Amacı, Balçova’da apartman görevlisi olarak çalışan babası Halil Coşgun ve annesi Şafer Coşgun’a destek olmaktı. Ailenin tek çocuğu olan Hüseyin, 15 Temmuz günü çalıştığı otelde elektrik akımına kapıldı. Sağ elinde ve sol dizinde yaralanmalar olan Hüseyin, kaldırıldığı hastanede 8 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra yaşamını yitirdi.

Savcılık soruşturması aşamasında hazırlanan bilirkişi raporunda, uygunsuz bağlantı yapılarak uzatılan bir kabloda meydana gelen elektrik kaçağı nedeniyle akıma kapılan Hüseyin’in kalbinin durduğu belirtildi. Hüseyin, 80 liralık kaçak akım rölesi olsaydı, şimdi hayatta olacaktı.

Olayda ihmali bulunduğu öne sürülen otel yöneticisi ve otel çalışanı sanıklar İ.B. ve K.A. hakkında bilinçli taksirle ölüme neden olma ve delilleri karartma suçundan Çeşme 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması olaydan 10 ay 15 gün sonra 30 Mayıs’ta görüldü. Duruşmada, dinlenen tanıkların hepsi Hüseyin’in elektrik akımına kapılarak öldüğünü söyledi. Otel çalışanları, bu olaydan önce alınmayan tedbirlerin Hüseyin’in ölümünden sonra apar topar alındığını, olayda ambulansın çok geç çağırıldığını ve hemen olay sonrasında elektrik kaçağına neden olan kabloların değiştirildiğini söyledi. Olay günü işyerinde, 80 liralık kaçak akım rölesi olmadığı ve olaydan sonra takıldığı da belirtildi. Mahkeme duruşmayı 21 Eylül’e erteledi.

‘Güvenimiz sarsılıyor’

Acılı baba Halil Coşgun, 16 yaşındaki oğlunu büyük ihmaller neticesinde toprağa verdiğini belirterek şunları söyledi:

“Tek isteğim bu işin sorumlularının hak ettiği cezayı alması ve bir daha başka Hüseyin’lerin ölmemesi. Bu kadar ucuz olmamalı. 16 yaşında bir evlat 80 liralık kaçak akım rölesi olmadığı için, ağır ihmal neticesinde hayatını kaybetti ve ne yazık ki, hiç kimse bu ölüm nedeniyle tek bir gün dahi tutuklanmadı. Olayın üzerinden neredeyse bir yıl sonra duruşma yapıldı. Sorumlular da ellerini kollarını sallayarak dışarda dolaşıyor. Bu adalete olan güvenimizi sarsıyor.” (Milliyet)

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr