruşturma başlattığı için utanmalıdır’ dedim. İfade vermeye gelmeyeceğim" değerlendirmesinde bulundu.
'Muhalifler baskı altında'

Türkiye’de gerek Alevilere, gerekse AKP hükümetine ve saraya muhalif olanl kesimlere yönelik ciddi operasyon olduğunu vurgulayan Düzgün, özetle şunları kaydetti:

“Gazeteciler hapse atılıyor, insanlar haklarını aramaları engelleniyor, Alevilerin inançsal kimlikleri nedeniyle hak taleplerine müdahale ediliyor. Böyle bir sistemde muhalif ve aykırı olmak, bazı bedellere hazır olmak demektir. İktidar ve saraydan korkmuyoruz. Barış talep ettikçe, demokrasi mücadelesi verdikçe, onların bu zihniyetleri yıkılacaktır. Terolar da söylediğimiz şu ‘Alevilerin yaşadığı yaşam alanlarınından elinizi çekin. Oraya mülteci kampları yapmayın, kamplara gelecek olanların kim olacağını bilmiyoruz, IŞID çetesi mi El-Nüsra’mı bilmiyoruz. Bu nedenle biz 3 bin kişinin yaşadığı Terolara 20 bin kişinin yaşayacağı bir mülteci kampı kurulması demek 3 bin insanın göçe zorlanması, imhası demektir, bunu doğru bulmuyoruz, bu politikalardan vazgeçin.’

Verdiğimiz mücadele açık ve net. Demokrasi, barış, özgürlük, insan hakları için mücadele ediyoruz. Kendi inançsal için mücadele ediyoruz. Terolara gidip basın açıklamalarımız ve desteklerimiz devam edecek.”

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr