AB Bakanı Ömer Çelik ve İtalya Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Paolo Gentiloni, Ankara'daki AB Bakanlığı'nda bir araya gelerek, ortak basın toplantısı düzenledi. Vize serbestisi ve mülteci sorunuyla ilgili açıklamalarda bulunan Çelik, "Üzerimize düşen mükellefiyeti yerimize getiriyoruz. Aynı şekilde İtalya'da üzerine düşeni yapıyor. Geçen gün bir dostumuz bizi ziyaret ettiğinde kendisine şöyle bir soru sordum. Dedim ki Halep konusu bir Ortadoğu konusu mudur yoksa bir Avrupa Birliği konusu mudur? Kuşkusuz Halep sadece bir Ortadoğu sorunu değildir. Orada patlak verecek bir çatışma 1 milyon insanın daha yollara düşmesine neden olacak. Ölümden kaçanları kimsenin dışlama hakkı yok. Bu göç krizi sadece öndeki Türkiye Yunanistan ve İtalya'nın sorunu değildir. Sınırlara tel örgü örülerek insanlar ölüme terk edilemez. Özellikle Geri Kabul Anlaşması, gönüllü yerleştirme gibi konularda daha güçlü mekanizmaların ortaya çıkması gerekir ama burada bahsettiğimiz gibi Türkiye açısından kritik olan konu vize serbestisi konusudur. Türkiye için bu anahtar konudur. Vize serbestisinin gerçekleşmesinden sonra ancak bu konularda adım atabiliriz" diye konuştu.

"AVRUPA İÇERİSİNDE BAZI IRKÇI YAKLAŞIMLAR YAPILDI"

Brexit sonrası Avrupa'nın geleceğine ilişkin yürütülen tartışmalara değinen AB Bakanı Çelik, "Biz Brexit sonrasında yapılan tartışmaları hassasiyetle izliyoruz. Avrupa'nın içine kapanmasının ortak geleceğimiz için önemsiyoruz. Türkiye'nin bir Avrupa Devleti ve Avrupa demokrasisi olarak maruz kaldığı darbe girişiminden sonra maalesef Avrupa içerisinde bazı ırkçı yaklaşımlar yapıldı. Türk halkı 15 Temmuz'da bütün dünyaya demokrasi dersi vermiştir. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı darbe girişimi sadece Türkiye'ye yönelik değildir. Şu anda biz Avrupa Birliği içerisinde olmasak da güçlü bir Avrupa devletiyiz, güçlü bir Avrupa demokrasisiyiz" ifadelerini kullandı.

"AVRUPA, NATO SINIRLARI DAEŞ'TEN TEMİZLENMİŞTİR"

Vize serbestisi için gelinen son noktayla ilgili bilgileri paylaşan Bakan Çelik, sürecin Avrupa Konseyi bağlamında takip edilmesine ilişkin bir teklif sunduklarını belirterek, şöyle konuştu: "Tartışma meselesi olan Terörle Mücadele Yasası olan konudur. Biz burada sürecin Avrupa Konseyi bağlamında orada takip edilmesi bağlamında bir teklif sunduk. Biz DEAŞ, FETÖ, PKK ve PYD gibi birden çok terör örgütünün saldırısı altındayız. Darbe girişimi olmuş, ordudaki generallerin yarısına yakını bu girişime karışmış ve tutuklanmış. Buna rağmen hiçbir güvenlik zaafı içerisine Türkiye'ye ve müttefikleri sokmaksızın Suriye topraklarına girmişiz. Aylar sürebilir denilen operasyonu günler içinde gerçekleştirmiştir. 65 ülkenin, koalisyonun elde edemediği başarıyı tek başına elde etmişiz. Türk sınırları DAEŞ'ten temizlenmiştir. Bu aynı zamanda Avrupa sınırları DAEŞ'ten, NATO sınırları DAEŞ'ten temizlenmiştir. Türkiye'nin güvenliğini sağlamak üzere attığı her adım Avrupa'nın ve NATO'nun da güvenliğini sağlıyor. Bunlar iç içe konular. Karşı tarafta ulusal bir devlet yok, terör örgütlerinin at koşturması var. Avrupa'nın böyle bir sınırı olduğunu düşünün, kimsenin aklından terörle mücadele yasasını değiştirin demek aklından geçmez. Terörle mücadelede bir zaafın çıkmasına müsaade edemeyiz. Türkiye'nin burada verdiği mücadele iç içe pek çok güvenlik çemberini aynı anda içeren bir mücadele olduğu görülmelidir"

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr