Batan teknenin su yüzeyindeki yaklaşık 1 metrelik burun kısmına tutunarak hayatta kalmayı başaran Hüseyin, "Ya İstanbul'a gidip iş bulup, çalışacağım ya da Irak'a anne babamın yanına döneceğim" dedi.

Geçen 8 Şubat'ta saat 06.06'da "Alo 158 Salih Güvenlik" ihbar hattını arayan mülteciler, Yunanistan'ın Midilli Adası'na geçmek isterken bindikleri teknenin Altınoluk önlerinde alabora olup, battığını bildirdi. Bunun üzerine bölgeye sahil güvenlik botları ve helikopteri sevk edildi. Bu sırada bölgede bulunanbalıkçılar, saat 10.00 sıralarında 1 mülteciyi kurtarıldı. Daha sonra bölgeye takviye olarak gönderilen sahil güvenlik uçağı kıyıdan 2 mil kadar mesafede yarı batık bir fiber tekne olduğunu farketti. Saat 13.00 sıralarında 2'si sahil güvenlik botu, 1'i de sahil güvenlik helikopteri tarafından olmak üzere 3 mülteci daha kurtarıldı. Sahil güvenlik ekipleri, 11'i çocuk 27 mültecinin cesedini sudan çıkardı. Cesetlerden 3'ünün Sahil Güvenlik Dalış Timi tarafından satan tekneden çıkartıldığı bildirildi.

Mültecilere mezar olan Kocaeli'nin Kandıra ilçesindeki Kefken Limanı'na bağlı olduğu tespit edilen "Doğan" isimli teknedeki ölenlerden 18'inin Suriye, 9'unun da Irak uyruklu olduğu belirlendi. Arama-kurtarma çalışmaları sahil güvenlik bot, uçak ve helikoptermeri tarafından da an ve an görüntülendi. Görüntülerde batan 9 metrelik fiber teknenin su yüzeyindeki yaklaşık 1 metrelik burun kısmına tutunarak hayatta kalan 20 yaşındaki Iraklı mülteci Pelen Hüseyin'in el sallayarak yardım istediği görüldü. Helikopterdeki kurtarma operatörü Astsubay Üstçavuş Tuncay Ceylan, halatla denize inerek Pelen Hüseyin'i kurtardı. Hipotermiye girmek üzereyken kurtarılıp Edremit Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Hüseyin, tedavisinin ardından bugün getirildiği Edremit İlçe Jandarma Komutanlığı'nda yaşadığı dehşet anlarını tercüman aracılığıyla gazetecilere anlattı.



Irak'tan yola çıktıklarını belirten Pelen Hüseyin, "10 günden buyana Altınoluk'ta bekliyorduk. Tekneden 18 Suriyeli 13 Iraklı vardık. Denize açıldıktan 5-10 dakika kadar teknenin motoru arızalandı. Tamir ettik ancak bu defa da yan yattı. Dalgalar vura vura, tekneyi suyla doldurunca alabora olup, batmaya başladı. Tekneden suya düştüm. Teknenin burun kısmı dışarıda kaldı. Yüzerek, teknenin burnuna ulaşıp, tutundum. 8 saat boyunca suda ayaklarımı çırptım. Mazottan ayağım yandı. Teknedikilerden kimi boğularak kimisi de hipotermiden öldü. Ölenler arasında hiçbir yakınım yoktu. Kurtarma çalışmaları için gelen helikopteri görünce el salladım. Beni farkedip, halat atıp kurtardılar. Türk askerine teşekkür ediyorum" dedi. Artık Avrupa'ya gitme hayalinden vazgeçtiğini de belirten Hüseyin, "Ya İstanbul'a gidip iş bulup, çalışacağım ya da Irak'a anne babamın yanına döneceğim" diye konuştu.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr